Cahit Sıtkı Tarancı(1910)-(1956) şair, yazar, çevirmen
1910 yılında Diyarbakır'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Mülkiye Mektebi'nde okudu. Paris'e gitti. ikinci Dünya Savaşı çıkınca geri döndü. Çevirmenlik yaptı.
Otuz Beş Yaş şiiriyle ün yaptı. Hayat, aşk ve ölüm, şiirlerinin başlıca temalarını oluşturmaktadır.
Ağır bir hastalığa yakalandı. Viyana'ya götürüldü. 12 Ekim 1956 tarihinde Viyana'da vefat etti. Ankara'ya getirilip toprağa verildi.
ESERLERİ:
Şiir: Ömrümde Sükut (1933), Otuz Beş Yaş (1946), Düşten Güzel (1952), Sonrası (1957).
Düzyazı: Ziya'ya Mektuplar (1957 - Z.O. Saba'ya yazdığı mektuplar). Şairin gazetelerde kalmış 22 öyküsünü Selahattin Öner'i toplamıştır: C.S. Tarancı'nın Hikâyeciliği ve Hikâyeleri (1976).
Şiirlerinden örnekler;
DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için, Hava kadar lâzım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
AŞK Açınca baharın dişi gülleri, Bir başka rüzgâr eser bahçelerde. Dinle çılgınca öten bülbülleri; Sorma niçin düştüğünü bu derde.
De ki: – Aşktır şâdeden gönülleri; Perişan, berbat eden gönülleri. Aşk söyletir en yanık türküleri, Ay buluta girdiği gecelerde.
BİR ÖLÜNÜN ARDINDAN
Kabrime çiçek getirenlere gülerim; Gafil kişilermiş şu insanlar vesselâm; Bilmezler ki bu kabirle yoktur alâkam; Ben o çiçeklerdeyim, ben bu çiçeklerim.