Adem Özköse gazeteci, yazar Gerçek Hayat Ortadoğu Temsilcisi
Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğdu. Babası Mustafa Özköze, annesi Kevser Özköse. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gerçek Hayat ve Akit gazetelerinde çalıştı. Milat gazetesinde köşe yazarı. Gerçek Hayat gazetesinin Ortadoğu Temsilcisi. Evli ve 3 çocuk babası.
Ahmet Kaya’nın “Beni Bul Anne” şarkısını dinliyordum Asım Gültekin’le telefonda konuşurken. Birden “Adem kaçırılmış!” dedi. “Adem Özköse mi?!” dedim şaşkınlıkla. “Evet. Suriye’ye gitmiş. Dört gündür haber alınamıyormuş.” dediği sırada “iki yanımda iki polis/ellerim kelepçede” diyordu Ahmet Kaya.
Adem Özköse kimdir?
Müslüman adamdır. “Benim olan günahlarımdır; şan ise Allah'a aittir...” diyebilen yürekli ve cürmüne sahip çıkan bir insandır. “Çocukların öldürüldüğü dünyada biz yaşamasak da olur” duyarlılığında, sınır tanımaksızın zulmün olduğu coğrafyalara gidip masum insanların dili olmuş cesur bir gazetecidir.
Adem'den dört gündür haber alınamıyor! Arap Baharı’nın(!) ulaşmadığı, karakışın geçmediği Suriye’de bir yerlerde.
Adem, zulmün kara yüzünün resmini çeken gazetecilerin öldürüldüğü bir ülkede şimdi nerede?
Fatih’te, At Pazarı Meydanı ve çevresindeki bir çok genç, “Adem Ağabey geliyor!” denildiğinde üstüne başına çeki düzen verir, ayaklarını toplarlar; uzaklardan, kardeşlerden, mağdur ve mazlumlardan haber getiren Adem Ağabeyleri karşısında pür dikkat kesilirler… Şimdi o gençler, “Adem Ağabey şu köşeden çıkıp gelse, 'Suriye’de savaş bitti arkadaşlar!' dese" diye umutla bekliyorlar.
Karşısında bir devlet bile olsa durmadı
“Bir camiye, mescide girdiğimde namaz kılan gençleri seyretmek beni çok mutlu ediyor. Namazına önem veren, bu kirlenmiş çağda günahlara karşı namazı kendine kalkan kılan her gencin alından öpmek gerek...” Bu cümlelerden de anlaşılacağı gibi Adem, topyekûn coşku demek, kardeşlik demektir. Müslümanların günde beş defa gerçekleştirdikleri yenilenme ve arınma eyleminin yanına Adem “sefere çıkma” eylemini de katmış ve her gittiği yerde alnı secdeli genleri, hakikat arayışçılarını, hikmet sevdalılarını bulmuştur. Onun otostopu her zaman için cennete ve cemaate doğruydu. Bu yüzden mi kayboldu? Bilmiyoruz.
Suriye’de katliam haberlerinin ve başkaldırı seslerinin yükselmesiyle birlikte evet, Adem ayağa kalktı ve “mazlum Suriye halkının yanındayım!” dedi. Yazılarında, demeçlerinde, TV programlarında açık bir şekilde “Suriye ordusunun halkına zulmettiğini” yazdı-söyledi. İran düşmanı olmakla suçlandı. Kardeş Suriye devletine karşı kışkırtıcılıkla suçlandı. O, gözü karaydı ve karşısında bir devlet bile olsa durmadı, o devletin tam yanına gitti. Can, Allahındır. Emanettir. O, imanıyla ve kardeşliğe olan, cemaate olan güveniyle yürümekten vazgeçmeyen bir refik. Söylediklerini, birçok köşe yazarı gibi görünmez duvarlar ardında söyleyip saklanmıyor. Bu bir zaaf mı? Hayır, ama bir tedbirsizlik. Mühim değil. Zira bazı tedbirsiz hareketler kaderin ortaya çıkması içindir.
Adem, uzaklara gönderdiğimiz vicdanımızdır, sahip çıkalım
Oriana Fallaci’yi okuyanlar bilenler hatırlayacaktır; gözüpek bir gazeteci ve devrimciydi, 11 Eylül’e kadar. Zaten mühim olan da o tarihe kadar icra ettikleriydi. Mesela şu: Orianna Fallaci Suriye’de bir yerlerde kaybolmuş, haber alınamıyor olsaydı İtalya ya da insan hakları örgütleri ne yapardı? Eminim durdukları yerde durmazlardı. Zira, Orianna sadece bir gazeteci değil; başkalarının kanı için Meksika’da kendi kanının akmasını görendi. Haberci değil; “umut var!” diyen sesti.
Adem, her gittiği yerden “umut” getirmiyor mu bize?!
Mavi Marmara’da şehit olan insanlarımızın kanları Akdeniz’de bir hayalet gibi dolanıp duruyorlar. Sahipsizler mi? Asla. Ama Mersin açıklarından bakarsanız oralarda bir yerlerde birer ışık şavkıması gibi durup durmakta olduklarını, bir şeyleri beklediklerini görürsünüz. O şehitlerin sesleri kesilmez; hatta birçok diriden daha gür çıkmaktadır sesleri. Adem, o gemideki şehitlerin her haliyle kardeşi.
Ölülerimize sahip çıkamıyoruz; Adem’e sahip çıkalım! İyi bir insan olduğu, dertli olduğu, ümmet için kaygılandığı, katledilen masumlar için dilini ve ayaklarını ve yüreğini ve canını ortaya koyduğu için… Yani illa bir sebep mi istiyorsunuz? Adem kaybolursa uzaklardaki mazlumların ve diriliklerin haberlerini getirenler azalacak ve belki bir daha başımızı kaldırıp uzaklardaki kardeşlerimizi ve vicdansızlıkları göremeyeceğimiz için Adem’in belgesel çekimindeyken kaçırıldığı söylenen Suriye karakışından çıkarılması “Bu Ülke”nin boynunun borcudur. Çünkü Adem, uzaklara gönderdiğimiz vicdanımızdır!
Mansur Yılmaz, yüreğini Suriye’de kaybolan kardeşlerinin yanında bıraktı
KAYNAK: dunyabizim.com
HABER
İki Türk gazeteciye işkence iddiası
Suriye'de kaybolan Türk gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun'un rejim yanlısı milislerce yakalanarak Suriye istihbaratına teslim edildi. Hamit Coşkun'un yaralı olduğu ve gazetecilere misiller tarafından işkence edilmiş olabileceği iddia edildi.
Kameraman Coşkun'un ağabeyi konuştu
Suriye'de kendilerine ulaşılamayan Gerçek Hayat dergisinin Ortadoğu temsilcisi Adem Özköse ve kameraman Hamit Coşkun'un, rejim yanlısı milisler tarafından istihbarat elemanlarına teslim edildiği belirtildi.
A.A muhabirinin yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, İdlib'in Binniş kasabası yakınlarında bulunan el-Fua köyünde Şebbiha'ya bağlı milisler Türk gazetecileri Suriye istihbaratına teslim etti.
Görgü tanıkları el-Fua köyüne giren Suriye istihbaratına bağlı birliklerin iki zırhlı araç eşliğinde Türk gazetecileri köyden çıkardıklarını belirtiyorlar.
Köyden alınan gazetecilerin nereye götürüldüğü bilinmiyor.
HAMİT COŞKUN YARALANDI MI?
Öte yandan kameraman Hamit Coşkun'un yaralı olduğu öne sürülüyor.
Yerel kaynaklar, gazetecilere işkence edilmiş olabileceğini belirtiyor.
Adem Özköse, 1978 Samsun doğumlu, Gerçek Hayat dergisinin Ortadoğu temsilciliğini yapıyor. Hamit Coşkun, 1991 Karamürsel doğumlu, İstanbul Üniversitesi Radyo Sinema Televizyon bölümü son sınıf öğrencisi ve çeşitli yayın organlarında kameramanlık yapıyor.
"RESMİ BİR BİLGİ YOK"
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal ise kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Özköse ve Coşkun'un öncelikle nerede olduklarının ve sağlık durumlarının tespiti açısından çalışmalarının sürdüğünü belirterek, "Ancak şu ana kadar bize ulaşmış resmi ve tam teyit edilmiş bir bilgi yok" dedi.
Ünal, Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Suriye'de kendilerinden haber alınamayan iki Türk gazeteci hakkındaki en son bilgilerin sorulması üzerine Ünal, olayın öğrenilmesinin ardından Şam Büyükelçiliği ve Halep Başkonsolosluğu ile temasa geçtiklerini söyledi.
Suriye makamları nezdinde gerekli girişimlerin yapıldığını anlatan Ünal, "Şu ana kadar bize ulaşmış resmi ve tam teyit edilmiş bir bilgi yok" dedi.
HABER
Özköse'nin yakınları haber bekliyor 13 Mart 2012
Suriye'de, kameraman arkadaşı ile birlikte ortadan kaybolan ve kendilerinden haber alınamayan gazeteci Adem Özköse'nin amcası Ahmet Özköse, "Devletimizden yardım bekliyoruz" dedi.
Gazeteci Adem Özköse'nin Suriye'ye giderken kendilerine haber vermediğini, genellikle tehlikeli bölgelere gittiğinde haber vermeden yola çıktığını söyleyen amcası Ahmet Özköse, "Biz haberleri sosyal medyadan aldık. Suriye'ye gittiğini bilmiyorduk. Ancak bundan 1 hafta öncesinde yanındaki kameraman arkadaşı ile birlikte Suriye'ye İdil bölgesine gittiğini, oraya vardığında eşini ve arkadaşlarını aradığını öğrendik. Son 4 gündür kendisinden haber alınamıyor. Çeşitli girişimlerde bulunduk, Dışişleri Bakanlığı
nezdinde. Ömer Çelik ile görüşüldü, onlar 'biz olayı takip ediyoruz' diyorlar. Bu konuda devletimizden yardım bekliyoruz. Gittiğinden bizim haberimiz yoktu. Tehlikeli bölgelere gittiğinde bize haber vermiyordu" diye konuştu.
Evli ve 3 çocuk babası olan gazeteci Adem Özköse'nin Samsun'un Çarşamba ilçesinde yaşayan babası ve annesi Mustafa-Kevser Özköse'nin çok üzgün olduklarını belirten amca Ahmet Özköse, "Daha önceden Mavi Marmara Gemisi'ndeydi. Afganistan'a gitti, dünyanın çok yerine gitti. Onun işiydi bu, savaş bölgelerinde savaş muhabiri olarak görev yaptı. Daha önceden Afganistan'da şarapnel parçası isabet etmiş ve yaralanmıştı. Biz bunu sükunet ile karşılıyoruz. İnşallah hayırlısı olur. Hayırlı neticeyi bekliyoruz" şeklinde konuştu.
HABER
Kaçırılan gazetecilerden iyi haber geldi 5 Mayıs 2012
Suriye'de Beşşar Esed yanlıları tarafından kaçırılan ve kendilerinden yaklaşık 2 aydır haber alınamayan Türk gazeteciler Hamit Coşkun ve Adem Özköse'den iyi haber geldi. Coşkun ve Özköse bugün ailelerini telefonla arayarak durumlarının iyi olduğunu bildirdi.
HABER
Türk gazeteciler yakında serbest kalacak 10 Mayıs 2012
İran’ın Ankara Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, Suriye’de kaybolan Türk gazeteciler, Adem Özköse ile Hamit Coşkun’un birkaç içerisinde serbest bırakılacağı iddia edildi.
Suriye’de kaybolan iki Türk gazeteciyle ilgili İran'ın Ankara Büyükelçiliği'nden bir açıklama geldi.
İran Büyükelçiliği Basın Müsteşarı Abdolreza Shaghaghi tarafından yapılan açıklamada Türk gazetecilerin serbest kalabilmesi için çok çalıştıklarını belirtti.
Shaghaghi, "Gazetecileri elinde tutan grubu bugün razı ettik. Gazeteciler, 2-3 gün içinde Türkiye'ye gelecekler" dedi.
İran'lı diplomat, gazetecilerin ne şekilde serbest kalacakları konusunun henüz netleşmediğini, Şam'da bulunan İran Büyükelçiliği'ne teslim edilmelerinin söz konusu olabileceğini belirtti.
Shaghaghi, bu süreçte Türk yetkililerle yakın istişare içinde olduklarını da vurguladı.
Suriye'nin İdlib kentine belgesel çekimi için giden Gerçek Hayat dergisinin Ortadoğu temsilcisi Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun'dan 9 Mart tarihinden bu yana haber alınamıyordu.
HABER
Suriye'de rehin tutulan gazeteciler ailelerine kavuştu 13.05.2012
Suriye'de 2 aydır alıkonulan Türk gazeteciler dün serbest bırakıldı. Adem Özköse ile Hamit Coşkun, önce Suriye'den İran'a gönderildi, ardından Türkiye'nin yolladığı özel uçakla yurda döndü.