Mihri Belli ( 1916)
siyaset adamı



1916 yılında İstanbul'un Silivri ilçesinde doğdu. İstanbul'da Robert Kolej'i bitirdi, İktisat Fakültesi'nde okudu.

ABD'de Mississippi Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi (1939).

Yurda dönünce İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde asistan oldu (1944).

Aynı yıl İlerici Gençlik Birliği kurucuları arasında yar aldı. Bir buçuk yıl hapse mahkum oldu. Hapisten sonra yurt dışına çıktı (1946). Yunanistan'daki İç Savaş'ta (1946-49), gönüllü olarak solcu gerillalarla (Ka, petanioslar) birlikte çarpışmalara katıldı, yaralandı.

1950 yılından sonra Türkiye'ye döndü. Türkiye Komünist Partisi yöneticisi olarak tutuklandı. 7 yıl hapse mahkum oldu (1951-58).

Cezasını tamamladıktan sonra Yeni Yol, Türk Solu, Yön, Aydınlık dergilerinde yazılar yazdı. Yön'de yazdığı yazılarda E. Tüfekçi imzasını kullandı.

Milli Demokratik Devrim tezini savundu.

1960, 1968 ve 1969'da verdiği bir konferans ve yazdığı yazılar nedeniyle üç kez tutuklandı.

12 Mart 1971 askeri müdahalesi sırasında tekrar yurt dışına çıktı. 1974 affından sonra yurda döndü.

Türkiye Emekçi Partisi'nin (TEP) kuruluşuna katıldı, genel başkan oldu (1974).

İstanbul'da silahlı bir saldırıya uğrayıp ağır yaralandı (1979). TEP 1980'de Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından yeniden yurt dışına çıktı ve İsveç'te yaşadı.

1992 yılında ülkeye döndü. Sevim Belli ile evliydi. 16 Ağustos 2011 tarihinde İstanbul'da öldü.

ESERLERİ:

Savcı Konuştu, Söz Sanığındır (1962), Milli Demokratik Devrim (1968), Yazılar (1969), Devrimci Hareketimizin Eleştirisi 1961-I971 (1977), TKP'nin Tarihsel Konumu (1978), Solda Birlik İçin (1978), Rigas'ın Dediği (1987), Anılar II cilt (1988), Gurbetten Notlar -Türkiye Solu, Yaratıcı Marksizm ve Dünya Üstüne (1996).




ESER-AYRINTI

Yunan İç Savaşından Gerilla Anıları
(Rigas'ın Dediği)
Mihri Belli
Belge Yayınları / Yaşam ve Anılar Dizisi

"Yunan kurtuluş savaşçıları ile halkların özgürlük davasını benimsemiş Türkler arasında dostluğun bir geleneği vardır. Bunun klasik örneği, 19. yüzyıl başlarında Yunan Bağımsızlık Savaşı'nın büyük ismi Kolokotronis ile Ali Farmakis arasındaki kan kardeşliğidir. Bu geleneğin bir devamı olan Mihri Belli'nin değerli kitabının, cuntaların, yabancı
koruyucuların, nükleer üslerin bulunmayacağı bir gelecekte, Türk-Yunan dostluğunun bir köşe taşı olacağını umuyorum."
Marion Sarafis-

Olayların içinden gelen, trajediyi bizzat yaşamış olan bir kimsenin tanıklığı, kitabın... Güçlü ve samimi bir üslubun var... Ne denli trajik olursa olsun, özellikle hayatlarını feda edenler için, sağlıklarını yitirenler için, ne denli acılarla dolu olursa olsun, bunca özverinin boşuna olmadığı yolundaki görüşünü paylaşıyorum. Eserindeki ruh, mücadelenin tarihi anlamı, yenilgiye
uğrayan devrimin herşeye karşın halkların kaderi ve geleceği için taşıdığı anlam konusunda söylediklerine ben de katılıyorum... Yüreğini geniş tut yoldaş!..."
Maneloas Nikolaidis-




ESER-AYRINTI

İnsanlar Tanıdım
Mihri Belli'nin Anıları

Mihri Belli
Doğan Kitapçılık / Anı Roman

"Bu kitap yaşamöyküsü değil. Tarih de değil. Daha çok portre eskizlerinden oluşuyor. İnsanları anlatarak toplumu, o toplumda beni tuttuğum yola yönelten etkenleri anlatmaya çalıştım. Belli aşamalarda savunulan siyasi çizgiyi açıklayan yazı ve konuşmalar dışında kitaba belge alınmadı. Bu, arşivlerden yararlanarak çalışan tarihçilerin işi. İnsan faktörünün ön plana alınması bunu gerektiriyor."

Milli Demokratik Devrim tezini ve emperyalizme karşı mücadelede geniş cephe politikasını savunan Mihri Belli, İnsanlar Tanıdım'da kişisel tarihini yazmakla Türkiye'nin tarihine, içinde yer aldığı Yunan İç Savaşı'yla da dünya tarihine tanıklık ediyor.




ESER-AYRINTI

Mihri Belli'nin Anıları
İnsanlar Tanıdım 2

Mihri Belli
Doğan Kitapçılık

"1960'lı yıllarda Türkiye'de kurulu antidemokratik düzenin sınırlarını belirleyen çitler göğüslene göğüslene gerilere itildi ve demokratik özgürlükler alanı genişletildi. Başlangıçta 'sosyalizm' sözcüğü bile yasaktı." "Belirtmenin gereği yok: Türkiye'de milli güçlere dayanmayan, onları temsil etmeyen bir iktidar ulusal sorunda demokratik bir politika izleyemez. Böyle bir politikayı ancak milli demokratik devrimi gerçekleştirmeyi, Türkiye'yi tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir ülke katına yükseltmeyi kutsal amaç bilen, Türkiye toplumunda bütün ulusal güçlerin gerçek temsilcisi bir halk iktidarı yürütebilir..."

"Bazı genç arkadaşlarda gizliliği idealize etme eğilimi var. Gizlilik (illegalite) belli koşullarda katlanılması zorunlu bir bela. Hiç de özenilecek bir yanı yok. Karşındaki güçler ağır basmış, seni yeraltına itebilmiştir. Sen de başka yolu olmadığından mücadeleyi oradan sürdürmek zorundasın. Nankör bir çalışmadır bu; iğneyle kuyu kazar gibi. Mücadelenin bir hedefi o durumdan
kurtulmaktır; gün ışığına çıkabileceğin, yığınlara ulaşabileceğin demokratik ortamı yaratmaktır. Yani legalite uğruna mücadele, demokrasi mücadelesi."

"Ama bu, yalnızca yaşadığımız tarihsel anın bir görüntüsüdür. Kapitalizm henüz insanı yüceltmeyi birinci amaç bilen insanların coşku ve yaratıcı ruhla kurduğu hakiki sosyalist toplumla karşılaşmadı. Bunun ütopya olduğunu iddia etmek insanlığın geleceğinden umudu kesmek olur. Çünkü kapitalist düzende insanlık için gelecek yoktur. Kapitalizmin çağımızın sorunlarını çözmek şöyle dursun bu sorunları belli bir andan sonra çözümsüz hale düşürdüğü ortadadır. Bütün bilimsel ve teknolojik ilerlemelere karşın kapitalizmin başarabildiği tek şey yoksulluğun en derinliklerine itilmiş büyük insanlık okyanusu ortasında tüketim toplumları denen adacıklar yaratmak olmuştur. hem de doğanın neredeyse onarılmaz şekilde tahribi pahasına, dünyamızın çölleştirilmesi, çöplüğe çevrilmesi pahasına."



VEFAT-HABER

Mihri Belli öldü
16 Ağustos 2011

MDD teorisinin öncüsü Mihri Belli, 16 Ağustos 2011 tarihinde saat 16.00’da evinde öldü. 93 yaşındaki üstseçkin Mihri Belli’nin hayatı, sosyalizm yolunda uğraşlarla geçti.




HABER

Sol Mihri Belli'yi uğurladı
19 Ağustos 2011

Sosyalist hareketin öncülerinden Mihri Belli, son yolculuğuna uğurlandı.

Salı günü evinde solunum yetmezliğinden hayatını kaybeden 96 yaşındaki Belli için, dün Şişli Cami'nde cenaze töreni düzenlendi. Törende taziyeleri Belli'nin eşi Sevim ile oğlu Hayrettin Belli kabul etti. Sevim Belli, eşinin yaşamını işçi ve emekçilere adadığını söyleyerek 'O'na saygı duymalıyız ve yolundan gitmeliyiz' dedi.

Törene, BDP'li Gültan Kışanak, Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, CHP'li Süleyman Çelebi ile İsa Gök, Levent Tüzel, Eşber Yağmurdereli, sanatçı Suavi, Menderes Samancılar ile birçok aydın yazar katıldı.
Belli'nin naaşı, kılınan cenaze namazının ardından 'Yaşasın devrim ve sosyalizm', 'Yaşasın halkların kardeşliği' sloganları eşliğinde Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.




HAKKINDA YAZILANLAR

Ergenekon'un 'bir numarası' öldü
İlhami YANGIN
Anti Gazete 17 Ağustos 2011

Türk solunun en onemli isimlerinden birisi olan Mihri Belli bugün 96 yaşında hayatını kaybetti.

Yeni kuşak Mihri Belli'yi pek tanımaz. Bana göre Türk solunun içerisindeki en karanlık isimlerden birisi Mihri Belli'dir.

Hemen diğer isimleri de yazayım: Şefik Hüsnü (TKP lideri Yahudi asıllı), Reşat Fuat Baraner (Atatürk'ün teyzesinin oğlu, TKP lideri Sabetayist), Vedat Türkali (TSK'da yüzbaşı olarak görev yaptı, gerçek ismi Abdülkadir Demirkan, kullandığı diğer isimler; Abdülkadir Pirhasan, Barış Pirhasan, Vedat Türkali, Hasan Denizli... 1944, 1945 ve 1946 tutuklamalarında bütün gizli teşkilat ortaya çıkartılıp tutuklandığı halde ona dokunulmadı).

Mihri Belli, Şefik Hüsnü'ye çok yakındı. Şefik Hüsnü'nün hayatını kaleme alan nadir isimlerden birisi de Mihri Belli'dir.

*

Mihri Belli 1916 yılında Silivri'de doğdu. Sadece Yahudilerin eğitim gördüğü, Edirne'deki “Alliance İsraelite Universelle” (Evrensel Yahudi Birliği) okulunu, daha sonra da İstanbul'daki Robert Kolej'i bitirdi.

1936 yılında İktisat okumak üzere Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Missisipi Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde eğitim gördü.

O tarihlerde Amerika'da eğitim görmek hele hele iktisat okumak öyle basit bir şey değildir.

İtalya ve Almanya'da faşizmin yükseldiği, İkinci Dünya Savaşı'nın yaklaştığı bu dönemlerde, savaş tehlikesi yaşanan Avrupa'dan da öteye giderek, Amerika'da eğitim görenlerin büyük çoğunluğu Sabetayist kökenlidir.

İktisat'a gelince; iyi bir Marksist olmak ve Marksist teoriyi derinlemesine kavramak için iktisat okumak gereklidir.

1939 yılında Amerika'daki eğitimini tamamlayan Mihri Belli -tahmin edeceğiniz gibi- sıkı bir Marksist olarak Türkiye'ye döndü.

1940'lı yıllarda ilkokul arkadaşı David Nea vasıtasıyla Türkiye Komünist Partisi'ne girdi.

İlkokul arkadaşı olduğuna göre David Nea ile Alliance İsraelite Universelle'den tanışmaktadır.

Mihri Belli 1942'de -yani partiye girdikten iki sene sonra- Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite üyeliğine getirildi. Böylesine önemli gizli faaliyet gösteren bir partiye üye olup, iki sene içerisinde Merkez Komite'ye yükselmek pek alışıldık bir şey değildir. Mihri Belli'nin bu yükselişinde hangi kıstaslar geçerliydi bilinmez (!).

Mihri Belli 1943-44 yıllarında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde Profesör Fritz Neumark’a asistan oldu.

Fritz Neumark, Almanya’dan Türkiye'ye gelmiş Yahudi asıllı bir iktisatçıydı.

*

Mihri Belli yurt içinde ve yurt dışında önemli eylemlere/çatışmalara girmiştir.

1946 yılında yurt dışına çıkarak Yunan içsavaşına gerilla olarak katıldı. Demokratik Ordu saflarında tabur komutanlığına kadar yükseldi. Çatışmalarda iki kez yaralandı. Bulgaristan ve Sovyetler Birliği’nde tedavi gördü.

Yurt içindeki eylemlerinden en meşhur olanı, Süleymaniye camiine astığı “Saracoğlu faşisttir” pankartıdır. Bu pankart, Türk solunun tarihimizdeki ilk yasadışı pankarttır.

Marksist eylemlerinden dolayı defalarca hapis yattı.

Mihri Belli'nin hapishane anılarından küçük bir anekdot aktaralım;

Mihri Belli yasadışı sol faaliyetlerinden dolayı hapse düşünce, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ona mesaj göndererek “Mücadelenizi takdir ediyoruz, iyi günler gelecektir...” yazmıştır.

Bayar bu mesajı Mihri Belli’ye Yeğeni Mihrizafer'le göndermiştir. 1

Hemen ekleyelim, Cumhurbaşkanı Celal Bayar da Bursa'daki Yahudi okulu “Alliance İsraelite Universelle” mezunudur.

Burada Celal Bayar’ın takdir ettiği “hangi mücadeledir” ve hangi “iyi günler gelecektir” anlaşılamamaktadır (!).

*

Sevim Tarı, Fevzi Çakmak liderliğinde faaliyet gösteren, Türkiye Komünist Partisi’nin memleket içinde kurdurduğu legal teşekküllerden birisi olan “İnsan Hakları Cemiyeti”nde görev yapıyordu. Sevim Tarı, bu cemiyetin teşkilât ve propaganda işlerinde faaliyette bulunmuştu.

Mihri Belli, Sevim Tarı ile 1957 yılında evlendi. Sevim Tarı da, Mihri Belli gibi uzun süre yurt dışında (Amerika, Almanya, Fransa vs.) bulunmuştu.

Millî Demokratik Devrim

Türkiye'de sosyalizmi demokratik parlamenter yollarla iktidara getirmeyi tasarlayan ve uygulamaya koyan ilk ciddi hareket Türkiye İşçi Partisi'dir.

Türkiye İşçi Partisi'nin parlamenter yolla iktidara gelme arzusuna muhalif olan tek görüş ise, Mihri Belli'nin ortaya attığı Millî Demokratik Devrim görüşüdür.

Mihri Belli hiçbir zaman Türkiye İşçi Partisi'ne üye olmadı. Buna rağmen parti içersinde Mihri Belli'ye bağlı küçük bir grup vardı.

Mihri Belli'nin Türkiye İşçi Partisi'ne olan zararı, partiyi destekleyen ve destekleyebilecek olan tabanı, yani gençleri, özellikle de üniversite gençliğini “Millî Demokratik Devrim” adını verdiği bir politikaya yönlendirmesidir. Aslında Millî Demokratik Devrim tezi bir politika da değil, düpedüz darbe teşebbüsüydü.

Mihri Belli, Şefik Hüsnü’nün Aydınlık Dergisini, “Aydınlık Sosyalist Dergi” adıyla tekrar yayınlamaya başlamış, Millî Demokratik Devrim adlı tezini burada daha da ileriye götürmüştü.

Mihri Belli’nin Millî Demokratik Devrim tezini kısaca özetlersek, Türkiye’de sosyalizmi kurmak için askerlerin bir darbe yapması gerekmektedir. Önce askerlerin liderliğinde millî bir demokratik devrim yapılacak, daha sonra sosyalizme geçilecektir.

*

Buraya kadar her şey tamamdır da; ne Marksist, ne de Leninist terminolojide Millî Demokratik Devrim diye bir tez yoktur!

Marksist - Leninist terminolojiye göre, “Millî” demek “Burjuva” demektir.

Marksizm ve Leninizm’e göre proleteryasız proleter devrimciliği imkânsızdır.

Türk solunun en büyük beyinlerinden biri kuşkusuz Hikmet Kıvılcımlı’dır.

Hikmet Kıvılcımlı toplam 22.5 sene hapis yatmıştır (Türkiye’de en uzun süre hapiste yatma rekoru Hikmet Kıvılcımlı’nın elindedir).

Ve bu dönem içerisinde de bol bol sol literatürü okumuştur, sayısız kitaplar yazmıştır.

Hikmet Kıvılcımlı'ya göre proleteryasız sosyalizm ve sosyalist partisiz devrimcilik boşuna ajitasyondur.

Görüldüğü gibi Türk solunun en etkin isimlerinden biri olan Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli’yi açık açık kışkırtıcılıkla (ajitasyon) suçlamaktadır.

Kıvılcımlıya göre; “En ivedi tutum, Proletarya partisinin gerçekleştirilmesidir.

Çetecilik yerine, tüzükle işleyen proletarya partisi kurulmalıdır. Proletarya partisiz, Proletarya devrimciliği olamaz!” 2

Kıvılcımlı’nın burada “çetecilik” dediği cuntacılıktır.

Hikmet Kıvılcımlı'nın ajitasyon yapmakla suçladığı Mihri Belli'yi “eski tüfek” 3 diye ambalajlayıp sunan, Millî Demokratik Devrim tezini pratiğe geçiren kişi Doğan Avcıoğlu'dur.

*

21 Mayıs 1969 akşamı, Mihri Belli, annesinin Ankara Çelikkale Sokağı'ndaki evine o dönem sol hareketin önde gelen 20 ismini davet etmişti. Toplantıya katılan bazı isimler şunlardı: Mihri Belli, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Gülten Savaşçı (Çayan), Doğu Perinçek, Yusuf Küpeli, Mustafa İlker Gürkan, Gün Zileli, Ömer Özerturgut, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Tarık Almaç, Mustafa Lütfü Kıyıcı, Mustafa Kemal Çamkıran...

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi o dönemdeki etkili isimlerin hemen hepsi ''Mihri Ağabey''e danışmaya önem verirlerdi. O toplantı, Millî Demokratik Devrim tezini savunanların birlikte yaptığı son toplantı oldu.

Hatta bu toplantı, o dönemdeki solcu gençlik önderlerinin bir araya geldikleri son toplantı olmuştur.

Deniz Gezmiş, toplantıya girerken arkadaşlarına ''Mihri Ağabey'i parti kurmaya ikna edelim'' diyordu.

Toplantının ana gündemi partileşmedir. Deniz Gezmiş ve diğer isimler, o toplantıda partileşmek gerektiği savunur.

Yapılan konuşmalar ve parti kuralım tekliflerinden sonra Mihri Belli, böyle bir partinin koşullarının oluşmadığını söyler.

“Üç beş öğrenciyle parti kurulmaz" anlamında konuştu. Toplantı sonuç alınamadan dağıldı. Tüm devrimcileri şemsiyesi altında toplayabilecek bir parti kurulabilmesinin önündeki tarihi fırsat kaçırıldı.

Bu nedenle solcu liderlerin büyük bölümü daha sonra ortaya çıkan örgütlenmeler ve silahlı çatışmalardan Mihri Belli'nin sorumlu olduğunu ileri sürdüler.

Türk solu Mihri Belli’nin annesinin evindeki bu toplantıdan sonra devrimciler tekrar tekrar bölünür, önce ikiye ayrılan bu grup daha sonra yeniden parçalanmış ve tamamen yeraltına inmiştir.

Deniz Gezmiş, Filistin'e gitmeden önce de Doğu Perinçek'in yanına uğrar. Filistin'e gideceğini söyler: "Bir partimiz olsaydı bana gitme deseydi gitmezdim. Bana parti diyecekti ki burada kal, şu görevleri yap. Kaçak duruma düştüm faydalı da olamıyorum."

*

Özetleyecek olursak: Devrimci gençliğin silaha sarılması ve Türk solunun üzerinden silindir gibi geçen, 12 Mart ile 12 Eylül darbelerinin tek nedeni “Millî Demokratik Devrim Tezi”dir.

*

Sadece bu kadar mı?

Abdullah Öcalan'ın akıl hocası kim olabilir?

Tahmin edin bakalım...

*

Unutmadan şunu da ekleyeyim; lütfen nette kısa bir araştırma yapın, Abdullah Öcalan'ın eşi Kesire ortadan kaybolmadan önce, en son kiminle görüşmüş?

*

Benim en çok merak ettiğim mevzuya gelince; Acaba Alarko Holding'in patronu İshak Alaton, Mihri Belli'nin cenazesine katılacak mı?

***
1 Naki Özkan; Türkiye'nin En Eski Komünistlerinden Mihri Belli Eski Tüfekleri Eleştirdi, Milliyet, 12 Mart 2006.

2 Hikmet Kıvılcımlı; Oportünizm Nedir? Halk Savaşı'nın Planları, Devrim Zorlaması, Demokratik Zortlama, Derleniş Yayınları (Ankara 1978), s. 369-445 ve 449-477.

3 Mihri Belli, Doğan Avcıoğlu yönetimindeki Yön dergisinde “E. Tüfekçi” mahlasıyla yazılar yazmıştır.






www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)