Meşhur "Kerem ile Aslı" hikayesinin kahramanı olarak tanınan Kerem'in 16. yüzyıl aşıklarından olduğu bilinmektedir. Hikayeye göre, Kerem İsfahan şahının oğludur. Şahın hazinedarı Ermeni keşişin kızı Aslı'ya aşık olur. Bir müslümana kızını vermek istemeyen keşiş kızını alır, kaçar. Kerem peşlerine düşer, şehir şehir, köy köy onları takip eder.
Nihayet bütün engeller ortadan kalkar. Evlendikleri gece, keşişin yaptığı sihirle Aslı'nın gerdek gömleği bir türlü açılmaz. Kerem sabaha kadar gömleği çıkarmaya çalışır, başaramaz. Sonunda içinden gelen bir ateşle tutuşup yanar, kül olur. Külleri süpürmeye uğraşan Aslı da tutuşarak yanar.
Çiçekler İçinde
Çiçekler İçinde Menevşe Baştır Güzeli Gösteren Göz İle Kaştır Gurbete Gidiyom Mektup Ulaştır Mektup İle Konuşalım Bir Zeman
Şu Dünyada Üç Nesneden Korkarım Biri Gurbet Bir Ayrılık Bir Ölüm Hiç Birinden Hasta Gönül Şen Değil Biri Gurbet Bir Ayrılık Bir Ölüm
Kerem Derki Dağ Üstüne Dağ Olmaz Ah Çekenin Yüreğinde Yağ Olmaz Elin Kızı Gelip Sana Yar Olamaz Varıp Kapısına Kul Olmayınca
Ala gözlerine kurban olduğum
Ala gözlerine kurban olduğum Hep senin derdinden yanar ağlarım Kime arzedeyim garip halimi Ellerin yanında görür ağlarım
Benden kaçar sevdiğim, gayrden kaçmaz Dahi pek küçüktür, aşıkın bilmez Yalvarsam Mevla'ya dileğim geçmez Yüzümü yerlere sürer ağlarım
Yine düşt'ayrılık vücut şehrine Yürek mi dayanır dilber cevrine Sürülünce insan mahşer yerine Hak'kın divanına durur ağlarım
Kerem der bu firkatla yanarsam Tükenir ömrümüz bir gün ölürsem Bu hasretle kıyamete kalırsam Kefenim boynuma sarar ağlarım