Cengiz Alyılmaz dilbilimci, akademisyen 11 Nisan 1966 tarihinde Kars'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Kars’ta tamamladı. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1986) mezunu. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi TDE Eğitimi Bölümüne (1987) araştırma görevlisi olarak atandı.
“Latifi Tezkiresinin Sentaks Yönünden İncelenmesi” (1988) teziyle yüksek lisansını, “Orhun Yazıtlarında Söz Dizimi” (1994) adlı teziyle doktorasını tamamladı. Doktora öğrenimi sırasında Türk cumhuriyetlerınde bilimsel araştırmalar yaptı, bazı Türk şivelerinin askerî terminoloji sözlüklerini hazırladı. Moğolistan’daki Türk yazıtlarını kurtarmak amacıyla TİKA tarafından yürütülen Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesinde epigrafya grup başkanı olarak görev yaptı (1997-2000).
Prof. Dr. Osman F. Sertkaya ile birlikte Türk Dil Kurumu tarafından yürütülen “Göktürk (Runik) Yazılı Belge Yazıt ve Anıtların Albümü Projesi” kapsamında Moğolistan‘daki Eski Türk Yazıtları‘nın albümünü hazırladı.
ESERLERİ:
Telif: Eski Türkçe‘nin Lûgatı (I.basım 1985; II.basım 1988),Orhun Yazıtlarının Söz Dizimi (1994).
Yayıma Hazırladıkları: M.N. Çobanov‘dan / Azerbaycan Kişi Adları (1993), Uygur Atasözü ve Deyimlerinden Seçmeler (1995), Gülafet Davudova / 555 Tapmaca- 555 Bilmece (1996), T. Ferzeliyev - İ. Abbasov, N. Hacıyeva / Türk Dilinde Dualar, Beddualar, Yeminler (1996), Meherrem Gasımlı / Azerbaycan Türklerinde Rüya Tabirleri (1996), Nebi Hezri / Peygamber- Saflık Hikâyeleri (1996), M. Çobanlı / Ağır Elli Borçalı Dedem Gorgud Keçen Yerdi Bu Yerler (1996).
HAKKINDA YAZILANLAR
(KÖK)TÜRK HARFLİ YAZITLARIN İZINDE BİR BİLİM İŞÇİSİ DR. CENGİZ ALYILMAZ Veysel DİNLER
Asya coğrafyasının genişçe bir alanına dağılmış (Kök)Türk harfli yazıtların belgelenmesinin yorulmaz bilim işçisi, Evliya Çelebisi oldu Doç. Dr. Cengiz ALYILMAZ.
Cengiz Hoca, "Belleklerde benden de bir iz kalsın" diye yorulup arılmaksızın, yılgınlık bıkkınlık göstermeksizin çok büyük bir özveriyle, Türklük bilimine adanmışlık duygu ve düşüncesiyle düştü yollara. Elde ettikleriyle bir ateş yaktı “Külü içinde közü kalsın, ulusun dilinde yaşayan sözü olsun” diye.
Ataları taşa kazımıştı “bengi (ölümsüzlük)” sözünü… “Dünler alıp gitmesin”, “tarihin karanlıklarına gömülmesin”, “yurttaşları her an uyarılmış kılınsın” istemişlerdi. Söz uçardı, ancak yazı kalabilirdi. Atalar da öyle yapıp yazıyı taşa kazımışlardı. Cengiz Hoca da, atalarından el alıp “sözün ucu dağda taşta kalmasın” diye uzatıyor bizlere ellerini.
Ulaşılması zor olan coğrafyalardaki bütün güçlüklere, zor yılardı, güçlük sinerdi ama Cengiz Hoca yılamazdı, oturamazdı, baş eğemezdi… Bulmalıydı, belgelemeliydi Türk yazıtlarını…
(Kök)Türk harfli yazıtların bilim dünyasınca bilinmeyenlerinin de yerlerini bulup her türlü belgelemesini gerçekleştirdi. Bulabildiği bütün yazıtları kayıt altına aldı, her türlü özelliklerini saptayarak bilim dünyasının hizmetine sundu. Tarih, dil tarihi, sanat tarihi, yazıtbilim, kazıbilim… alanında çalışanlar için önemli bir başvuru kaynaklığı özelliği taşıyan (Kök)Türk Harfli Yazıtların İzinde (adıyla özdeş olan) kitabını yayınladı. Söz konusu kitap, uzun yıllar taşıdığı adın gereği olarak izi sürülmüş yazıtlarla ilgili özverili bir emeğin eşsiz ürünüdür.
Doç. Dr. Cengiz ALYILMAZ, Orhun Yazıtlarının Söz Dizimi, Moğolistandaki Türk Anıtları Projesi Albümü (ortak), Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu… adlı kitaplarıyla başladığı alan çalışmasını (Kök)Türk Harfli Yazıtların İzinde kitabıyla doruğa çıkarmıştır. Yaptığı epigrafik belgeleme uğraşısına kendi içinde “Bir milattır.” demek abartı olmayacaktır.
Türk bilge kağanları ve kumandanları, kişisi söze, canlı kadar değer vermiş, geleceğe şekil versin diye onu taşa kazımış. Çağlar öncesinden bize seslenen atalarımızla yazı aracılığıyla buluşmak bizlerde yeterince heyecan artışı sağlıyor. Cengiz Hoca, işte bu heyecanımızı tetikleyici kişi bağlamında haklı olarak ilgi bekleyecektir. Bizler de, duyarlı insanlar olarak Cengiz Hoca’ya borçlu olduğumuzu bilmek zorundayız. İşte bizler bu borcumuzu alan çalışmasına dayalı iki kitabını edinerek ödeyebiliriz.
(Kök)Türk harfli yazıtların yorulmaz seyyahı Cengiz Hoca, binlerce kilometre yol aldı, yazıtların bir bir izlerini sürdü. Gitti, gördü, yazdı, çizimledi, çekimledi, belgeledi. Dağda, taşta, kayalıklarda, kırda, bayırda, yolda ovada, mezarlıklarda, depolarda, enstitülerde… çalıştı. Nerede yazılı bir nesne varsa buldu, kayıt altına aldı. O denli bir aşkla çalıştı ki, Gaziantep'te, Diyarbakırda, Urfa’da… ninelerin çenelerindeki, ayak ve bileklerindeki döğmelerde dahi (Kök)Türk harfli yazıları, damgaları saptadı.
Dikilitaşlara, kayalara, taşbabalara, sikkelere, mühürlere, heykellere, süs ve kullanım eşyalarına nakşedilen yazıları bir bir ortaya çıkaran Cengiz Hoca, bu eşsiz çalışmalarını ilgililerin ve meraklıların değerlendirmesine sunmuştur.
Cengiz Hoca, bütün uğraşlarına karşın yaptığı çalışmaların yeterli olmadığını düşünmüş olacak ki, kendisinden sonra bu işlere gönül vereceklere yol göstermekte, deneyimler aktarmakta, bilimsel çalışma yöntemleri göstermektedir. Onun (Kök)Türk Harfli Yazıtların İzinde kitabı, bütünüyle epigrafik yöntemlerin anlatımına adanmıştır. Ortaya koyduğu olağanüstü uğraşısıyla kendisinden sonra bu çalışmaları yapacak kişilerin işini epeyce kolaylaştırmıştır. Hatta, alana gidemeyenler, Cengiz Hoca’nın yaptığı belgelemelerin üzerinde çalışılabilecektir.
“Önden gidenlerin izlerinden açılır çığırlar”. (Kök)Türk harfli yazıtların saptanması konusunda tek sözcükle Cengiz Hoca “çığır açıcı” olmuştur. “İsteyen közünden alıp kendi alazını tutuştursun” diye Asya bozkırlarında yaktığı ateştir Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu ve (Kök)Türk Harfli Yazıtların İzinde kitapları.
Doç. Dr. Cengiz ALYILMAZ’ı kutluyor; Türklük bilimi ve Türk yazıt bilimi alanlarına daha nice eserler kazandırmasını diliyoruz.