Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Abdülkadir Karataş

şair, yazar, fotoğraf sanatçısı

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Abdülkadir Karataş
Abdülkadir Karataş
şair, yazar, fotoğraf sanatçısı 

1964 yılında Erzurum-Ovacık'a bağlı Yukarı Canören köyünde doğdu. İlk ve orta tahsilini İstanbul'da yaptı. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında başladığı mesleğini muhabir, redaktör, editör ve sayfa sekreteri olarak birçok dergi ve gazetede sürdürdü. Çeşitli yayın organlarında müstear isimlerle yazılar yazdı. 

Meslek yaşamı sırasında başladığı fotoğraf uğraşısı 30 yılı aşkın bir süredir devam etmektedir. Özel bir üniversitede iki yıl temel fotoğrafçılık dersleri verdi. 

Şiirleri İnanç, Hanımeli, Dolunay, Kültür Dünyası ve Beyan dergilerinde çıktı. Heceyle yazdığı milli ve mistik duyguları aksettiren şiirleriyle tanındı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve İFSAK başta olmak üzeri çeşitli mesleki ve sivil toplum kuruluşlarına üye. Sürekli Basın kartı sahibi. Evli ve iki evlat babası.

ESERİ:

O Son Temmuz'da (1997).




HABER

Abdülkadir Karataş "Fotoğraf Sunumu ve Söyleşisi
05 Mart 2019 
Salı 20:00
ANAFOD
Feyzullah Mh. Bağdat Cd. Plaj Yolu Sk. N:3/C Maltepe İstanbul




ŞİİRLERİ:

Bozkırda

Ayrık otlarının iklimindeyim,
buz kesmiş bozkırın en tenha yeri...
sevdasına tuz basılmış bu deri
gön değil dabağın hoyrat elinde:
Sığırtmaç türküsü, Türkmen meseli
bir garip söylence, yarin dilinde...
Mecnun mu umarsız, 
Leyla mı arsız...

Deyin bana hey erenler
üçler, yediler, kırklar adına! 
Yükleyip de aşkı kuş kanadına
bir yanık türküye tutulmak var mı
tutulmak ki, tutuşmaktır yarsız
Mecnun mu umarsız
Leyla mı arsız...




Çocuk

Ne ararsın çocuk, küçücük dünyan,
Büyüdükçe yiter, bir nokta olur...
Hep sevinçle kalk, sevinçle uyan,
Unut büyümeyi, unut ne olur...

Daha gençlikteki sırrı bulmadan,
Bir başına koyup giderleri seni...
İki gözün iki çeşme kanar durmadan,
Sarar hoyrat izler güzelim teni...

Umutlar kuş gibi konup göçücü,
Ah, çıkmaya görsün sıcak yürekten.
Yetmez acıları sabrın da gücü,
Hep böyle kal çocuk, bahtiyar ve şen...