Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Genel Biyografi Kitapları

75 Yılda Çarkları Döndürenler / Kolektif / Tarih Vakfı Yayınları
Sadece büyük aşkların, olağanüstü yaşamların değil; gündelik uğraşların, üretimin, tüketimin de bir romanı vardır. O romanın kahramanlarını, yani "insan"ı yakaladınız mı, kupkuru bir konudan renkli, sıcak bir hikaye çıkar.
Sanayi konusundan bile... Cumhuriyet döneminde sanayinin gelişmesinin, 75 Yılda Çarklardan Chip'lere nasıl gelindiğinin romanının kahramanları, "esas oğlan" ve "meşum kadınları; fabrikalar, işletmeler, kurumlar, şirketlerdi. 75 Yılda Çarkları Döndürenler'de ise insanlar ve insan ilişkileri var. Üretim sürecinde farklı konumda, farklı yanlarda, hatta farklı cephelerde yer alan insanlar: işçiler, işverenler, mühendisler...
Kitap dört bölümden oluşuyor: "Kalkınma Ütopyasının Askerleri", "Atölyelerden Holdinglere Sanayiciler", "Çarkların Emek Cephesi: İşçiler", "İşçi ve İşveren Örgütlenmesi". 75 Yılda Çarkları Döndürenler; portrelerle, anılarla, röportajlarla, araştırma yazılarıyla, çarkların hangi yanında, hangi cephede dururlarsa dursunlar, sanayileşme romanında tuzu ve rolü olanlar konusunda bir izlenim vermeye çalışıyor. Kısaca, Türkiye'de sanayi kesiminin 75 yıllık macerasının bir " aile albümü".

12 Mart 1971'den Portreler Cilt: 3 Portreler Üzerine Sorular - Eleştiriler - Cevaplar ve Son Bir Değerlendirme Sırrı Öztürk Sorun Yayınları / Sırrı Öztürk'ün Kitapları
Elimizdeki kitapta, 12 Mart 1971'lerin cezaevi mekanlarında, sisteme karşı koyan Devrimci ve Sosyalist Kadro'ların sosyal kimlikleri, teori pratik donanımları, devrimci kişiliklerin çerçevesinde ve yer yer anılar dizisi biçiminde tanıtılmaya çalışılmıştır. 12 Mart 1971 sürecinde yaşanan olay ve olgular karşısındaki düşünce ve davranış farklılıkları olabildiğince nesnel, ama yazarın taraflı kimliği ile değerlendirilmiştir; buna özen gösterilmiştir...

1938 Kuşağı
Olaylar, İnsanlar, Anılar Cahit Kayra Cem Yayınevi / Cem Kültür Dizisi
Bu kitap, Türkiye'de son yüzyıla yakın bir dönemin olayları içinde yaşayan bürokrat, politikacı bir yazarın öyküsüdür. "Cahit Kayra" anlatısına, çöken bir imparatorluğun karanlık ve acıklı görüntüleriyle başlıyor. Genç bir çocuk olarak Atatürk reformlarının heyecanını ve İnönü dönemini, İkinci Dünya Savaşı'nın acılarını, demokrasiye geçiş olaylarını yaşıyor. 1972'ye kadar büyük bürokrattır ve yurt içinde ve yabancı ülkelerde sorumlu devlet görevlisi hizmetinde görülmektedir. Bu tarihten sonra polikikaya karışıyor, koalisyon pazarlıklarının, Kıbrıs olaylarının ve seçim boğuşmalarının içinde yer alıyor.
Bu yıllar da sona eriyor ve yazar emeklilik döneminin ihtirassız, kavgasız iklimine giriyor. Burada, birikimlerini kitaplara dökerek kendi deyimiyle "Yaşama yanıt verme"nin yollarını aramaktadır. Zamanını öyküler, araştırmalar yazarak dolduruyor.
Okur bu anılarda, belki, yer yer kendi yaşam serüveninin olaylarını, kendi yaşam modelini ve yaşam felsefesinin yanıtlarını bulabilecektir.

A
Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler
THKO'nun Kuruluş Öncesi ve Sonrasına İlişkin Anılar / Atilla Keskin / Gendaş Kültür / Yeni Seri
"68'li dönem"de, Denizler, Hüseyinler, Yusuflar, Sinanlarla aynı ideali paylaşıp, yeryüzü biraz daha aydınlık olsun diye yüreğinde kıvılcımlarla yola çıktığında, Atilla Keskin, Ortadoğu Teknik Üniversitesi son sınıf öğrencisiydi. Fedekarlık, inandığı yolda yürürken tehlikeyi hesap etmemek, ideal ve kader ortaklığı, o kuşağın en belirgin özellikleriydi. O günlerin önde yürüyenleri, ya öldürüldüler ya da hemen yanıbaşlarında bir arkadaş canında soludular ölümü. Denizlerin idam hükümlerinin okunduğu salonda, haklarında idam hükmü verilen on sekiz gençten biri de Atilla Keskin'di. En delikanlı yıllarını darağacının gölgesinde, dört duvar arasında, ömrünün yirmi yılını sürgünde gurbet elde geçiren Atilla'nın anılarında kuşağının, kavga günlerinin, kavga arkadaşlarının, özellikle insani değerleriyle iz bırakmış duyguları ışıldıyor. Gülümseyişlerinde acılar gizli, acılarında gülümseyişler. Sesi, yaşamın içinden gelen insanın sesi: eğilip bükülmemiş, sade, gerçek, içtenlikli... Ve zaten sivil tarih de ipuçlarını böylesi kaynaklardan toplamıyor mu?
Nihat Behram

Alkışlarla Geçen Yıllar "Hatırat" Sadun Aksüt Aksoy Yayıncılık
Müziğin bir yolcusu vardır. Müzikle uğraşan sanatçıların yaşamları bu yolda geçer. Ve bu yolculuk, her ülkede kendi "edebiyat"ını oluşturur. Müzik yolculuğu uzun, zor, tüketici, ama bir o kadar da bir yaşam kaynağıdır... Bu yüzden, gerçekten müziğe gönül vermiş bir insan asla onu başka bir şeyle paylaşamaz. Yaşamı pahasına da olsa...
Sadun Aksüt tam 50 yıldır Türk Sanat Müziğini düstlarıyla paylaşıyor. 50 yıldır müziğin devleriyle birlikte çalıp söylüyor. Radyoevi, gazino ve konser salonlarındaki müzisyenlerin, müziğin ve yankılarının tanıklığını yapıyor.
1940'lı yıllardan günümüze uzanan bir Türk Sanat Müziği şöleni yer alıyor bu kitapta. Sanatçıların taş plaklardan dışarı çıkıp, seyircisiyle yüz yüze, göz göze, ruh ruha olabildiği, sahnelerin tozunu yuttuğu yılların bir tarihi bu kitap.
Sadun Aksüt'ün anılar derlemesi, belge, bilgi ve titiz bir arşiv çalışmasından oluşuyor. İlk gazinolar, sahneye çıkan ilk kadın ve erkekler, sahnede ilkleri gerçekleştirenler; azmin yücelttiği isimler, yaşamın sillesini yemiş Türk Sanat Müziği sanatçıları vs... hepsi bu kitapta sahne alıyor...
"Alkışlarla Geçen Yıllar / Hatırat"ta, Türk Sanat Müziğinin 50 yıl içerisinde nereden nereye geldiğini ve sanatçıların yaşamöykülerini bulacaksınız. Kitap, Türk Sanat Müziğimizin olduğu kadar, müziğe emek vermiş bütün emekçilerin de "duygusal" tarihini içeriyor... Yükselen ve düşen sanatçılar... ve sahnelerden kimler geldi kimler geçti...

B
Babamın Arkadaşları Samet Ağaoğlu /İletişim Yayınevi / Anı Dizisi
Elinizdeki kitap adından da anlaşılacağı gibi Samet Ağaoğlu'nun, babası Ahmet Ağaoğlu'nun arkadaşlarıyla ilgili anıları, gözlemleri -kendi deyişiyle- "intibaları"... Ziya Gökalp'ten Tunalı Hilmi'ye, Kara Kemal'den Mehmet Emin Yurdakul'a, H. Suphi Tanrıöver'den H. Edip Adıvar'a, Recep Peker'den Yusuf Akçura'ya, Dr. Nazım'a, Dr. Abdullah Cevdet'e, H. Cahit Yalçın'a, Topçu İhsan'a uzanan bir yelpazede bir devrin önemli şahsiyetlerinin Samet Ağaoğlu'nun zihnindeki yansımaları ve portreleri var bu kitapta. Sözü yazara bırakacak olursak, "... her biri Türk tarihine muhtelif bakımlardan girmiş, yakından tanıdığım bazı insanların resimlerini çizdim. Hem de yalnız kafamın içinde bıraktıkları izlerden ibaret olarak..."

Bir Sıcak Merhaba Ayna Kırıkları 1 /Hüseyin Yurttaş /Bilgi Yayınevi / Hüseyin Yurttaş'ın Kitapları
"...Hüseyin Yurttaş" kitabında, yaşamın içinden süzülüp gelen birçok anı ve anekdot yer alıyor. Bu toprağın ünlü, ünsüz nice insanı "ayna kırıkları"na düşmüş yaşantılarıyla yansıtılıyor.

Boğaz'daki Aşiret Mahmut Çetin / Edille Yayınları
"Boğaz'daki Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını akla getiriyor. Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi. Genelde kırsal kesimle alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi"nde bir kast oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi. Bir sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu tarihi, yer yer de Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini resmediyor. Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata, ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi görülecektir zannediyoruz.
Boğaz'daki Aşiret, dört büyük ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur. Eser bu sebeple dört bölüm olmuştur. Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in Çocukarı, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa - Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı.
Boğaz'daki Aşiret! şenlikli bir kitap. Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a, Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri.
Polonez, Hırvat, Alman, Macar ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan "Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller...
Kimlerin kimlikleri, Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları. Ve dipnotlar! Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardır.

Bu Vatanı TerkedenlerBütün Eserleri / Vehbi Vakkasoğlu/Nesil Yayınları
Hazin Olarak Terkedenler: Cem Sultan, Namık Kemal, Sultan Abdülhamid Han, Talat Paşa, Enver Paşa, Sultan 6. Mehmed Vahideddin, Abdülmecid Efendi, Prens Sabahaddin Bey, Çerkez Ethem, Refik Halid Karay, Filozof Rıza Tevfik, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Mehmed Akif Ersoy, Rıza Nur, Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, Muhsin Alev.
Rezil Olarak Terkedenler: Mithat Paşa, Haluk Fikret, Mustafa Suphi, Sabiha ve Zekeriya Sertel, Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Zeki Baştımar, Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Prof. Dr. İlhan Arsel.

C
Copların Askerleri / Rıza Müftüoğlu / Ocak Yayınları
Olağanüstü dönemler, yaşanılan anda insanlara kendinisini tam hissettirir. arkasından geçen yıllar acı ve zulümleri büyük ölçüde unutturur. Çünkü "Hafızay-ı beşer nisyan ile malüldür." Bu nedenle Rıza Müftüoğlu "Tarihe not düşmek" ve 12 Eylül 1980'den sonra yaşanılan acılardan gelecek nesilleri haberdar etmek için bu kitabı kaleme aldı. Acaba bu yazılanlar, Mamak Cezaevi'nde yaşanılanların ne kadarını yansıtıyordu? Şüphesiz o Cehennem'de yaşanılanların hepsini kaleme dökmek mümkün değil. Copların Askerleri bir döneme ışık tutması, o dönemin acılarını yaşayan bir insanın hislerini dile getirmesi bakımından, bir çırpıda okuyacağınız bir kitap.

Cumhuriyet'in Aile Albümleri
Kollektif /Tarih Vakfı Yayınları / Bilanço '98 Dizisi
Osmanlı coğrafyasından Cumhuriyet Türkiyesi'ne aramızdan on yedi aile: Karadağ'dan Amasra'ya, Kafkasya'dan İstanbul'a, Tebriz'den Adıyaman'a, Rusçuk'tan Eskişehir'e, Horasan'dan Hacımirza köyüne, Tuna boylarından Söke'ye... Savaşlarla savrulan yüzyılın ilk kuşağı ve ardından üç kuşak Cumhuriyet.
Farklı yöreler, farklı sınıflar, farklı meslekler, farklı inançlar, farklı diller... Farklılıklara rağmen, benzer sevinçler, benzer kederler. İster vaftiz edilmiş olsun, ister sünnet; bebekler ve bebeklerle gülen yüzler.
Umutlu nikah fotoğrafları, objektiflere gülümseyen gelinler, damatlar; siyah önlüklü, beyaz yakalı ya da özel okul üniformalı fotoğraflar; yılların bıraktığı izler, çizgiler ve yitirilenler... Başka aileler seçilmiş olsaydı da, pek değişmeyecek olan sevinler ve üzüntüler.
Aramızdan on yedi aile, albümlerini ve anılarını, Cumhuriyet'in 75. yılında bizlerle paylaşıyorlar.

Ç
Çarlık Dumasında Bolşevikler A.Y.Badayev
Evrensel Basım Yayın / Roman -Anı - Biyografi Dizisi
Çarlık rejiminin olağanüstü baskı ve engellemelerine rağmen, işçi sınıfının oy hakkının kısıtlanmış olmasına rağmen Bolşevikler, 1912 yılındaki Duma seçimlerine katıldılar ve 6 işçiyi Duma'ya göndermeyi başardılar.
Ekim Devrimi'ni örgütleyecek olan Bolşeviklerin, çarlık rejiminin temel kurumlarından biri olan Duma seçimlerine katılmaları ve Duma'ya temsilci göndermeleri ilk bakışta bir çelişki gibi görünebilir. Ama, Bolşevikler Duma'daki faaliyetleri başlı başına bir amaç olarak görmüyor, tam tersine işçi sınıfı hareketinin öncüsü olan partinin faaliyetlerinin bir parçası olarak ele alıyorlardı. Bolşevikler, Duma'yı, çürümüş çarlık rejimini teşhir etmenin ve işçi sınıfı hareketini güçlendirmenin bir aracı olarak kullandılar.
"Çarlık Duması'nda Bolşevikler", 1912 yılında Devlet Duması'na seçilmelerinden 1914 yılında savaşın başlamasından birkaç ay sonra Sibirya'ya sürgüne gönderilmelerine kadarki süreçte, Bolşevik vekillerin faaliyetlerini anlatıyor. Kitabın yazarı A.Y. Badayev, bu altı Bolşevikten biri.
Badayev'in kitabının önemi, yalnızca Duma deneyimine ilişkin zengin dersler içermesinde değil, aynı zamanda Çarlık rejiminin çürümesini ve onu alaşağı edecek olan işçi sınıfı hareketinin gelişimini olanca çıplaklığıyla yansıtmasında, "gideni ve gelmekte olanı" anlatmasında yatıyor.

Çete Ayşe / Sabahattin Burhan / Nesil Yayınları
İstiklal savaşı sırasında pek çok vatansever biraraya gelip düşmanı topraklarımızdan atabilmek için silaha sarılmıştır. Hiçbir mecburiyet yokken teşkilat kurup savaşan bu kahraman gruplara "Çete", teşkilatı kuran kişilere de "Çeteci" denmiştir. Çete Ayşe de bu kahramanlardan birisidir. Hem de ilk Çetecilerden, ilk defa Kuva-yı Milliye tarihinde efe elbisesi giymiş, ilk defa "Efe" ünvanını almış mücahit bir kadındır. Kastamonu'da Halime Çavuş, Erzurum'da Kara Fatma (Seher), Adana'da Melek Hanım, Erzurum'da Nene Hatun neyse; dağlarından yağ, ovalarından bal akan, efeler diyarı Aydın Eli'nde de Çete Ayşe odur.

D
Defterimde 40 Suret Beşir Ayvazoğlu/ Ötüken Neşriyat / Kültür Dizisi

Eskiler, insan için alem-i sugra, yani küçük alem derlermiş, ne kadar doğru. Bana sorarsanız, her insan ayrı bir aleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra, labirentlerinde kaybolmak işten bile değil, Freud'ların mroydların başlarına gelen nedir? Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları varsa, bilim, sanat ve hareket adamlarının dünyalarının büyüklüğünü varın siz hesap edin. Doğru söylüyorum, onları derinliğine anlamaya çalışmak, galaksiler arası yolculuğa çıkmak gibi bir şey olmalı. Ben mi? Ben sadece kapıları korka korka aralayıp "hoşça bak"tım, gözlerim kamaştı.

Deniz Gezmiş'ten Yaşar Kemal'e Portreler/
Oral Çalışlar/Çağdaş Yayınları
Deniz Gezmiş, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Yılmaz Güney, Mehmet Ali Aybar, Sabahattin Ali, Fikret Otyam, Panayot Abacı, Lefter ve... Bu kitapta onların öykülerini okuyacaksınız. Bütün bu portrelerin, bir dönemin güzel bir resini vereceğine inanıyoruz. Bazılarını yakından tanıdınız, bazılarının adını ise hiç duymadınız. Onlar bizi bize anlatıyor. Bir dönemin tanıklığını da içeren bu portreleri beğeneceğinizi umuyoruz.

Dünyayı Aldatanlar Sefa Saygılı -/Türdav Yayınları
Kimi filozof, kimi toplum lideriydi. Hepsinin ortak özelliği yaşadıkları yıllarda kitleleri peşlerinden sürüklemeleriydi. İnsanlar onlara hayranlık duyuyordu. Ama yıllar sonra taraftarlarının kalmadığı veya çok azaldığı görüldü. Yani dünyayı aldattıkları anlaşılmıştı. Bu insanları hangi şartlar öne çıkardı, fikirlerini oluşturan ortam nasıldı? "Dünyayı aldatanlar", dünyayı aldatan bu insanlardan önde gelenlerini inceliyor.

E
Erzurum'un Manevi Mimarları M.Sıtkı Arvas
Dergah Yayınları / Erzurum Kitaplığı
Yerel düzen ve değer yargılarının alt-üst olduğu; örf, adet ve üslubun yozlaştığı, herşeyin birbirine girdiği, globalleşme humması ve sevdasının dünya ve Türkiye'yi sardığı günümüzde "Erzurum Kitaplığı" ismi ile yeni bir diziye başlıyoruz.
Vatan coğrafyasının maddi zeminini bayındır kılan imar hamleleri kadar, ruh iklimini zenginleştiren manevi çabalar da nesiller boyu tesirini sürdüren bir büyük varoluşun eseridir.
"Erzurum'un Manevi Mimarları" böylesi bir oluşumun hatırasını yansıtıyor. Bu hatırayı bize miras bırakanlara şükran duyarken "Erzurum Kitaplığı"nin ilk eserini de okuyucularımıza sunmuş bulunuyoruz.

EDEBİYATÇILAR ÂLEMİNE BİR YOLCULUK
N. Tahir Ergün
Türk basın hayatının ünlü kişilerinden Sedat Simavi, Hürriyet gazetesini çıkarmadan önce Yedigün adlı, haftalık bir dergi çıkarıyordu. Bu dergi edebiyattan magazine, bir aydının ihtiyaç duyacağı her konuda yazılar, haberler yayınlardı. Bu derginin 1939-1941 yıllarında çıkan sayılarında “Edebiyatçılarımızı Tanıyalım” başlıklı bir dizi de yer almıştı. Bu dizinin yazarı, o dönemin ünlü edebiyat öğretmenlerinden ve araştırmacılarından Mehmet Behçet Yazar idi. O, her hafta bir edebiyatçının hayatını anlatıyordu, bu yazılarda. Yazdıkları doğrudan o edebiyatçılarla yaptığı konuşmalarla tesbit ettiği, yâni onlardan dinlediği verilere dayanıyordu. Bu bilgileri kendi edebiyat imbiğinden geçiriyor, süzüyor, onlara yeni edebî çeşniler katarak yazıyordu. Böylece o yılların ünlü veya tanınmamış 97 (doksan yedi) edebiyatçısının “özgeçmişi” hakkında önemli bilgiler sunan bir yazı dizisi ortaya çıktı. Fakat Yedigün dergisi ile birlikte onlar da unutulmaya mahkûm oldular.
Aradan altmış yıl geçtikten sonra, o yazılar titiz bir tarih ve özgeçmiş araştırmacısı olan Prof. Ali Birinci tarafından gün yüzüne çıkarıldı ve Mustafa Everdi’nin çabaları ile kitaplaştırıldı. Edebiyatçılar Âlemi: Edebiyatımızın Unutulan Simaları(*) adı ile yayınlanan eser, Yedigün’de yayınlanan yazıları aynen, hiçbir değişiklik ve ekleme yapmadan sunuyor. Bugün hepsi de ebedîlik âlemine göçmüş bu insanların hayatının 1939-1941’e kadar olan kesitini sunuyor bu yazılar. Onlar aracılığı ile 97 Türk edebiyatçısının hayatına ilişkin çok değerli bilgilere, çok önemli tesbitlere ulaşıyoruz. Kitaptaki yazılar, bu edebiyatçılarla ilgili araştırma yapacaklara önemli yardımlar ve yararlar sağlayacak niteliktedir.
Eserin önemli bir yanı da, Prof. Ali Birinci tarafından, kılı kırk yararcasına bir titizlikle hazırlanan ve kitabın başına konulan “A. Mehmet Behçet Yazar” başlıklı araştırmadır (7-12. ss.). Sayın Birinci, bu araştırmasında Yazar’la ilgili birtakım bilinmeyenleri de gözler önüne seriyor. Ayrıca, kitabın ilk sayfalarına aktarılan “Yedigün’ün Mühim Bir Teşebbüsü” adlı açıklamadan, özgemişinin verilmesi tasarlanan edebiyatçılardan bir bölümünün, yazık ki ele alınmadığı anlaşılıyor. Onlar hakkında da yazılabilseydi, ne iyi olurdu...
Kitap titiz bir sayfa düzenlemesi ile basılmış. Güzel bir kapak içinde. Özgeçmişi sunulan edebiyatçılar öz adlarının alfabe sırasında veriliyor. Her birine ayrılan bölümlerin ilk sayfasında da, o edebiyatçıların yine Yedigün dergisinden aktarılan çizimli resimleri veriliyor. Eserin sonuna konulan “Yazar ve Şahıs İsimleri İndeksi”, “Mecmua ve Gazete İndeksi” ve “Eser İsimleri İndeksi” adlı dizinler araştırmacılara yönelik önemli yardımcılar.
Birinci hamur kâğıda “numaralı olarak 1000 adet basılmış” olan bu esere sahip olmak da bir ayrıcalık sayılabilir. Ayrıca o, büyük hazlarla okunacak bir bilgi hazinesidir. Yayınlanmasını sağlayanlara teşekkürler...
Sağlanabileceği adres: 21. Yüzyıl Yayınevi; Sıhhiye, Hanımeli Sokağı, 19/20 06430 Ankara. Telefon: (0312) 231 68 58
(*)Edebiyatçılar Âlemi: Edebiyatımızın Unutulan Simaları. Mehmet Behçet Yazar, Yayına Hazırlayan Mustafa Everdi. Ankara: 21. Yüzyıl Yayınevi, 1999.sayı 30

Eski Tüfeklerin Sonbaharı A.Emin Karaca /Gendaş Kültür
Yaşlı, eski kuşak komünistlerle bir seri röportaj yapma düşüncesi epeydir kafamdaydı. Geçtiğimiz yılın (1995) Temmuz ayı içinde Mehmet Ali Aybar'ın ölümünün ardından bir an önce somutlaştırmak istedim bu düşüncemi. İlk planım, bir büyük gazetede dizi yazı olarak yayınlatmaktı.
Projemi Milliyet'in Genel Yayın Yönetmeni Doğan Heper'e açtım. Sıcak karşıladı, "Hemen başlayalım" ededi. Yorucu ama zevkli bir çalışmayla, eski kuşak komünistlerden 10 kişiyle yaptığım röportajlardan oluşan "Eski Tüfeklerinn Sonbaharı" yazı dizisi Ağustos ayında bitmişti. Milliyet'in dizi yazılar sorumlusu Nail Güreli, fotoğraflar da çekilip herşey tamam olunca yazıyı kısa sürede yayına hazır hale getirdi.
Dizi adındaki espriye uygun olarak bir sonbahar ayı olan Ekimin 15'inde yayınlanmaya başlandı. Sürdüğü 10 gün boyunca uzak-yakın, eşden-dosttan pek çok beğeni telefonları geldi, yüzüme karşı takdirkar sözler edildi.
Röportajları dizi yazı sayfası hacmini kale almadan, sereserpe yazmıştım. Doğal olarak yayını sırasında kısaltma sonunu çıktı karşımıza, Gazetenin günlük yayın telaşı ve benim işlerimin yoğunluğu, kısaltırken ister istemez konuşmalarda bir kopukluk yarattı. Eksik olmasınlar, eş-dost da beğeni sölerinin ardından "Kitap olarak çıkacak değil mi?" sorusunu yöneltiyorlardı. Bütün bu beklentiler elinizdeki "Eski Tüfeklerin Sonbaharı"nın oluşmasını hızlandırdı.

Eski Zaman Eşkıyaları Muhsin Kızılkaya /Sel Yayıncılık / Edebiyat Dizisi
Topu topu birkaç adamdılar. Ölüm fermanlarını, boyunlarındaki hamaylın içinde taşıyorlardı. Oremarlı Settar, taştan bir yüz ifadesiyle uzaklara bakıyor, "Bu dağ güneşinin kralı olmalı, olmalı ya da ölmeli" diyordu. Maronisli Sadık bilgece konuşuyordu: "Dostluk kayıp bir eşyadır, alınıp satılmıyor. Düşmanlık ise arsız bir ottur bu dağlarda, her yerde bitiyor."
Gewdanlı Qerdeş, yol arkadaşı İsmail'e dönüyor, "Sınırdan öte yoldur, sınırdan öte kurtuluş... Bizi oraya Ehmede Kokel ulaştıracak" diyordu. "Hepsi çaprazasmışlardı türkülerine mavzerlerini."
Uzun bir yolculuğa çıkmışlardı. Yollarına ihanet, buhtan, sınırın öte yakasındaki savaş, bu yakasındaki kıtlık, kıran çıkıyordu. Eşkıyaydılar. Zaman, eski zamandı.

En Etkin 100: Hz. Muhammed'den Gorbaçov'a Özgün Bir Değerlendirme
(The 100: A Ranking of the Most Influential Persons in History)
Michael Hart
Sabah Kitapları / Olaylar – İnsanlar Dizisi
Akademik çalışmaları ışığında saptadığı 100 kişiyi etkinliklerine göre sıralayan bilim adamı, yazar Hart'a göre tarihe damgasını vuran en etkin 1. kişi Hz. Muhammed. Cengiz Han, Marx, Timurlenk, Hitler, Hz. Ömer, Darwin gibi isimlerin de yer aldığı bu eğlenceli ve bilgilendirici dereceleme sistemi tarihe sistematik bir bakış alışkanlığı kazandırıyor.

F
Felaket Günleri Mütareke Devrinin Feci Tarihi 1 /
Cavid Bey / Temel Yayınları / Tarih - Kültür Dizisi
Harp faciasının son perdesi iniyor... Enver Paşa kaçağına alnına kurşun sıkmalıydı... Nankörcesine tarih yazanlar ve Mustafa Kemal Paşa'nın bir telgrafı... Damat Ferit ve iplikleri yüksekten çekilen komplo... Ahmet Rıza ve Mustafa Kemal'in kabinesi... Ar ve hayadan yoksun bir adam... Fransız general ve kirlettiği toprakların nankörleri... Vahdettin Sarayda mı yoksa kümeste mi oturur. Hem cahil, hem aciz hem de mağrur bir sadrazam... Sipariş üzerine tarih yazanlar... Amerikalılar Halide Edip'ten rapor istemiş... Mustafa Kemal'in Amasya toplantısına katılmam isteniyor... Alçaklar defterine yazılacak bir isim daha... İngilizler Mustafa Kemal'in azlini istemişler... Yunus Nadi'ye herşey yazdırılabilir... Kürt Şerif Paşa ve Seyyit Abdülkadir... Damat Ferit Paşa'nın bir ihanet belgesi... Mustafa Kemal Paşa'nın ellibin liraya şiddetle ihtiyacı varmış... Fetva değil bir denaet vesikası... Sevr, Avrupa'nın bir intikam belgesidir... Bizde Sevr'i imzalayacak nice reziller bulunur... İngiliz kölesi Rıza Tevfik ve en temiz evlatlarına iftira gönderen memleket... Kürt Şerif Paşa'nın Venizelos'tan aldığı 250.000 frank... Mustafa Sabri Efendi en çok Mustafa Kemal'den korkuyormuş... Şu Ali Kemal de ne küçük adam...

Felaket Günleri Mütareke Devrinin Feci Tarihi-2
Maliye Nazırı Cavid Bey/ Temel Yayınları / Tarih - Kültür Dizisi
Vatanseverlik Anadolu'nun bağrında mücadele vermekle olur... Yarı ölü bir Sultan ile deli bir sadrazam... İttihatçıların Komünizm sevdası... Çehresi pek menhus ve tiksindirici bir adam... Ahmet Rıza'nın Kuva-yı Milliye'ye hariçten okuduğu gazel... Venizelos düştü, Mustafa Kemal'in bir darbesi yetecek... Kazım Karabekir ve Enver Paşa'nın Anadolu'ya girme planı... İttihatçıların Roma toplantısı ve Talat Paşa'yı yere seren kurşun... Talat Paşa büyük vatanperver.... Müslümanlar Türkleri değil, Türkler Müslümanları kurtaracak.... Mustafa Kemal Ahmet Rıza'ya cevap bile vermiyor... İstanbul şimdi alçaklar, satılmışlar ve oportünistlerle doludur... Mustafa Kemal'den yüz bulamayanlar Enver Paşa'nın peşinde...İttihatçılar artık vatanlarını unutsunlar.. Enver Paşa'nın Mustafa Kemal'e tehdit mektubu... Komünizm dininin yeni incili ile ibadet yapılamaz... Vahdettin'in yanında hocalarla Çerkezler, arkasında İngilizler var... Mustafa Kemal ne kadar ittihatçı idi?... İttihatçılar Mustafa Kemal'e liderlik teklif edecekler... Şerif Paşa'nın Türklük politikası... Ermeniler hala şaraplarına su katmamışlar... Saltanat ve Hilafetin artık sonu geliyor... Ali Kemal'i İzmit'te parçalamışlar.... İsmet Paşa ile Lozan üzerine uzun görüşmemiz...

Fransız Devrimi'nden Portreler Server Tanilli /Adam Yayınları
Devrim, elbette halk kitlelerinin eseri. Ama yığınların önüne düşüp yol gösterenler var: Aydınlar, örgütleyiciler, liderler... Onlarsız hareket başarıya ulaşamaz. Fransız Devrimi, belki her devrimden çok, eşsiz portreler koydu önümüze. Her biri, o dev yürüyüşü şu ya da ölçüde etkiledi. Bayrağı inandığı yolda sonuna değin taşıyanlar oldu; yarı yolda tükenip yıkılanlar da. Kimler yok ki bu görkemli galeride? Robespierre'ler, Mirabeau'lar, Marat'lar, Danton'lar, Saint Just'ler, Jacques Roux'lar, Babeuf'ler... Halkın davasına başkoymuş insanlar; özgürlüğün düşmanlarına karşı yükselttikleri ses karşısında bugün de ürperdiğimiz kişiler; çağımızın seherindeki yıldızlar.
Onların içinde, tarihin aktörü olacak yerde oyuncağı olanları bir yana bırakırsak, hepsi cumhuriyetçi, laik anlayışta ve ruhbana karşı kimselerdi; Aydınlanma'ya inanıyorlardı ve aklın dostu idiler. Devrim'in sloganı olan, özgürlük, eşitlik ve kardeşliği benimsemişlerdi. O adsız Sankülot'lar ise, üstelik düpedüz halktan geliyorlardı. Devrim'e inanmanın bir kabahat olarak görüldüğü; iktisadi, siyasal ve dinsel gericiliğin ayyuka çıktığı günümüz dünyası için çarpıcı kişilikler. Onları tanımamız gerekiyor. Fransız Devrimi'ni tanımak onları da tanımaya bağlı; onları tanırken biraz da kendimizi tanıyacağız. Okuyunuz göreceksiniz...

G
Gizli Kulaklar Ülkesi/ Faruk Bildirici
İletişim Yayınevi / Bugünün Kitapları Dizisi
Telefon dinleniyor!... Birkaç yıl öncesine kadar, "dünya işleriyle" birazcık ilgili her Türk vatandaşının az biraz taşıdığı bir kuşkuydu bu. Bu kuşkuyu dillendirenlerin abarttığı düşünülür, ama kuşkunun gerçek olma ihtimali de yabana atılmazdı. Tam anlamıyla bir "paranoyak olmaman, takip edilmediğin anlamına gelmez" hikayesi!... Son yıllarda ayyuka çıkan vakalarla, hele Susurluk sonrasında, telefon dinlemenin sanılandan çok daha büyük boyutlu ve sistematik bir "güvenlik hizmeti" olduğu ortaya çıktı. Faruk Bildirici'nin incelemesi, telefon dinleme olayının çapının çok çok daha büyük, şimdiye kadar kestirilenden misliyle büyük olduğunu ortaya koyuyor. Bu kitap, resmi gizli kulakların Türkiye'deki örgütsel ve teknik tarihini, devletin güvenlik servisleri arasında bu uğurda verilen mücadeleyi ortaya seriyor; tele-kulağın iç politikada, dış politikada, politikacıların yatak odalarında, iş hayatında, her yerde hazır ve nazır varlığına ışık tutuyor. Dahası, İpekçi suikastinden, Abdullah Çatlı ve Alaaddin Çakıcı'nın "iş"lerine varıncaya dek, bir dizi dosyayı yeniden açacak bilgileri gündeme getiriyor. Telefonla dinlemenin hukuksal boyutuyla, dünyadaki "gelişmesi" ile, teknolojik perspektifleriyle, bilgisayarların gözetimiyle ilgili anlattıkları da cabası... Evet, telefonlar sahiden dinleniyor! Hem de "çok" dinleniyor, gittikçe de daha çok. Devlet ve güvenlik teşkilatları, dinlemeden yapamaz haldeler. Manzarayı görmek, dehşete kapılmak, üstelik dehşete kapılırken kendini tutamayıp gülmek ve durumumuzu düşünmek için mükemmel bir rehber kitap...

Gölgedekiler / Can Dündar / İmge Kitabevi Yayınları
Atatürk için ölüme giden Fikriye, Serbest Fırka ve Menemen olayı, Atatürk'ün kurdurduğu Komünist Partisi, Çanakkale savaşının öteki yüzü, ilk Meclis'teki muhalefet ve 19 Mayıs'ın gerçek öyküsü... Can Dündar Cumhuriyet tarihinin kuytu köşelerinden bazı olaylarla portreleri yıllar sonra yeniden gündeme getiriyor. 1994'te "Nokta Dergisi", Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Radyo Televizyon Muhabirleri Derneği'nin "En İyi Program" ödüllerini alan "Gölgedekiler", kitap olarak da size tarihi sevdirmeyi vaadediyor. "O müthiş belgesellerden biri daha... Kızıl Tepeli Kalpak gayet titiz bir çalışmayla Mustafa Kemal'in kendi adamlarına kurdurduğu 'sahte' Komünist Partisini anlatıyor." -Ahmet Altan / Milliyet-

H
Hariciye Koridoru / Ecmel Barutçu /21.Yüzyıl Yayınları / Hatıra Serisi
Fatin Rüştü Zorlu, Turan Güneş, Hasan Esat Işık, İhsan Sabri Çağlayangil, Hayrettin Erkmen, İlter Türkmen, Melih Esenbel, Vahit Halefoğlu, Ali Bozer, Ahmet Kurtcebe Alptemuçin'in dışişleri bakanlıkları ve Adnan Menderes, İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş, Kenan Evren, Turgut Özal devirleriyle ilgili gözlem ve politikikalarını bu kitapta bulacaksınız. Kıbrıs Barış Harekatı; sadece Kıbrıs'ın değil Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası ilişkilerini etkilemiş, bir milletin Karlofça'dan beri geri çekilişine son veren yeni bir Dış Politika kulvarına girdiğinin işaretlerini de vermiş ve Türkiye bu harekatla dış politikada yeni yaklaşımlar gerektiren yeni bir devir başlatmıştır. Ecmel Barutçu'nun hatıraları, devletin bu yaklaşımlarını haber verdiği gibi uluslar arası arenada hakettiğimiz yeri Dışişleri Bakanlığının ehliyetli kadrolarının başarılı faaliyetleri ile edineceğimiz gözlemlerini de anlatmaktadır. Bu kitapta Kıbrıs'ın yakın tarihini, Kıbrıs Barış Harekatı öncesi ve sonrasını, harekat nedeniyle Türkiye'nin içinde bulunduğu dış politika çemberini ve uluslar arası kuşatma çabalarını anlayacak ve Kıbrıs'ın geleceğine ilişkin önemli görüş ve düşünceleri bulacaksınız.

İ
İkitelli'de Biten Babıali /Rahmetullah Karakaya / Scala Yayıncılık
25 yıllık meslek hayatımda 10'un üzerinde gazete ve dergide görev yaptım. Bu sürenin önemli bölümü de basın merkezi Babıali'de geçti. 990'lı yıllarda, gazeteler tek tek İkitelli'deki camlı "plazaları"na taşındı. Bir yerde, Babıali, köklü değişime girerek kimlik değiştirdi. Sendikanın olmadığı, sosyal hakların hasıraltı edildiği, 212 Sayılı Basın Yasası'nın uygulanmadığı, gazetecilerin artık modern köle gibi çalıştırıldığı bir dönem başladı. Bu süreçte, gazete binaları şeffaflaşırken, habercilikte ise kirliliğin doruğa ulaştığına tanık olduk. Artık Babıali yokuşunda, İETT otobüslerinde, Boğaz vapurlarında, trenlerde her görüşten meslektaşa rastlamak tarihe karıştı.Bunun yerine, otobanda delicesine kilometrelerce yol katedip işe yetişme telaşı başladı.Ben, biraz da bir geleneğin hoyratça yıkılması anısına, bu mütevazi kitabıma, "İkitelli'de Biten Babıali" adını koydum.

İstanbul Radyosu
Anılar, Yaşantılar Kollektif / Yapı Kredi Yayınları / Sergi Kitapları Dizisi
Köklü bir yayın kurumunun 6 Mayıs 1927'den günümüze ulaşan heyecan verici serüveni. Yüzlerce tanıklık: anılar, anekdotlar ve çoğu ilk kez yayımlanan yüzlerce fotoğraf... İstanbul Radyosu'nun eski ve yeni çalışanları, yaşadıkları, gördükleri ve duyduklarıyla bu kurumun çok özel öyküsünü anlatıyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından gerçekleştirilen bu ortak yayın, herhangi bir kurum tarihi olmanın ötesinnde, "radyo günleri"ne ışık tutarak, iletişim tarihinden eğlence kültürüne dek çok geniş bir alanda katkıda bulunuyor. Ve hiç şüphesiz bir radyonun öyküsü, görsel olduğu kadar işitsel de olmalıydı. İstanbul Radyosu'nun zengin ses arşivinden derlenen ve Eşref Şefik'ten Orhan Boran'a, Hafız Burhan'dan Seyyan Hanım'a, Dümbüllü'den Celal Şahin'e kadar geçmişin pek çok ünlü "ses"ini bugüne taşıyan bir CD kitabı tamamlıyor.

İyi Ünlüler, Kötü Ünlüler ve En Büyükler Nasıl Öldüler?
(They Went That-a-way... How the Famous, and the Great Died)
Malcolm Forbes / Aksoy Yayıncılık
- Hangi orkestra şefi, yeni operasını çaldırırken batonu kendi ayağına saplayıp öldü?
- Dünyaca ünlü hangi bilimadamı, düşünür ve devlet adamı, bir tavuğun için karla doldurmaya çalışırken üşüdüğü için öldü?
- 1960'ların ünlü folk şarkıcılarından hangisi, sanıldığı gibi jambonlu sandviç yerken boğazına kaçırarak ölmedi?
- Hangi ünlü İrlandalı yazarın son sözleri, "Ya şu duvar kağıdı, ya da ben... birimiz dünyadan gitmeliyiz" oldu?
Sigmund Freud, Al Capone, Cleopatra, Jess James, Virginia Woolf, Marilyn Monroe, Rasputin, Benjamin Franklin ve Ernest Hemingway gibi ünlü ya da kötü ünlü kişileri bu fani dünyadan gidişlerinin öykülerinin yanı sıra, yaşamlarının şaşırtıcı bilgilerini, çeşitili alıntıları, hoş anekdotları da bulacaksınız bu kitapta. Tabii ölümlerini çevreleyen ilginç olayları da...
Dünyaya geliş biçimimiz pek sırada olabilir, ama nasıl ayrıldığımız son derece kişiseldir. İster kendi isteğimizle, ister rastlantı sonucu, ister tasarlayarak gidecek olursak olalım, gideceğimiz kesindir. Bu benzersiz kitapta Malcolm Forbes, bütün dünyada tanınan iki yüze yakın kişinin inanılmaz "elveda" öykülerini bir araya toplamıştır. Burun kanamasından ölen Hun Hakanı Attila'dan tüm cesaretini sergileyip Titanic'le birlikte batan mültimilyarder John Jacob Astor IV'e, ihtilalden sağ çıktıktan sonra nezleye teslim olan George Washington'a kadar nicelerini kapsayan bu kendine özgü sözlük; aktörlerin, politikacıların, kahramanların, müzisyenleri, filozofların, süperstarların, yazarların ve unutulmaz kişilerin gerçek "gidiş" öykülerini kurcalamaktadır...
Bu kitapta, "güçlülerin fanilik gerçeğiyle nasıl karşılaştıklarının" yanıtını bulacaksınız: Bazen son derece ironik, bazen şaşırtıcı, isabetli, acayip; bazen de kahkahadan kırıp geçiren gerçekleri okuyacağınız bu benzersiz kaynak, aslında "Nereden gelip nereye gittiğimizin" yanıtını bulmanıza da yardım edecek...

K
Kudemanın Kırk Atlısı / İskender Pala /Ötüken Neşriyat / Kültür Serisi
Bu kitapta atalarımızın seçkinlerinden kırk kişinin zamanından kesitler bulacaksınız. Devlet adamı, şair, mutasavvıf vb. kimlikleri taşıyan bu kırk insanın hayatında bizler için ibret sahneleri saklı. Her bir makalede, tarihin derinliklerine inerek kültür iksirlerinin değişik lezzetlerini tada tada kitabın sonuna gelen bir okuyucu, sanırız ki kırkıncı kapının sihirli anahtarını da elde etmiş olacaktır. Çünki orada, öz kimliğimizle yeniden uyanmanın hikayesi başlar.

L
Liderler Hapishanesi
Ecevit, Erbakan ve Türkeş ile Cezaevi Günleri
Oral Çalışlar / Çağdaş Yayınları

M
Meşhurların Son Anıları Burhan Bozgeyik / Türdav Yayınları
Bu dünyadan; bu dünyayı "misafirhane" bilenler de göçtü, kendilerini bu dünyanın hakimi bilip, daimi kalacakmış gibi davrananlar da... Bu dünyayı "imtihan yeri" bilip ona göre tedarik görenler de göçtü, "edebi saadete" daveti reddedip, hırsına, gururuna, enaniyetine, kapılanlar da...
Kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini, asıl vazifesinin ne olduğunu bilmeden, bilmek te istemeden, sadece ve sadece nefsinin arzularına boyun eğenler; saltanatına, servetine, şöhretine güvenenler de göçtü; İlahi tebliğlerin ışığında, iyilik, güzellik, huzur dolu bir ömür geçirenler de...
Titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eserde, meşhurların ibret verici "son anı"nı okuyacaksınız. Her biri derslerle dolu bu tablolara buyrun birlikte göz gezdirelim...

Meşrutiyetten Cumhuriyete Hatıralarım
Hüseyin Kazım Kadri / Dergah Yayınları
II. Meşrutiyet devrinin önemli siyaset ve fikir adamlarından Hüseyin Kazım Kadri (1870-1934) bir Osmanlı bürokrat ailesinde yetişti. Dostları arasında Mehmet Akif, Tevfik Fikret, Abdullah Cevdet, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Fatin Gökmen gibi dönemin değişik fikir akımlarına mensup kişiler vardı. İttihat ve Terakki'nin kuruluşunda bulunmuş, valilik, mebusluk, nazırlık, gazetecilik yapmış; İstanbul - Ankara ilişkilerinde merkezi roller üstlenmiş; Büyük Türk Lugatı, 10 Temmuz İnkılabı ve Netayici, Yirminci Asırda İslamiyet, Ziya Gökalp'ın Tenkidi başta olmak üzere dil, siyaset, din, fikir tarihi konularında vazgeçilmez eserler kaleme almış bir eski zaman efendisi.
Dini meselelerde modernist, siyaset ve müesseseler konusunda muhafazakar bir tavır sergileyen Hüseyin Kazım'ın hatıraları II. Abdülhamit, II. Meşrutiyet, Milli Mücadele ve Cumhuriyet'in kuruluş yıllarının siyasi ve fikri tartışmaları, mücadeleleri için yeni bilgiler ve farklı yorumlar ihtiva eden önemli bir kaynak. Siyasi ve idari hayatının İstanbul, Trabzon, Selanik, Halep, Beyrut gibi Osmanlı coğrafyasının değişik merkezlerinde geçmiş olması hatıralarının değerini daha da artırıyor.

Maraşlı Şairler Yazarlar Alimler Cemil Çiftçi /Kitabevi Yayınları
Maktul Şairler adıyla yayımlanan eserin hazırlık çalışmasını yaparken incelediğim eserlerde Maraşlı bilginlere ve Divan şairlerine rastladım. İlgimi çekti. Bu bilginlerin ve şairlerin her birinin bir yerlerde kalmasına gönlüm razı olmadığı için bunları bir araya topladım.

Meşhur Olan Fakir Çocuklar
Saliha Şaban /Timaş Yayınları / Gençlik Dizisi
Hayata fakir bir ailenin çocuğu olarak başlamak, ömür boyunca herkesten geri kalmak anlamına gelmez... Nice fakir aile çocukları, insanlık tarihinde çığır açan önemli buluşların, büyük düşüncelerin önderi olmuştur. Başarılı olmak için çalışmaktan başka bir yol olmadığını bilen bu insanlar, herkese örnek olacak parlak bir hayat yaşamışlardır. Bu kitapta, hayata fakir bir ailenin çocuğu olarak başladığı halde, yılmadan büyük bir gayretle çalışan önemli şahsiyetlerin hayat hikayelerini okuyacaksınız.

N
Nereden Nereye Erol Dallı /Dünya Yayıncılık / Anı Dizisi
1952 yılından beri Babıali'deyim. İkitelli'yi Dünya Gazetesi'nin oraya taşınması ile tanıdım. Faik Rıfkı'lı, Bedii Faik'li dünya Gazetesi'nde spor muhabiri olarak gazeteciliğe başladım. Şimdi de haftalık yazılarımla Nezih Demirkent'in gazetesinde gazeteciliğimi sürdürüyorum. 1983 yılına kadar fiilen muhabir, istihbarat şefi, yazı işleri müdür, genel yayın müdürü olarak sürdürdüğüm gazateciliğime 1983 yılından itibaren üç otomotiv şirketinin basın danışmanlığını yaparken, sadece yazı yazarak devam ettim.

O
Onlar da Çocuktu Burhan Bozgeyik /Timaş Yayınları / Gençlik Dizisi
İnsanlık tarihi boyunca, yaşadığı döneme damgasını vuran pekçok mümtaz şahsiyet yetişmiştir. Ne mutlu bizlere ki, gençlerimize örnek olarak sunabileceğimiz sayısız kahramanlarımız var tarihimizde. Alim, sanatkar, bilimadamı ve devlet adamı olarak medeniyetimizi ilmek ilmek dokuyan o güzel insanların da çocukluk günleri vardı elbette. Biz bu kitapta, yarınımızın büyükleri, geleceğimizin mimarı olacak gençlerimiz için, o "örnek çocuklar"ın hayatlarından kesitler sunmaya çalıştık.

Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri
Yılmaz Öztuna / Ötüken Neşriyat / Kültür Serisi
Bu kitap, ne bir Osmanlı tarihi, ne padişahların biyografisidir. Rastgele seçtiğim 12 Osmanlı padişahının hayatından çizgilerdir. İlk baskıda karışık olan bu 12 hükümdarı bu baskıda kronolojik sıraya dizdim: ilk ele aldığım Yıldırım Bayezid'den (1389-1402) son ele aldığım İkinci Mahmüd'a (1808-1839) kadar...

P
Paris Okulu ve Türk Ressamları Paris: 1945 - 1960
Kolektif / Yapı Kredi Yayınları / Sergi Kitapları
II. Dünya Savaşı sonrasında, yaralı kıta Avrupa, Sanat'ın merkezi olma niteliğini doğal olarak yitirdi: Paris, Berlin, Roma, Londra, Madrid gibi anakentler sargılar içindeydi. Arkada bırakılan kabus yıllarının yarattığı yılgıyı çözmenin yolu yaratıcılığı ve entelektüel etkinliği harekete geçirmekten geçiyordu; manevi yaralarını en kolay saracak kent, maddi yıkım boyutu görece olarak hafif görünen Paris'ti besbelli. Gerçekten de, varoluşçuluğun patlak verdiği, Yeni Dalga akımının tohumlarının atıldığı, Yeni Romancıların Beckett öncülüğünde ortaya çıkmaya başladığı bir dönemde, Plastik Sanatlar alanındaki en güçlü atılım "Paris Okulu" ressamlarından geldi.
"Paris Okulu", bir kez daha, kozmopolit sanat ortamını canlandıran bir girişim oldu: Kentin yerli sanaçılarıyla yabancı sanatçıları, ortak yaratıcılık sancılarında buluştular. Bu toplulukta, Avrupa'nın öbür ucundan gelen Türk ressamlarının azımsanamayacak bir payı olacaktı.

Paşalar Şehri İstanbul Mithad Sertoğlu/Risale Yayınları

Bir vakitler diye başlayan İstanbul sohbetlerinden geriye ne kaldı ki. O İstanbul'u görenlerimiz azaldığı gibi, güzel İstanbul sohbetlerini dinleyenlerimiz de artık yok sayılır.
Oysa ki:İstanbul'u İstanbul kılan özellikler unutuldukça ruhumuzda isyan eden yabancılaşma yaşamımızı biraz daha çirkinleştirmekte.
Güzele tanıklık eden nesilden Mithad Sertoğlu eski İstanbul'un unutulmaması gereken bir diğer yönünü bu kitapta ele aldı.

R
Robert College: The American Founders
Keith M. Greenwood
Boğaziçi Üniversitesi Yayınları / Politika-Tarih-Toplumbilim Dizisi "In October 1857, two young brothers ...were ushered into the drawing room of Christopher Rhinelander Robert, noted New York merchant and philanthropist... They requested Robert to help finance the opening of an institution of higher learning in İstanbul." So begins the story of teh founding of Robert College, the first American institution of higher education abroad, and predecessor of Boğaziçi University, nearly one and a half centuries ago. It is first and foremost the story of the character and aspirations of Cyrus Hamlin, the driving force behind the establishment of the school, and of the complex relationship betwen him and the other two individuals who made the realization of this educational project possible, Christopher Robet and George Washburn. This in itself is a fascinating and compelling tale, one that will hold the attention not only of those interested in the institution itself but of a much wider readership.

S
Sicill-i Osmani
Osmanlı Ünlüleri 5
Re-Zü
Mehmed Süreyya
Tarih Vakfı Yurt Yayınları / Eski Yazıdan Yeni Yazıya Dizisi
Kültür Bakanlığı Yayınları

Sicill-i Osmani
Osmanlı Ünlüleri 6
Ek-Dizin
Mehmed Süreyya
Tarih Vakfı Yurt Yayınları / Eski Yazıdan Yeni Yazıya Dizisi
Yayına Hazırlayan: Nuri Akbayar
Türkçeleştiren: Seyit Ali Kahraman

Son Osmanlılar
Osmanlı Hanedanının Sürgün ve Miras Öyküsü
Murat Bardakçı / Pan Yayıncılık
36'sı erkek, 48'i kadın ve 60'ı çocuk, 144 kişiydiler... Osmanlı hanedanı, bu 144 kişiden ibaretti... 1924 Mart'ında, hepsi Türkiye dışına çıkartıldı...
Ellerine ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık "dönüşü olmayan" pasaport verildi. Mal varlıkları tasfiye edildi... Türkiye'ye girmeleri ve transit geçmeleri yasaklandı... Artık ne vatanları, ne de gelirleri vardı... Macera dolu bir sürgün yaşadılar... Geçinebilmek için, her türlü işte çalıştılar... Kimisi mezar bekçiliği yaptı, kimisi kapı kapı dolaşıp sabun sattı... Yabancı zindanlarda can verenleri oldu... Kimisi de başka hanedanların mensuplarıyla evlenip yeniden asalet ünvanı aldı... Sürgün, hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için 50 yıl devam etti. 1974'te, ailenin tümünün Türkiye'ye dönebilmesine izin verildi. Bir kısmı döndü, bir kısmı yıllardır yaşadığı ülkelerde kaldı. Gazeteci Murat Bardakçı'nın, şimdi dünyanın hemen her tarafına dağılmış olan Osmanlı hanedanı mensuplarıyla görüşerek hazırladığı bu kitap, Ortadoğu'ya ve Avrupa'nın bir bölümüne yüzlerce yıl boyunca hükmetmiş bir aileden bugüne kalanların öyküsünü anlatıyor... Konusundaki ilk ve tek eser olan bu kitap, bir yerde, Osmanlılar'ın tarih sahnesinden çekilmelerinden sonraki tarihi..

Sinop'un Hanı
Sinop Hapishanesinin Tarihi ve Edebiyattaki Yeri
Tolga Ersoy / Sorun Yayınları / Bilimsel İnceleme - Araştırma Dizisi
1997, Katillerin, hırsızların, halk ve insanlık düşmanlarının serbestçe gezindiği; düşünenlerin, aydınların ve devrimcilerin cezaevlerini doldurduğu bir ülke! Tüm ülke giderek bir cezaevine dönüşüyor, sanki demokrasi denilen şey cezaevi sınırlarının genişliği ile bağlantılı. Dönem, artık bir cezaevniin simgeleştiği dönem değil: Türkiye cezaevi! Oysa eskiden öyle miydi! 12 Eylül'de Metris ve Diyarbakır, 12 Mart'ta Mamak... Geriye doğru gidişte, her baskının yoğunlaştığı dönemde bir isim. Onlarca belki de yüzlerce isim. Cezaevi ismi. "Sinop" bunlardan biri. Onu diğerlerinden ayıran tek özellik ise binlerce yıllık tarihi. Bir sürgün ve cezaevi kenti. Diyojen'le başlayıp Celalilere uzanan tarihi; korkunç zindanları ve deniz kenarındaki sarp duvarlarla şekillenen mimarisi... Ve. 20. yüzyıl: Mustafa Suphi'den Kerim Korcan'a ve diğerlerine. Bu kısa derleme yolu Sinop'a düşenleri bir kez daha anımsamak amacıyla yazılmıştır.

Siyasal Anılar Hüseyin Cahit Yalçın /
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / Anı Dizisi
Hüseyin Cahit Yalçın'ın Siyasal Anılar'ı 1908-1918 yılları arasını, yani Meşrutiyet döneminin ilginç olaylarını açıklıyor. Bilindiği gibi, Meşrutiyet dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma çağının son aşamasıdır. Bu nedenle sözkonusu dönemin olayları imparatorluğun kurtuluşu için yapılmış son ve umutsuz çırpınışlardır. Yazar, gazateci ve politikacı Hüseyin Cahit Yalçın'ın aynı zamanda İttihat ve Teraki Partisi üyesi, hatta partinin sözcüsü olması, elinizdeki anı kitabının değerini daha da artırıyor
Siyasal Anılar'ın odaklandığı başlıca konular şunlar: İttihat ve terakki Partisi'nin idealizmi; yenilik ve gericilik çatışmaları; reform denemeleri; azınlıkların yıkıcı faaliyetleri; parti kavgaları; iç isyanlar; Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarında Osmanlı politikası... Kitabın son bölümünde Yalçın'ın Malta sürgünlüğü ve Atatürk dönemi anılarının özetleri de yer alıyor.

Son Yüzler Cezmi Ersöz
İletişim Yayınevi / Çağdaş Türk Edebiyat Dizisi

Cezmi Ersöz'ün röportajlarında, yapmak isteyip de yapamadığımız eylemleri yapan, korumak isteyip de koruyamadığımız değerleri koruyan, gerçekleştirmek tutkusuyla yaşayıp da gerçekleştiremediğimiz düşleri gerçekleştiren insanlarla ve bu insanların hayat tarzlarıyla karşı karşıya geliriz. Yalnızlık, meslek, tutku ve değerlere dayalı hayat tarzı gibi dilekleri derinlemesine içselleştiren hayat tarzlarıdır bunlar. İşte, Cezmi Ersöz'ün, röportajlarının ayırıcı özelliği, sözkonusu izleklerin anlamsal niteliğinden kaynaklanmaktadır. O halde, nedir bu izleklerin anlamsal nitelikleri? Son Yüzler'i oluşturan kişiler mutlak bir yalnızlıkla sıralanan bir toplumsal yaşantı içindedirler. Buradaki yalnızlık nitelemesi, bu kişilerin tercihli bir yalnızlığa mahkum olmalarından bir düzen oluşturamamalarına kadar geniş bir anlam alanını içermektedir. Ortega Y Gasset'in "Hayat tümden yalnızlıktır" sözünün somutlaştığı bir içeriğe denk düşmektedir bu durum. Yani, kişinin belli bir durum ve zamanlarda yaşadığı yalnızlıktan çok, bütün bir hayatın yalnızlığıdır, burada söz konusu olan. Son Yüzler'in yalnızlığı, bu kişilerin, toplumun ve hayatın kötülük makinesinin dışında yer almalarından kaynaklanan bir yalnızlıktır...

Siretler ve Suretler Beşir Ayvazoğlu / Ötüken Neşriyat
Siretler ve Süretler bir çeşit keşif yolculuğu; suretlerden siretlere, oradan toplumun ana damarına... Beşir Ayvazoğlu, yeraltında gürül gürül akan ve ince damarların süzgecinden geçerek ana damarı besleyen o bereketli suların kaynağına ulaşmaya çalışıyor. Defterimde 40 Suret'te olduğu gibi bu kitapta da insanlar var; bizim insanlarımız, bizim hayatımız ve bizim kültürümüz

Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi Faruk Bildirici / Doğan Kitapçılık
Faruk Bildirici'nin kaleminden 28 portre. Devlet Bahçeli'den Osman Durmuş'a, Altan Öymen'den Hüsametin Özkan'a, Hüseyin Kıvrıkoğlu'ndan Şenkal Atasagun'a, Alaattin Çakıcı'dan Korkmaz Yiğit'e değin uzanan geniş bir yelpaze.
İlk kez gün ışığına çıkan bilgilerle hazırlanan portreler, hem Türkiye'nin siluetinde yer alan bu kişilikleri farklı özellikleriyle tanıtıyor, hem de bu insanların yaşamları aracılığıyla yakın tarihimizi ve günümüzü daha net görebilmemizi sağlayan yeni pencereler açıyor.
Başka bir deyişle, Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi'nde, karmakarışık bir yumaktan iplikler bir bir çekiliyor, düğümler tek tek çözülüyor. Böylece skandallar, felakatler, yolsuzluklar, şoklar ve her gün apansız patlayan yeni bombalarla sarsılan gündem,yalın bir halde gözler önüne seriliyor.
Sayfaları çevirdikçe siz de "kahramanlarımızı" tanıyacak, yazara hak vereceksiniz. Çünkü o şimdi "bütün kederli ezgileri ümide kurban" ediyor ve ünlü yazar Stefan Zweig'in 1929 Avrupası'nda yaşarken yaptığı tespitin, günümüz Türkiyesi için de geçerli olduğuna inanıyor: "Zamanımız, kahramanların yaşamöykülerini arıyor ve hoşlanıyor. Politika alanında yaratıcı önderlerden yana yoksun olan zamanımız, geçmişin parlak önderlerini arıyor." Ve bulacak da...
(Arka Kapak)
Kitap, tanıdığımızı sandığımız, her gün isimlerini duyduğumuz insanların hayat hikâyelerinin önemli satır başlarını veriyor bizlere. Pek çok kişi hakkında pek çok ilgi çekici bilgiyi bu kitapta bulmak mümkün. Mesela MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un Brüksel'deki dış görevinden geldikten sonra İstanbul yerine Ankara'ya atanınca teşkilattan istifa ettiğini ve Brüksel'e gıda toptancısı olarak döndüğünü başka nerede öğrenebilirsiniz ki? Ya da emekli Orgeneral Çevik Bir'in 12 Mart döneminde şimdinin İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen'in işkenceli sorgusuna katıldığını nereden bileceksiniz?
MHP lideri Devlet Bahçeli'den ödünç aldıkları bir otomobille üç ülkücünün Ankara'ya silah sokmak isterken yakalandıklarını ve o üç kişiden ikisinin bugün MHP milletvekili olduklarını hangi gazete haberi size söyleyecek? Kısacası Faruk Bildirici'nin kitabı hepimiz için büyük bir kazanç.

T
Türk Musikisinin 100 Bestekarı
Sadun Aksüt
İnlılap Kitabevi / Müzik Dizisi

Türk Toplumbilimcileri 2
Emre Kongar
Remzi Kitabevi / Büyük Fikir Kitapları Dizisi
Bu çalışma, yurdumuzda, henüz örnekleri pek görülmeyen bir "ortak çaba"nın ürünüdür. Amacı yeni kuşaklara, eski kuşaklara, eski kuşakların birikimini aktarmaktır. Bir ulusun kültürü belli birikimleri oluşturabildiği ölçüde ve toplumsal bilimleriyle yakın bir ilişki içinde gelişir, serpilir. Bu açıdan, Türk Toplumbilimcileri, Türk Toplumbilimine olduğu kadar Türk kültürüne de yönelmiş bir çalışmadır.

Türk Tarihinden Portreler
Yılmaz Öztuna /Ötüken Neşriyat / Kültür Dizisi
... Elinizdeki kitaptaki biyografiler, hayatları ve kişilikleri anlatılan şahsiyetlerin doğum sırasına göre kronolojik şekillerde sunuldu. En yaşlıları Bumın Kağan, en gençleri Turgut Özal olmak üzere... Hayatta bulunan bir kişiyi almaktan kaçındım. Tanıttığım şahsiyetlerin hepsinin Türk büyükleri, Türk dahileri olmadıklarını sevgili okuyucularım hemen fark edeceklerdir. Daha mütevazi çapta büyükler de, Türk'e çok zarar vermiş bir kaç kişi de alındı. Ancak çoğunluk, tarihimizin çeşitli alanlardaki dehalarından seçildi. Hiç unutulmasın, tarihin küçükleri de, tarihin büyükleri derecesinde milletlerin hayatını ve geleceğini şiddetle etkilemişlerdir.

U
Umut Peşinde
Mina Urgan'dan Manol Usta'ya /(Portreler, Yaşam Öyküleri)
Oral Çalışlar /Çınar Yayınları
Hepimiz bir umudun peşindeyiz. umut olmadan yaşam olmaz. Mina Urgan'dan, Manol Usta'ya kadar bu kitapta size anlatmaya çalıştıklarım, umudun peşindeki insanlar, Onların bir kısmını ben, bir kısmını kendileri size anlatıyorlar. Çoğunluğunu yakından tanıdığımız bu insanların umudun peşinde geçen yaşamlarını, hayal kırıklıklarını, sevgilerini, isyanlarını sizlere aktarmaya çalıştım.
Size bu kitapta 27 insanın yaşamlarından kesitler sunuyorum. Bir kısmıyla şöyleşi yaptım. Mina Urgan, İshak Alaton, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Malik Yolaç, Müntakim Ökmen ve Atilla Keskin'le konuştum. Bu konuşmalar, değişik zamanlarda olduğu için, söyleşilerin içindeki zamanlar, bu kitabın yayınlandığı zaman değil. Birkaç yıl öncesine uzanıyor.
Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan, Sinan Cemgil, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan 12 Mart 1971 askari darbesinin ardından yitirdiğim arkadaşlarım. Çeşitli tarihlerde, onların ölüm yıldönümlerinde yazdığım yazıları bir araya topladım.
Hepimizin ve onların umudun peşindeki yaşamlarını ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.
-Oral Çalışlar-
Mina Urgan, İshak Alaton, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Malik Yolaç, Atilla Keskin, Fahir Baykurt, Sait Faik, Müntakim Ökmen, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Tuncay Artun, Manol Usta, Sabiha Sertel, Rıfat Ilgaz, Ergun Balcı, Mehmed Kemal, Sıtkı Coşkun, Aziz Nesin, Can Yücel, Jan Philip Reemstma, Mustafa Ekmekçi, Vedat Soner, Jean Claude, Kebapçıyan

Y
Yüzyılın 100 İşadamı ve Ekonomisti
Jasper Kalldewey, Anke Stahl, Michael Venhoff, Michael Wengemann.
Afa Yayınları
Yüzyılın 100'leri: 20. yüzyıla damgasını vuran düşünceler ve olaylar, 100 özlü biyografik portreyle sunulmuştur.
İşadamı ve Ekonomisti: Kimisi ekonomik sistemleri analiz edip modeller geliştirdi ve bütün dünyada politikayı etkiledi, kimisi de sanayi ve para imparatorlukları kurarak bir düşünceyi servete dönüştürdü. Aralarında Josef Abs, Luciano Benetton, Robert Bosch, Walter Euchen, Friedrich Flick, Milton Friedman, John Kenneth Galbraith, Soiçiro Honda, John Maynard Keynes, Joseph Schumpeter'in de bulunduğu 90 girişimci ve iktisatçının portresi.

Yüzyılın 100 Politikacısı
Bernard Jordan – Alexander Lenz / Afa Yayınları
Yüzyılın 100'leri: 20. yüzyıla damgasını vuran düşünceler ve olaylar, 100 özlü biyografik portreyle sunuluyor.
Politikacılar: Dünya tarihinin seyri üzerinde etkili oldular, adlarını savaş ve barış, politik sistem ve toplumsal çatışmalar, uluslararası anlaşma ve ekonomik ilerlemelerle özdeşleştirdiler. Aralarında Konrad Adenauer, Mustafa Kemal Atatürk, Benazir Butto, Willy Brant, Winston Churchill, Frederich Ebert, Mahatma Gandhi, Mihael Gorbaçov Adolf Hitler, Benito Mussolini, Franklin D. Roosevelt de olmak üzere, 100 politikacı portresi.