Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Abdurrahman Mustafa

Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Abdurrahman Mustafa
Abdurrahman Mustafa
Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı
Suriye Türkmen Meclisi Eski Başkanı 


1964 yılında Halep’in Taşlıhüyük beldesinde doğdu. Halep Üniversitesi Ticaret Yüksek Okulu İşletme Bölümü'nde mezun oldu. Ardından 1988-1992 yılları arasında Kotaman A.Ş. Libya Mali ve İdari İşler Müdürü, Bölge Müdürü olarak çalıştı. 1993-1995 senelerinde ise Türkiye ve Bulgaristan'da serbest ticaret yaptı. 1996–2012 arasında Özköseoğlu Grubu (Entes AŞ.) Libya Mali ve İdari İşler Müdürü, Genel Md. Yrd., Libya Şubesi Müdürü, Suriye ve Ortadoğu koordinatörü, Arabistan Şubesi Genel Müdürü sıfatlarıyla görev aldı.

2012 yılında Suriye Türkmenleri Platformu Kurucu Üyesi, 2013-2014’te Suriye Türkmen Meclisi Kurucu Üyesi ve Meclis Başkan Yardımcısı ve Fatihin Torunları Tugayı Dış İlişkiler ve Siyasi Sorumlusu oldu. 

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı seçildi. 

Daha sonra Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı oldu.

Türkçe, Arapça ve orta seviyede İngilizce biliyor.


HABER

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı belli oldu
11 Mayıs 2014 

Suriye Türkmen Meclisi'nin Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa oldu.

Ankara'daki Suriye Türkmen Meclisi 2'inci Genel Kurulu sona erdi. Toplantının sonunda Abdurrahman Mustafa başkan seçildi.

31 Mart 2013'te kurulan Meclis Suriye'deki Türkmenleri temsil ediyor.

Genel Kurul Toplantısı'na Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katılmıştı.


SURİYE TÜRKMEN MECLİSİ BİLGİLER

Suriye

Suriye Arap Cumhuriyeti, 17 Nisan 1946 yılında Fransız hâkimiyetinden kurtularak bağımsızlığını kazanmıştır. Yüzölçümü 185,180 km2 olup, bugünkü nüfusu yaklaşık 20 milyondur. Arap ve Hıristiyan Araplar, Kürt, Türkmen ve Ermeniler nüfus yapısını teşkil etmektedirler. Araplar bu nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktadırlar. 1918 yılına kadar bu bölgedeki Türk hâkimiyeti kesintisiz 402 yıl sürmüştür. Bu sürede bölge sakinleri, Türk kültürü etkisi altında kalmıştır. Bu etki kendini en fazla dil bakımından göstermiştir. Birinci dünya savaşından sonra Suriye'deki Osmanlı hâkimiyeti sona ermiştir. Bu süre içerisinde Suriye kültürel, sosyal ve ekonomi açılarından en huzurlu dönemini geçirmiştir. 

Suriye tarih boyunca Kenanlılar, İbraniler, Aramiler, Asurlular, Babilliler, Persler, Yunanlılar, Romalılar, Bizans, Emevîler, Abbâsîler, Eyyubiler, Selçuklular, Memlûklular, Haçlılar ve Osmanlı Devleti tarafından yönetilmiştir. Başkenti Şam Emevi İmparatorluğu'nun merkezi ve Memlûk Devleti'nin bölgesel yönetim merkeziydi. Şam, 1260 yılında Memlük Sultanlığı’nın başkenti olmuş, 1400 yılında, Timur tarafından saldırıya uğrayıp yok edilmiştir.1516'da Osmanlı egemenliğine girmiş ve tam 402 sene boyunca Osmanlı tarafından yönetilmiştir. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı yönetiminden çıkmıştır.

1920'den 1946'ya kadar Fransa yönetiminde kalan Suriye, 1946'daki bağımsızlık ilânından sonra, 1958 Şubat'ında, Mısır ile Birleşik Arap Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır. Ama bu birliktelik, ancak 3 yıl sürmüştür ve iki ülke 1961 yılında ayrılmışlardır.

1963'ten beri ülke Baas Partisi tarafından yönetilmektedir; devletin başında 1970'ten beri Esed ailesinden biri olmuştur. Suriye'nin şimdiki devlet başkanı, ülkeyi 1970'ten öldüğü 2000 yılına kadar yöneten Hafız Esed'in oğlu Beşşar Esed'dir.


Suriye'de Türkmenler

Türkmenlerin Suriye'ye geliş tarihleri kesin bilinmemekle birlikte, 7. ve 8. yüzyıldan itibaren Fırat ve Dicle kıyılarına indikleri, 9. ve 10. yüzyıldan bu yana Mezopotamya ve Anadolu'dan göç ederek burada varlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir. Suriye'ye tarihte ilk Türk girişi Karahanlılar’ın batı kolu hükümdarı 1.Tağmaç Hanın (1058-1067) oğlu olması tahmin edilen Hanoğlu Harun tarafından gerçekleştirildi. Abbasi Halifeliğinin Türk komutan ve askerlerine orduda büyük yer vermesini sonucu Mısır’da bir Türk komutanı olan Tolun Oğlu Ahmed Suriye'yi 877’de ele geçirmiştir. Daha sonra yine bir Türk komutanı olan Toğaç Oğlu Muhammed Ebu Bekir İhşidi Hanedanı’nı kurarak 935 - 965 yılları arasında bölgeye hâkim olmuştur. Türkmenlerin bölgeye gelip yerleşmeleri, Büyük Selçuklu Devletinin Gazneliler’le yaptığı Dandanakan Savaşı sonrası olmuştur. Selçuklular özellikle 1063 den itibaren kendi yaşam tarzlarına uygun buldukları bu bölgeye yerleşmeye başladılar. Özellikle Halep, Lazkiye, Hama, Humus, Trablusşam ve Şam bölgelerinde bu yerleşmeler yoğunluk kazanmıştır.

Türklerin bölgeye yönelik akınları Afşin ve Sandak Beyler komutasında 

Halep'e kadar devam etmiştir. 1069 - 1070 yıllarında Kurlu ve Atsız 

Beyler Güney Suriye'yi tamamen ele geçirmişlerdir.

1078 yılında Sultan Melikşah Tutuşa Suriye Selçuklu Devletini kurma 

emrini vermiştir. Tutuş kendini Sultan ilan ederek, Oğuzların Yıva, Bayat, Avşar, Beğdilli, Döger ve Üçoklar oymakları Halep ve Şam bölgelerine yerleşmişlerdir. Bu bölgedeki Türk boyları 1096’da Selahattin Eyyübi komutasındaki Müslümanlarla birleşerek Haçlılara karşı bölgeyi korumuşlardır. Selahattin Eyyübi’nin ölümünden sonra bölgeye bir başka Türk devleti olan Memlükler hâkim olmuştur. Bu dönemde Anadolu’ya hâkim olan Anadolu Selçuklu Devleti 1243 yılında Moğollar’la yaptığı Kösedağ Savaşı’nı kaybetmesi üzerine Moğol baskısı altında kalan Kayseri ve Sivas’ta yaşayan Türkmenler kitleler halinde Memluk Sultanı Baybars zamanında Suriye'ye göç etmişlerdir. Şam bölgesine yerleşen Türkmenler, İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın ölümünden sonra çıkan siyasi karışıklıktan yararlanarak 1337 yılında Elbistan civarında Dulkadiroğulları Beyliği’ni kurmuşlardır. Yavuz Sultan Selim, 1516 da Mercidabık'ta Memluklular’ı yenerek bu günkü Suriye topraklarını Osmanlı Devleti’ne bağlamıştır. Suriye Türkmenleri, ilk yerleşmelerinde göçebe olarak kalmışlarsa da sonradan yerleşik düzene geçmişlerdir. Göçebe Türkmenler, merkeziyetçi devlet düzeni ile bağdaşmayan hayat tarzları ve çıkardıkları taşkınlıklar nedeniyle 1691 - 1699 yılları arasında Osmanlı hükümeti tarafından iskâna tabi tutulmuşlardır.


Suriye Türkmenleri

Yaklaşık üç buçuk milyon olduğu tahmin edilen Türkmenler,Suriye'nin farklı bölge ve şehirlerine yerleşmiştir, Bu yerleşimin yoğun olduğu bölgeler; özellikle Şam, Lazkiye, Hama, Humus, Halep ve Rakka kent ve köyleridir. Arap sosyalizmi asimilasyon programları çerçevesinde, dil öğrenimlerini engellemiş, köylerinin isimlerini değiştirmiş, sosyal ve kültürel gelişimlerini engellemiştir. Ancak savaşçı ruhları ve gelenek göreneklerine olan yüksek bağlılıkları sebebiyle, dillerini, dinlerini ve kültürlerini bugüne dek koruyabilmişlerdir. Özellikle Hatay ile Gaziantep'in Suriye ile olan sınır bölgelerinde birbirine bitişik yüzlerce Türkmen köyleri sınırın Suriye kısmında kalmıştır.

Halep bölgesinde Türkmenler aşiretler topluluğu şeklinde yaşamaktadırlar. Bu aşiretlerin başlıcaları şunlardır:

Bekmişli, Hacı Alili, Karaşıhlı, Kadirli, Güneçli, Haydarlı, Kızıklı, Araplı, Barak, Karakeçili, Elbeyli, Karakoyunlu, Avşarlı, Bayat.

Azaz Bölgesi, Bab Bölgesi , Carablus Bölgesi ve Münbuç Bölgesiindeki köylerde yaşamaktadırlar.

Lazkiye bölgesindeki Türklerde Halep de olduğu gibi aşiret yapısına rastlanmaz. Burada Türk nüfusu Bayır Bölgesindeki köylerde, Bucak Bölgesindeki köylerde, Sulayıp ve Burç İslam Bölgesi bölgelerinde yaşamaktadır.

Humus Türkleri : Baba Amr , Mitras , Arcun , Zara , Alhusun, Dakabira , Kızhıl ,Ümülkasab , Samalil , ve Burç kaya Bölgelerinde yaşamaktadırlar.

Hama Türkleri ise ; Akrab , Tulhuf , Hazzur , Havur El Türkmen , Beyit Natır ve Hırmıl bölgelerinde yaşamaktadır.

Bunlarla birlikte, Rakka, Şam , işgal altındaki Golan Tepeleri, Tartus ve İdlip şehirlerinde de Türkmenler yaşamaktadır.

Suriye Türkmenleri daha fazla Anadolu kültürüne yakın olmakla birlikte İslami inançları gereği her zaman Suriye Arap kültürüne yakın olmuş ve bulundukları bölgelerde diğer halklarla tam uyum içinde yaşamlarını sürdürmektedirler. 

Şu anda ise Türkmenlerin çok büyük bir bölümü Esad’ın zulmünden kaçmak için toprağını varını yokunu bırakarak mülteci durumuna düşmüşlerdir. Orada kalanlar ise her gün silah ve bomba sesleriyle yatıp kalmaktadırlar, aileler perişan olmuş durumda , nerdeyse bir aile yok ki ya şehit ya sakat ya tutuklu bir neferi olmasın. Bu durumda önce Allah sonra Türk Kardeşlerinden başka onlara el uzatacak hiç kimse yoktur.


Suriye'de Devrim

Arap Baharı devrimleri dünyayı şaşırttığı kadar, otoriter rejimler tarafından dayatılan adaletsizlik, zulüm ve yolsuzluğun artık dayanılmaz bir seviyeye gelişiyle kendini bile şaşırtmıştır. Tarihsel anın olgunlaşması yoluyla - başlangıçta dünya devrimlerinin gerisinde kalmıştır.

Bu ortamda, dünyanın en kötü diktatör rejimlerinden birisi sayılan ve totaliter rejim olan işgalci Esad'a karşı mübarek devrimimiz 2011 Mart ortalarında Suriye'de başlaması gayet doğaldı.

Bu rejim yarım asırdır fesat ve yolsuzluk uygulamış olup, bekasını dayatmasının demir ve ateşle olacağını hayal ederek baskı ve katliam yapmasını, ne dini, ne ahlaki ne de insani değerler caydırabilmiştir. O ağızları kapatmaya, Suriye ve bölgedeki en iğrenç katliam türlerini işlemeye alışmıştır. İşlediği Tadmur, İdlip, Halep ve yüzyılın katliamı sayılan kahraman Hama katliamları onun ne kadar iğrenç bir katil olduğunun bariz delileridir.

Direnişçi kitlelere karşı vahşi, kanlı ve faşist bir tepki vermesi hiç kimse için sürpriz olmamıştır. Mutlak şekilde barışçıl olan devrim ülke geneline yayılmış, gösteri ve cenazeleri düğün havasında olmuş, fedakarlıklar ne kadar olursa olsun özgürlüğünü kopartmak için ısrarlı iradesinin ifadesi olarak özgürlük boşluğunda marş sesleri yükselmiş olması, rejimin devrimi Militarize etme çabasına sokmuş ,suç silahlarından kitle imha silahları dahil tüm silahları kullanmaktan geri kalmamış ve mezhep çatışmasını körüklemeyi bir yana bırak sistematik olarak insanlık suçu işlemiştir.

Tüm bunların doğal olarak toplumun tüm kesimlerine yansımaları olacaktı, rejim ve Suriye halkını öldürmesine katılanların, ulusal devrimi istenmeyen bir şekilde sonlandırmak amacıyla, zulüm ve baskıya karşı olan halkın mücadelesini silahlı gruplar arasında silahlı bir çatışma ortamı yaratarak, ülkenin parçalanmasını önleyen ve azınlık haklarını koruyan bir rejim olduğunu iddia edebilmek için, Suriye’nin ulusal dokusunu bozarak, mezhep etnik ve mezhepsel çatışma ortamı yaratma hususunda ciddi girişimlerde bulunmuştur.

Yirmi birinci yüzyılda rejim tarafından, toprak ve insan hakkında işlenen en büyük ve en iğrenç katliamdan Türkmenlerde fazlasıyla nasibini almış, binlerce şehit, on binlerce yaralı vermiş olup, on binlercesi tutuklanmış ve yüz binlercesi de yerlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Buna karşılık, muhalefet, askeri ve siyasi şıklarıyla rejimin vahşeti karşısında istenilen düzeyde olmamıştır. Devrimin ilk anından itibaren siyasi kanat silahlı direniş kanadına ayak uyduramamış tam tersine devrimcilerin çok gerisinde kalmış en iyi durumlarında ise insanı yardım adı altında simsarlık rolünü üstlenmiş ve muhalefetin askeri ve siyasi şıklarıyla çürümesine sebep olmuştur. Herkes elçiliklerin kapıları önünde ceplerini siyasi parayla doldurmak için açıktan bekler hala gelmiş, Suriye, finans çevrelerine uyumlu, ucuz tür savaş ağaları tarafından yönetilen gruplar ve şehitlerin kanıyla ıslanmış bir bölgeye dönüşmüştür. Böylece, devrim askeri ve siyasi düzeyde gerçek bir ulusal liderlikten yoksun olarak üçüncü yılına girmiştir.


Suriye Türkmen Meclisi

Meclisin kuruluşu ilk kez Suriye Türkmenleri’nin “Onur ve Özgürlük” mücadelesi kapsamında Rakka, Halep, Lazkiye-Tartus, Şam – Golan Tepeleri, Hama, Humus Bölgelerinden yaklaşık 1000 delegenin katılımıyla, 15 Aralık 2012 tarihinde İstanbul'da Dr. Esat Arber başkanlığında düzenlenen ve iki gün süren 1. Suriye Türkmen Platformu toplantısında gündeme gelmiştir. Bu toplantıda Suriye Türkmenleri’nin siyasi bir temsilcisinin olması gerektiği vurgulanmıştır. Toplantıya Suriye Türkmenleri Onursal Başkanı Mehmet Şandır, T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek katılmışlardır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise göndermiş olduğu mesaj ile desteklerini iletmiştir.

Suriye Türkmen Meclisi’nin kurulması ve gerekli seçimlerin yapılması amacıyla 28-29-30-31 Mart 2013 tarihlerinde Ankara’da Suriye Türkmenleri Meclisi Kuruluş Toplantısı düzenlenmiştir. Yaklaşık 350 delegenin, 50’yi aşkın davetli ve yabancı konukların katılımlarıyla gerçekleşen bu toplantının 1. Günü uzun soluklu istişare toplantıları yapılmıştır. 2. Gün ise, Anıtkabir ziyareti; mozoleye çelenk bırakma ve saygı duruşunun ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül heyeti kabul etmiştir. Prof. Dr. Suphi Saatçi, Hasan Celal Güzel gibi önemli kişilerin konuşmacı olarak katıldığı konferansın ardından toplantının 1. Günü, Platform Başkanı Muhammed Ali Bardakçı, Suriye Türkmenleri Onursal Başkanı Mehmet Şandır, T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye Ulusal Koalisyonu Başkan Yardımcısı ve Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra’nın konuşmaları ile başlamıştır.

Delegeler ile sınırlı meclis toplantısı çalışmaları, divan heyeti seçimi ve gündemin oylanmasının akabinde Tüzük ve Seçim komisyonları kurulmuştur. 31 Mart 2013 tarihinde, Meclis Seçim Toplantısı, Aday başvurularının kabulü ve Meclis adaylarının tanıtımları tamamlanarak Aday seçimleri başlamıştır. Tamamen demokratik ve özgür bir ortamda seçim sandıklarının kurulumuyla gerçekleşen seçimlerin ardından sayım yapılmış ve seçim sonuçları ilan edilmiştir.

Samir Hafiz‘ın meclis başkanlığına seçilmesiyle Meclis yürütme ve çalışma organları oluşturulmuş, Meclis başkanının konuşması ve sonuç bildirgesi ile toplantı sona ermiştir.

Üyeleri Rakka Bölgesi;

Zekeriye Hamad
Dahham İbrahim
Hüseyin Abdullah

Hama-Humus Bölgesi;

Bessam Barak
Halit Küçük
Fayez Amro
Haled Ajo
Muhammed Haydar
Halit Sultan
Muhammed Alşamali
Ömer Kihya

Şam Bölgesi;

Muhammed Ahmet Berekat
Eymen Şabani
Adnan Eyyüp Süleyman

Halep ve İdlip Bölgesi;

Abdurrahman Mustafa
Mithat Polat
Zeki Mustafa Türkmen
İhsan Paşa
İbrahim Elahmet
Firas Muhammed
Alaaddin Nasan
Halid Haci Abdülgani
İbrahim Elhasan
Muhammed Velid Elhasan
Mustafa Himmet
Hamis Türk Muhammed
Nidal Arap
Fadel Abdülkader Talep

Bayır – Bucak Bölgesi;

Muhammed Karabacak
Ahmet Çakal
M. Ali Bardakçı (Heysem)
Muhammed Şeyh İbrahim
Mehmet Türkhan (Silo)
Muhammed Ceren
Samir Hafez
Mustafa Cölha
Adnan Aşkar
Ali Habteh
Ömer Şahin

Yürütme Kurulu;

Fayez Amro, Başkan
Abdurrahman Mustafa, Başkan Yardımcısı (Teşkilattan Sorumlu)
Hüseyin Abdullah, Başkan Yardımcısı (Dış İlişkiler Sorumlusu)
Nidal Arap, Genel Sekreter
Heysem Molla Ali, Mali Sorumlu
Firas Muhammed, Basın Sorumlusu
Haled Küçük, Eğitim Sorumlusu
Adnan Süleyman
Haled Sultan


Danışma Kurulu;

Mehmet Şandır
Abdulkerim Aga
Abdürrahim Türkmen
Cemal Karslı
Ahmet Hamdi
Ekrem Dede
İsmet Bozoğlan
Ömer Ceren
Abdurrahim Türkmen
İbrahim Kasım

Tüzük Komisyonu;

Abdulkadir Cik
Fayez Nabi 
Muhammed Haydar

Disiplin Kurulu;

Murat Ballar
Akif Öztürk
Selahattin İsmail


SURİYE TÜRKMEN MECLİSİ

İlkeler

Suriye Türkmen Meclisi Suriye’nin tüm bölgelerini temsil eden 350 delege tarafından, 31 Mart 2013 tarihinde, Meşruiyeti Türkmen milli iradesi olarak, insan odaklı ve insana hizmet anlayışını hakim kılmak, Suriye Devletinin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü her platformda savunmak üzere, Türkmenlerin, Suriye’de yeni oluşacak ANAYASAL düzende, asli kurucu unsur olarak yer almalarını sağlamak, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin korunması, Suriye’nin çok kültürlü etnik yapısına, evrensel insan haklarına saygılı, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı oluşturulacak yeni düzende yapıcı ve aktif rol almak, Suriye’deki Türkmen varlığının her türlü şartta yaşamını sürdürmesi, Türkmenlerin siyasi, ekonomik ve kültürel gelişiminin sağlanması için, gerekli olan kurumsal yapıları oluşturmak, bu yapıların sürekliliğinin sağlanması yönünde çaba sarf etmek amacıyla kurulmuştur.

Görevler
1)- İnsani alan :
1.1 Şehit sayısının sayımının yapılması, gerek Suriye’de gerekse göç ettikleri ülkelerde olsun, ailelerinin durumunu öğrenmek ve gerekli yardımı bunlara sağlamak.
2.1 Tutuklu ve kayıp kişilerin sayısını ve ailelerinin durumunu öğrenmek ve gerekli ihtiyaçlarını bunlara sağlamak.
3.1 Askeri operasyonlar sonucu olarak, yarılı ve sakatların sayım ve tedavilerinin yapılması, sosyal ve sağlık durumlarının takip edilmesi.
4.1 Türkmen Ailelerinin gerek köylerinde gerekse Suriye içerisinde göç ettikleri yerlerde, ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için bu ailelerle sürekli bağlantı halinde olunması. 
5.1 Suriye dışında göç etmek zorunda kalan Türkmenlerin envanterinin çıkartılması ve insani, sosyal ve hizmet durumlarının takip edilmesi.
2)- Eğitim Alanı :
1.2 Eğitimin çeşitli aşamalarında(İlk, Orta, Lise ve Üniversite) öğrenci sayımının yapılması.
2.2 Öğrencilerimizin öğrenimlerini devam ettirebilmeleri için ihtiyaçlarının karşılanması için bulundukları ülkelerin kanunlarına uygun olarak ilgili makamlarla koordine halinde olunması.
3.2 Ülke dışına göç eden öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri için ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışılması. (özelikle ilk okul çünkü okur yazar olmama tehlikesi ile karşı karşıyalar).
4.2 Tüm Türkmen öğrencilere, özelikle de sınır bölgesinden uzak olan ve Türkçe alfabesini bilmeyen öğrencilerin ana kültürlerinin geliştirilmesi ve milli tarihlerine bağlanmalarının sağlanması için Türkçenin öğretilmesi.
5.2 Suriye içinde açılan okullarda ki öğrencilerin tahsillerini devam ettirmeleri için durumlarının araştırılması ve ihtiyaçlarının karşılanması.
6.2 Kardeş Türkiye üniversite ve Akademilerinden yüksek eğitim(Tıp, Mühendislik, Siyasal bilimler) kontenjanı alınmasına çalışmak, çünkü Suriye toplumunda dengenin sağlanması için Türkmenlerin tek çıkış noktası Türkiyedir.
3)- Siyasi Alan :
1.3 Suriye Türkmenlerine stratejik konularda hizmet etmek için tüm Türkmen hareketleri, partileri ve kuruluşlarının güçlerinin birleştirilmesi için çalışılması.
2.3 Türkmen kadınlarının düzeylilerinin geliştirilmesi ve çeşitli kurum ve kuruluşlarda, (siyasi, eğitim, kültür ve diğer) aktif katılımlarının sağlanmasına ciddi şekilde çalışılması.
3.3 Türkmen gençlerinin rolünün etkinleştirilmesi ve her seviyede ve düzeyde umut vaat eden gelecek inşasına gerçek katılımlarının sağlanması.
4.3 Toplumun bir çok kesimini kapsayacak Suriye toplumu çerçevesinde Türkmenlerin onur ve özgürlük içinde yaşama beklentilerini benimseyecek menşei Suriye olan bir siyasi partinin kurulması için çaba sarf edilmesi.
5.3 Türkmenleri tüm siyasi, kültürel ve iktisadi alanlarda temsil edebilmesi ve geleceklerini garanti altına alabilmesi için, Suriye Türkmen meclisinin birleştirici ve meşru bir platform olduğu hususunda tüm Türkmenlerin kanatlarının pekiştirilmesine çalışılması.
6.3 Türkmenlerin, Suriye’nin tüm ulusal kurum ve kuruluşlarına katılımını ve adil temsilini sağlamak için çaba gösterilmesi.
7.3 Türk kardeşlerimizle halk ve hükümet düzeyinde, tüm alanlarda (Siyasi, Kültürel, Ekonomik, Sosyal vs…) diyalog yollarını geliştirmek.
8.3 Suriye Türkmenlerinin ve bölgedeki tarihsel birleştirici rolünün önemini tüm dost medya kuruluşlarına tanıtılmasına çalışılması.
9.3 Suriye’nin diğer unsurları, partileri ve kuruluşlarıyla en iyi ilişkilerin inşası için diyalog kurulması ve Suriye toplumunun ulusal dokusunun korunması ve Türkmen davasına hizmet edecek gerekli koordinasyonların yapılması.
10.3 Suriye Türkmenlerini tanıtmak ve ilişkileri her alanda geliştirmek için, Türki Cumhuriyetleri ile iletişim yollarının bulunması ve ortak menfaatler çerçevesinde heyetler arası ziyaretlerin gerçekleştirilmesi.
4)- Askeri Alan :
1.4 Katil rejimi devirmek için Suriye askeri muhalefetin bileşenlerinin geri kalanı ile işbirliğinin organize edilmesi.
2.4 Birliği korumak ve kendi aralarındaki çatışmaları önlemek amacıyla, muhalefetin diğer askeri birlikleri ile koordine halinde olunması.
3.4 Farklı koşul ve durumlarda katil rejim ve milislerine karşı gelebilmesi için, Türkmen askeri oluşumlarının hazırlanması ve organizasyonun yapılması.
4.4 Tüm bölge ve cephelerdeki Türkmen askeri birliklerinin ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve gerekli maddi desteğin sağlanması.
5)- Suriye’nin yeniden imarı (maddi, manevi) için Geçici dönemin ve rejimin devrilmesinden sonraki dönemin getireceği bazı zorunlu ana görevler olacaktır.

Dolayısıyla, Suriye Türkmen Meclisi, yukarıda belirtilen görevleri yerine getirmek istisnasız, herkesin görevi ve sorumluluğunda olduğunu beyan eder, tüm teşkilat, parti ve hareketlerin Türkmenlerin haklı davalarına ve taleplerine hizmet eden meşru ve adil haklarının korunması için mücadele veren Suriye Türkmen Meclisi çatısı altında birleşmesini teyit eder.


YORUM

Suriye Türkmenleri örgütleniyor 
Mahmut Çetin 

1.Etnosu diriltecek ilk hamle ‘X-faktörü’

Türk kamuoyu PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin genel başkanı Salih Müslim’i politik bir lider olarak biliyor.

Ancak kamuoyumuz ne Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa’yı, ne Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Muhammed Vecih Cuma’yı ne de Türkmen Kitlesi Partisi Genel Başkanı Yusuf Molla’yı tanıyor.

Suriye Türkmenleri’yle ilgili aklımızda kalan tek fotoğraf Çobanbey’deki IŞİD katliamı.


HABER

Türkmenler tek ordu kuruyor
6 Temmuz 2015

Suriye'de Türkmen tugayları tek çatı altında birleşme kararı aldı.

Halep çevresi ve Türkiye sınırına doğru olan bölgede bulunan ve aralarında Fatih Sultan Mehmet, Sultan Murat, Süleyman Şah ve İsmail Şah tugaylarının bulunduğu yaklaşık 7 Türkmen tugay tek çatı altında birleşme kararı aldı.

Lazkiye, Rakka ve Humus'tan da Türkmenler’in katıldığı toplantı çerçevesinde alınan kararlar doğrultusunda, tugaylar tek bir komutanın liderliğinde hareket edecek. Türkmen komutanlardan Abu Muhammed Şıhlı, yaptığı açıklamada, bütün cephelerde kendi bölgelerine girme düşüncelerinin olduğunu belirtti. Humus'ta rejimin ve Hizbullah'ın elinde bulunan Türkmen köylerinin yakılıp yıkıldığını hatırlatan ve buradaki vatandaşlarının zor durumda olduğunu kaydeden Şıhlı, kırsal kesimin IŞİD'in elinden alınması halinde bu insanları kendi bölgelerine yerleştirmeyi düşündüklerini söyledi. Şıhlı, sınırdaki köyleri IŞİD'in elinden almak için destek gerektiğini sözlerine ekledi.

TOPLANTI DÜZENLEDİLER
Al Jazeera'nın haberine göre ise Gaziantep'de biraraya gelen Suriyeli Türkmenler IŞİD ve PYD'ye karşı ne yapacaklarını tartıştı. Gaziantep'te bir araya gelen Suriyeli Türkmenler, IŞİD ve PYD tehlikesine karşı bundan sonra ne yapacaklarını tartıştı. "Kaybedecek tek bir dakikalarının bile kalmadığını" savunan Türkmenler, kendi Ordularını kuracaklarını duyurdu.

Toplantıya Türkmen komutanlar ve siyasi temsilcilerin yanı sıra Türkmen sivil toplum kuruluşları da katıldı.

Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa yaptığı konuşmada, Suriyeli Türkmenler olarak beş yıllık savaş sürecinde ortak hareket etme ve güçlü yapılar oluşturmakta başarılı olunamadığını ancak Türkmen bölgelerinde baş gösteren IŞİD ve PYD tehlikesine karşı kaybedilecek tek bir dakikalarının bile kalmadığını söyledi: “Burası bizim bin yıllık ata topraklarımız. Şu an bizim topraklarımız üzerinde fanatik bazı unsurlar ve etnik temelli örgütler tarafından topraklarımız gasp ediliyor. Şayet bu duruma müdahale edilmez ise geri dönecek evlerimiz ve üzerinde yaşayabileceğimiz vatandan mahrum olma tehlikesi ile karşı karşıyayız.”

‘Türkmen ordusu kurulmalı’
Abdurrahman Mustafa ise YPG'nin 200’den fazla Türkmen yerleşim birimini tehdit ettiğini söyledi, "Bölgede Türkmen yerleşim birimlerinin güvenliği ve Türkmen topraklarının daha fazla yağmalanmaması için acilen Türkmen ordusu kurulması gerekiyor" dedi. Toplantı sonrası kısa bir kapanış ve değerlendirme konuşması yapan Abdurrahman Mustafa; Halep, Golan, Mumbuç, Cerablus, Lazkiye-Bayırbucak, İdlib, Rakka, Tel Abyad ve Humus bölgelerini temsilen toplantıya katılan Türkmenlerle birlikte gün boyu süren istişareler sonucu sahada daha etkin yöntemler belirlemek için Türkmen Meclisi bünyesinde askeri konsey kurma kararı aldıklarını duyurdu. Abdurrahman Mustafa, Suriye için oldukça kritik bir dönemden geçildiğini ve Türkiye’nin bu dönemde sergileyeceği tavırın, bölgenin geleceğini etkileyeceğini söyledi.


HABER

Suriye Türkmen Temsilcilerinden Türk Ocakları’na Ziyaret 
16 Eylül 2014

Kendisi de aslen Suriye Türkmeni olan Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır ve Suriyeli Türkmenleri temsilen Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Sayın Abdurrahman Mustafa ve Suriye Türkmen Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Mehmet Türkhan dün akşam saatlerinde Türk Ocakları Genel Merkezi’ni ziyaret etti.

MHP’li Şandır ve Suriyeli Türkmen temsilcileri Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Orhan Kavuncu ve Türk Ocakları Merkez Yönetim Kurulu üyeleri karşıladı.

SURİYELİ TÜRKMENLERDEN TÜRK OCAKLARI’NA TEŞEKKÜR

Yardım kampanyaları ve Ortadoğu’daki Türkmenlerin durumlarıyla ilgili istişarelerin yapıldığı ziyarette Suriye Türkmen Meclis Başkanı Abdurrahman Mustafa Türk Ocakları’nın bu çalışmalarından dolayı teşekkür etti ve daha çok iş birliğiyle çalışmalara devam edilmesi gerektiğini belirtti. Az ya da çok TÜrk Ocakları’nın yaptığı yardımların Suriye Türkmenleri içinde büyük sevinç yarattığını ve maddi yararının ötesinde manevi ve sembolik olarak büyük katkısı olduğunu ifade etti. Ardından Abdurrahman Mustafa bölgedeki Türkmen hakkında Türk Ocakları heyetine bilgiler verdi.


HABER

Kantonlar birleşirse Türkmenler'in sonu olur
ORTADOĞU 29 Ekim 2015

Bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışan PYD, Afrin’i Ayn el-Arap ile birleştirdiği takdirde, Suriye’de varlığımız tamamen biter. 

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, terör örgütü PYD’nin devletleşme çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Mustafa, PYD’nin çok önceden bunu planladığını, Türkmenleri ve Arapları bölgeden sürerek demografik yapıyı değiştirmeye çalıştığını söyledi.

IŞİD’le mücadele yalanı

PYD’nin özerk yapı için uğraş verdiğine dikkat çeken Mustafa, “Kendilerini o kadar kaptırmışlar ki sözde Kürdistan devleti gibi hareket ediyorlar. Okul inşa ettiler, Kürtçe eğitim veriyorlar. ‘IŞİD’e karşı herkesle birlikte hareket ediyoruz’ diyerek yalan söylüyorlar” dedi. 

Kantonlar birleşirse Türkmenlerin sonu olur

Türkmen lider Abdurrahman Mustafa, “PYD, Afrin kantonunu Ayn el-Arap kantonu ile birleştirdiği takdirde Suriye’de Türkmen varlığından söz edemeyiz” dedi. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, terör örgütü PYD’nin, ilan ettiği kantonları birleştirdiği takdirde bunun Suriye Türkmenlerinin sonu olacağını söyledi. Mustafa, “PYD, Afrin kantonunu Ayn el-Arap kantonu ile birleştirdiği takdirde Suriye’de Türkmen varlığından bahsedemeyiz” dedi. Mustafa, PYD’nin kendisini şirin göstermeye çalıştığını ve imaj değişikliğine gittiğini de belirtti. PYD’nin “IŞİD’e karşı herkesle beraber hareket ediyoruz” söylemiyle gerçekleri saptırdığını ifade eden Mustafa, “Süryaniler, Araplar ve Türkmenler var diyorlar. Oysa ne Türkmenler var, ne de başka gruplar. IŞİD’e karşı mücadele eden bu grubun içinde farklı etnik yapıdaki insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. ’Muhaliflerle mücadele ediyoruz’algısını oluşturmak için kendilerini gizliyorlar” diye konuştu.

Sözde özerk yapı

PYD’nin devletleşme çalışmalarının hızla devam ettiğini kaydeden Mustafa, şunları söyledi: “PYD sözde özerk bölge ilan ettiği yerlerde kendine göre bir tür eğitim sistemi kurdu. Okul inşa ettiler. Kendilerine göre Kürtçe eğitim veriyorlar. Buna PYD dışında kalan Kürtlerin de karşı çıktığını biliyoruz. Kendince sözde özerk yapı kurmak için uğraş veriyorlar. Kendilerini o kadar kaptırmışlar ki sözde Kürdistan devleti gibi hareket ediyorlar.” Terör örgütü PYD tarafından Tel Abyad’ın sözde özerk bölge ilan edilmesine dikkat çeken Mustafa, PYD’nin çok önceden bunu planladığı, Türkmenleri ve Arapları bu amaçla bölgeden sürdüğünü belirtti. Aşama aşama hayata geçirilen planda önce Türkmenlerin, ardındın da Arapların PYD tarafından göçe zorlandığını, böylelikle demografik yapının değiştiğini belirtti.

Darmadağın oldular

Tel Abyad bölgesinde sözde özerk yönetim kurmak için PYD’nin Türkmen bırakmadığını ifade eden Mustafa, şöyle devam etti: “Suriye’de yaşanan iç savaşın en büyük mağduru Türkmenlerdir. Türkmenler, Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmaması için mücadele ediyorlar. Suriye’de her hangi bir yerde herhangi bir isim altında bölünme olursa en büyük zararı Türkmenler görecektir. Çünkü coğrafi olarak baktığınızda Türkmenler Suriye’nin tamamına yayılmış durumdadır.” Türkmen birliklerinin IŞİD ile çatışmaya devam ettiğini belirten Abdurrahman Mustafa sözlerini şöyle tamamladı: “Çatışmalar devam ediyor. Rejim güçlerinin de çok fazla ilerlediğini söyleyemeyiz. Esad rejimi ve Rus güçleri Bayırbucak’ı bombalamaya devam ediyor. Daha sonra bunların bir kara harekâtı başlatacağı söyleniyor. Bilindiği üzere Bayırbucak Türkmen dağıdır. Şu an için Türkmenlerin o bölgedeki mücadelesi devam ediyor”


HABER

Türkmendağı'nda 4 Rus generali öldürüldü
4 Şubat 2016

Muhalif, Türkmendağı bölgesinde, Rus ve rejim generallerinin bir araya geldiği toplantıya düzenledikleri baskında 8'i general rütbesinde 15 askerin öldürüldüğünü iddia etti.

Muhalif kaynaklar, Suriye'nin Türkiye sınırındaki Türkmendağı bölgesinde, Rus ve rejim generallerinin bir araya geldiği toplantıya düzenledikleri baskında 8'i general rütbesinde 15 askerin öldürüldüğünü iddia etti.


HABER

Abdurrahman Mustafa: Öcalan Ne ise Mihraç Ural da Odur!
1 Nisan 2016

Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, Mihraç Ural'ın birçok katliam yaptığını ve en az Abdullah Öcalan kadar tehlikeli bir terörist olduğunu vurguladı. Mustafa “Türkiye için Abdullah Öcalan ne ise Suriye’de de Mihraç Ural’ın durumu aynıdır” dedi.

Suriye'deki birçok katliamda parmağı bulunan ve 11 Mayıs 2013'te Reyhanlı'da düzenlenen saldırıda 52 kişinin ölümünden sorumlu terörist Mihraç Ural öldürüldü. Ural Türkiye ve Türkmenler aleyhine birçok kanlı eylemlerde bulunmuş ve son olarak da kendi insanlarını katleden Beşar Esed’in fedaisi olarak terör eylemlerine kaldığı yerden devam etmişti. Ural’ın ölümüyle dünya, ikinci Abdullah Öcalan şeklinde anılan bir teröristten de kurtulmuş oldu.

MUHALİFLER DOĞRULADI

Ahrar'uş Şam sözcüsü Ebu Yusuf el Muhacir, Suriye'de Ali Kayalı ismiyle bilinen Mihraç Ural'ın öldüğünü doğruladı. Ural'ın top atışıyla vurulduğu da yerel kaynaklardan gelen ilk bilgiler arasında. Mihraç Ural'ın ölümünü AjansHaber'e değerlendiren Suriye Türkmen Meclisi Genel Başkanı Abdurrahman Mustafa, Ural'ın birçok katliam yaptığını ve en az Abdullah Öcalan kadar tehlikeli bir terörist olduğunu vurguladı. Suriye'deki Türkmenlerin durumuna dair açıklamalar da yapan Mustafa, Kürtlerin Amerika ve Rusya gibi ülkelerden aldığı yeşil ışıkla Federasyon devleti kurma projelerinde kararlı olduklarını ve bu gerçekleşirse de bölgede Türkmen varlığından bir daha söz edilemeyeceğini söyledi.