Adnan Adıvar(1881)-(1955) doktor, milletvekili, bakan, yazar
1881 yılında doğdu. Tıbbiye'yi bitirince (1905) Avrupa'ya kaçtı. Berlin Tıp Fakültesi'ne iç hastalıkları asistanı oldu. 1908'den sonra İstanbul'a döndü, Tıp Fakültesi'ne profesör oldu. Mütareke yıllarında, Osmanlı Meclis-i Mebusan'ında İstanbul mebusu oldu.
İstanbul'un işgali üzerine, eşi Halide Edip Adıvar ile Anadolu'ya geçti. Birinci Büyük Millet Meclisi hükümetinin Sağlık Bakanı oldu.
Son yıllarında günlük gazetelerde yazılar yazdı.
1955 yılında vefat etti.
ESER-AYRINTI
Osmanlı Türklerinde İlim A. Adnan Adıvar Remzi Kitabevi
Bu eseri okuyanlar, Osmanlı Türkiyesinde müspet ilimlerinin XIX.yüzyıla kadar ancak "Arap ve Fars dillerindeki ilim"in eksik ve bazen de yanlış bir devamından ibaret olup, ne muhteva, ne de metot bakımından "Yunan mucizesi"nin Doğuya geçmesiyle aldığı şekilden ayrı bir şekil olmadığını, ama bu ilimlerin, Batıdan fikir ve metot alarak, yeniliğe doğru yürüdüğü nadir safhalar oluşmuşsa, onların önemle beriltildiğini göreceklerdir.
HAKKINDA YAZILANLAR
İslâm Ansiklopedisi
1940-1987 yılları arasında yayımlanan İslâm tarih, coğrafya, etnografya ve biyografi ansiklopedisi.
2-5 Mayıs 1939'da Ankara'da toplanan I. Türk Neşriyat Kongresi'nde alınan karar doğrultusunda Maarif Vekili Hasan Âli Yücel'in İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderdiği 9 Mayıs 1939 tarihli bir yazıyla, Hollanda'nın Leiden şehrinde yayımlanması tamamlanmış olan The Encycîopctedia of islam'ın zeyil maddeleriyle beraber Türkçe'ye çevrilmesi istenmiştir. Bunun üzerine Edebiyat Fakültesi'nde kurulan bir heyet tarafından düzenlenen rapor muhtevasındaki prensip kararlarına göre yapılan hazırlıklardan sonra Aralık 1940 ta İslâm Ansiklopedisi'nin ilk fasikülü çıktı. Çalışmalar önce fakülte dekanı Hamit Ongunsu'nun sorumluluğunda yürütülürken kısa bir süre sonra ansiklopedinin yönetimine Abdülhak Adnan Adıvar getirildi.
Yayın kuruluna da Reşit Rahmeti Arat, Avni Başman, Sabrı Esat Siyavuşgil ve M. Şerefettin Yaltkaya üye; Besim Darkot, Mükrimin Halil Yınanç, Zeki Velidi Togan, Cavit Baysun, Ahmet Ateş ve M. Tayyib Gökbilgin yardımcı tayin edildi.
İlk çalışmalarına, Türkiyat Enstitüsü'nün bugün İstanbul Üniversitesi Profesörler Evi olarak kullanılan binasında başlayan İslâm Ansiklopedisi heyeti. 1947 yılından itibaren enstitünün taşındığı Hasan Paşa Medresesi"nde faaliyetini sürdürdü. Mesai arkadaşlarıyla birlikte ansiklopediye ilk ilmî hüviyetini veren Adıvar'ın vefatı üzerine (1955) kurul başkanlığına Cavit Baysun, heyet üyeliklerine de Reşit Rahmeti Arat, Ahmet Ateş ve Besim Darkot getirildi.
Bazı görüş ayrılıkları sebebiyle Millî Eğitim Bakanlığı 1961'de bu kurulu görevden alarak Ahmet Ateş başkanlığında Reşit Rahmeti Arat, İbrahim Kafesoğlu ve Tahsin Yazıcı'dan oluşan yeni bir yayın kurulu tayin etti.
Ahmet Ateş'in 1966'da ölümünden sonra Tahsin Yazıcı başkan, Fikret Işıltan, Sadettin Buluç ve Nihad M. Çetin de üye olarak görevlendirildi.
Bazı eleştiriler ve Buluç'un yurt dışına gitmesi üzerine bir süre sonra heyet dağılınca istifası bakanlıkça kabul edilmeyen Tahsin Yazıcının başkanlığında Orhan F. Köprülü. Abdülkadir Karahan ve Nejat Göyünç'ten oluşan beşinci heyet göreve başladı (1970).
Ancak Göyünç'ün tayininin çıkmaması ve Karahan'ın da istifası (1972) yüzünden iki kişi kalan heyete çeşitli zamanlarda Sadettin Buluç (1971), Bekir Kütükoğlu (1975) ve İbrahim Kafesoğlu (1976) katıldı.
1980 yılında Tahsin Yazıcı'nın yerine Bekir Kütükoğlu kurul başkanlığına getirildi, Nihad M. Çetin de ondan boşalan üyeliğe tayin edildi. Ertesi yıl Kütükoğlu görevden alınarak tekrar Tahsin Yazıcı başkanlığa, ayrıca Nejat Göyünç ve Ahmet Suphi Furat üyeliğe tayin edildi. Bir süre sonra ayrılan Göyünç'ün yerine Nazif Hoca getirildi.
Ansiklopedi 1987'de Tahsin Yazıcı, Orhan F. Köprülü. Ahmet Suphi Furat ve Nazif Hoca"nın oluşturduğu kurulun yönetiminde tamamlandı.
Başlangıçta ansiklopedinin sadece tercüme yoluyla yayımlanması düşünülmüşse de daha sonra Türkiye'ye ait maddelerin yetersizliği ve yanlışları dikkate alınarak düzeltme ve ilâvelerde bulunulması, bazı maddelerin ise yeniden yazılması uygun görülmüştür.
Böylece her cildin iç kapağındaki ifadeyle "Leyden tab'ı esas tutularak telif, tâdil, ikmal ve tercüme suretiyle" yayımını sürdürmüştür.
Ansiklopedinin çalışma prensiplerinden mütercim, müellif ve redaktörlerin tesbiti ve fasiküllerin neşre hazırlanmasına kadar büyük gayretleri olan heyet başkanı A. Adnan Adıvar'ın ilk fasiküldeki imzasız mukaddimesine göre Leiden yayımında sadece Türk dünyasıyla ilgili maddelerde eksiklik veya hata söz konusu olmuş görünmekteyse de bunun dışındaki İslâmî maddelerde yanlışlar, yetersizlikler, hatta maksatlı saptırmalar da dikkati çekmiştir. Nitekim daha ilkfasiküilerden itibaren Türkler'Ie ilgili maddeler yeniden yazılırken doğrudan İslâmî konuları ihtiva eden maddeler önce bazı dip notlarıyla tashih edilmiş, sonraki ciltlerde bu usul bırakılarak pek çok madde "TH" (Tahrir Heyeti) imzasıyla veya bir Türk müellif tarafından yeniden kaleme alınmıştır. Bunun neticesinde VI. cilde (1952-1955) kadar büyük bir sayıya ulaşan "TH" imzalı maddeler sonraki ciltlerde azalmış, buna karşılık yerli imzalar artmıştır.
Ansiklopedideki toplam madde sayısının üçte ikisi tercüme, üçte biri telif olduğu halde toplam sayfa hacminin üçte biri tercüme, üçte ikisi telif maddelere aittir.
Formalar arasına ayrıca konulan, çoğu şehir planlarıyla haritalar olmak üzere bazı fotoğrafların dışında ansiklopedi genellikle resimsiz olarak yayımlanmıştır.
İslâm Ansiklopedisi, daha tercüme teşebbüsü sıralarında başlayarak hemen bütün yayın süresince çeşitli yönlerden tenkitlere uğramıştır. İlk tenkitler, müsteşrik zihniyetiyle yazılmış maddelerin tercümesi yerine daha sıhhatli ve yerli bir ansiklopedi neşri hususunda yoğunlaşmış, sonraki eleştirilerde maddelerin bilgi ve teknik hataları üzerinde durulmuştur.
Tenkitlerin ilki ve en kapsamlı olanı, ansiklopedi henüz hazırlık safhasında iken (1940 başlan) Eşref Edib'in (Fergan) yayımladığı İslâm Ansiklopedisi adlı on bir sayfalık broşürdür. Bu broşürde yer alan eleştiriler ansiklopedinin Leiden basımı üzerinde yoğunlaşmakta, maddeleri doğrudan doğruya tercüme etmenin sakıncaları açıklanmakta, buna karşılık reddiye ve tenkitte bulunulması, bazı parçaların çıkarılması, düzeltmeler yapılması veya yeniden yazılması gibi alternatifler önerilmektedir.
Bu arada İslâm Ansiklopedisi tercüme çalışmalarının devam etmesi üzerine Eşref Edib "tam manasıyla millî ve İslâmî bir eser vücuda getirmek için" telif bir İslâm-Türk Ansiklopedisi'nı ve buna bağlı olarak İslâm Türk Ansiklopedisi Mecmuasın neşretmeye başlamıştır. Bu ansiklopedideki maddelerde ve dergideki yazılarda İslâm Ansiklopedisi'ndeki yanlışlar üzerinde durulmuş, basında yankılanan uzun polemikler olmuştur.
İslâm Ansiklopedisi, seksen sayfa hacmindeki "Atatürk" maddesi dışında Leiden basımında mevcut 6300 kadar madde İle sınırlanmış, ilâvesi düşünülen maddeler yayımın tamamjanmasınin ardından zeyil ciltlerine bırakılmışsa da esasen tahminleri aşan yayın süresi sonunda bundan da vazgeçilmiştir. Personel yetersizliği ve yazı heyetinin sık sık değişmesi yüzünden çalışmaları aksayan ansiklopedi ancak kırk yedi yılda tamamlanabilmiş, on üç ciltte bitmiş görünmesine rağmen V ve XII. ciltlerin ikişer cilt haline gelmesi sebebiyle on beş cildi bulmuştur.
Ansiklopedi maddelerinde konuların önemiyle hacim nisbetleri dengesi de her zaman korunamamıştır. Benzeri büyük hacimli eserlerde kaçınılması mümkün olmayan birtakım İlmî ve teknik hata ve eksiklikler yanında bazı atıfların karşılıksız kaldığı, ayrıca bazıları yeni yazılanlardan olmak üzere mükerrer maddeler bulunduğu da görülmektedir.
Anter ve Sîret-i Anter İbnülfârid ve Ömer b. Ali Abdülmelikb. Mansûr ve Muzaffer Hazlân ve Hizlân Sadreddin Muhammed ve Şîrâzî Nasr b. Hamdan ve Serî Mirza Takî Han ve Takî Han mükerrer yazılmış maddelerdir.
Bütün aksaklıklarına rağmen İslâm Ansiklopedisi, özellikle son ciltlerindeki telif maddeleriyle Türk ve dünya literatüründe önemli bir kaynak olma durumunu muhafaza etmektedir.