|
Lokman Abbasoğlu
iş insanı, kültür adamı, yazar
Lokman Abbasoğlu 17 Eylül 1948 tarihinde Erzincan’ın Tercan ilçesinin Mercan köyünde dünyaya geldi. Ailesi aslen Trabzonlu’dur.
Tercan Müftüsü olan dedesi Ahmet Hamdi Abbasoğlu Ankara'ya Merkez Vaizi olarak tayin edildi. Dedesi 1957 yılında Ankara'da vefat etti. Dedesinden kalan işleri takip etmek üzere, ailecek Ankara'ya taşındılar. Lokman Abbasoğlu 1958 yılında ilkokul 4. sınıfa Cumhuriyet İlkokulu'nda başladı.
Ortaokulu Anafartalar Lisesi Ortaokulu’nda okudu. Gazi Lisesi’nden 1969-70 ders yılında mezun oldu. Liseden sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni tercih etti.
Üniversite birinci sınıfın hemen ikinci ayında İlahiyat Fakültesi Ülkü Ocağı Başkanlığı’na seçildi. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Ülkü Ocakları kapatıldıktan sonra MHP Gençlik Kolları Genel Muhasipliğine seçildi.
1973 yılında Bursa'da faaliyette olan Bursa Ülkü Ocağı’nın tüzüğünü değiştirerek, Muharrem Şemsek ve diğer arkadaşlarıyla 12 Mart'tan sonra Ülkü Ocakları'nın yeniden kurulmasına katkıda bulundu.
1974 yılında İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nda çektiği kura ile Zonguldak İmam Hatip Okulu’na meslek dersleri öğretmeni olarak gitti. Bu okulda 6 ay öğretmen olarak görev yaptı.
1975 mart ayında Tuzla Piyade Okulu’na yedek subay öğrenci olarak girdi. 1975 yılının Temmuz ayında çekilen kurayla Kıbrıs'a gitti. Kıbrıs'ta ilk 6 ay birliklerde takım komutanı olarak görev yaptı. Kıbrıs’taki son 8 ayında 230. Piyade Alayı Karargahı’nda personel ve din işleri subayı olarak vatani görevini tamamladı.
1976 yılının Ağustos ayında terhis olarak Ankara'ya döndü. Milli Eğitim Bakanlığı'nda yarım bıraktığı öğretmenlik için kura çekimine girdi. O seneki kura çekiminde tayini Tunceli’ye çıktı.
Alparslan Türkeş’in uyarısı üzerine, Tunceli’ye gitmedi.
1976 yılının Eylül ayında Devlet İstatistik Enstitüsü’nde göreve başladı. Sonra Toprak ve Tarım Reform Müsteşarlığı'na uzman olarak geçti.
İlahiyat Fakültesi’nde asistanlık çalışmaları için İngilizce kursuna gitti.
1977'nin ortalarına doğru Alparslan Türkeş'in talebi ile Ülkücü Köylüler Derneği'nin genel başkanlığına seçimle geldi.
1977 yılında MHP'nin 1. ve 2. MC hükümetleri döneminde Türkiye genelinde tespit ettiği 30 kişilik Eğitimciler grubuna seçildi. Ankara'da bütün Ülkücü yan kuruluşların eğitimcisi oldu.
Gün Sazak Gümrük ve Tekel Bakanı olunca Lokman Abbasoğlu ve diğer Eğitimciler, ‘gümrük kontrolörü’ olarak görevlendirildi. Gümrüklerde yolsuzlukları engelleyenler arasında yer aldı.
Bülent Ecevit'in 11 Adalet Partili milletvekilini transfer ederek kurduğu hükümetten sonra, MC hükümeti yıkıldı. Ecevit hükümetinde Tuncay Mataracı Gümrük ve Tekel Bakanı oldu. Mataracı’nın ilk icraatı, 30 gümrük kontrolörünü memurluk derecesine indirmek ve Türkiye'nin çeşitli yerlerine sürmek oldu.
Lokman Abbasoğlu Van'ın Özalp Gümrük Kapısı’na memur olarak sürüldü. Abbasoğlu bunun üzerine istifa ederek Hergün gazetesinin Ankara bürosunda muhabir olarak çalışmaya başladı.
Bu dönemde, Eğitimci olarak faaliyetine devam etti... MHP Genel Merkezi’nin yanında bulunan 10 Sineması’nda, günde 14-15 saat seminer ve konferans verdi. 12 Eylül 1980 darbesine kadar eğitim faaliyetine devam etti.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’ndan idamla yargılandı. 3 yıl kaçak olarak yaşadı, 3 yıl da Mamak Cezaevi’nde yattı. Cezaevini, Medrese-i Yusufiye’ye çevirenlerden oldu.
Abbasoğlu ticari faaliyetleri yanında, çeşitli gazete, dergi ve internet sitelerinde yazılar yazıp, konferans, vaaz ve seminerler vermek suretiyle hayatını devam ettirmektedir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Bir Ülkücü Gözüyle Ülkücü Hareket
www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr
20 12 2021
H. İbrahim KAHRAMAN
[email protected]
“Tarihimize belge, gelecek nesillerimize ibret ve istifadeye vesile olması dileğiyle...” diye imzalayıp gönderdiği “Sıradan ve Piyade Lokman Abbasoğlu” adını verdiği kitabını okuduktan sonra böyle bir değerlendirmeyi uygun gördüm. Ankara Tıp 74 mezunu olduğum için kendisini bizzat tanırım.
Büyük ülkü yolunda bir ömür üstbaşlığı ona uyan bir hayattır. Bu kitabı yazarak ülkücü gençlik hareketi mensuplarının nasıl bir dünya görüşü ve günlük yaşayış biçimine sahip olduklarına ışık tutmuştur. Benzeri eserler bu düşüncenin daha iyi bilinmesini sağlayacak ve daha doğru değerlendirmeler yaptıracaktır. Kitap üç ana bölüm şeklinde yazılmıştır.
Birinci bölüm girişinde yazar kendini tanıtmakta, doğduğu ve büyüdüğü ortamı, eğitim gördüğü okullar ile çocukluk ve gençlik yıllarını yazmaktadır. Lokman adı kendisine bilinçli olarak verilmiştir.
Dedesi Ahmet Hamdi Abbasoğlu doğum yeri olan Erzincan Tercan müftüsüdür. Daha sonra Ahilik kültürünün sürdürüldüğü Ankara’nın Kale bölgesindeki Selçuklu dönemi camilerinden Arslanhane Camii'inin 1943-1957 tarihleri arasındaki vaizlerindendir. Aile derdi, hastası, sıkıntısı olanların başvurduğu ve çözüm aradığı bir adrestir. Lokman ismi bunun için seçilmiştir. Büyük dede Osmanlı-Rus savaşında Medresesi’ndeki 500 talebesi ile Trabzon dan Erzurum a giderek savaşmış ve 91 yaşında şehit olmuş bir insandır. İlkokulun son iki senesi, orta ve lise eğitimi Ankara’dadır. Yazları simit ve gazete satışı yapması, boş zamanlarında babasının dükkânında ticaretine yardımcı olması, ek din dersleri alarak ve lise yıllarında Türk Ocakları binasında tarih âlimi ve Türk ocakları başkanı Prof. Dr. Osman Turan‘ın seminerlerine katılması tarih ve millet bilincinin oluşmasında etkilidir. Bunlara ilahiyat gibi dini kimliğine uygun bir yüksekokul tercihi onun kişiliğini pekiştirmiştir.70 li yılların öğrenci olaylarında dini ve milli hassasiyetleri benimseyen ülkücü hareket onunda adresini belirlemiştir. İlahiyat fakültesi öğrenci temsilciliği ile bu durum netleşmiştir. İlahiyat öğrenciliği döneminde öğrenci olayları şiddetlenir. Onun arkadaşları olan Ruhi Kılıçkıran'ın, Gazi Eğitim de Alparslan Gümüş’ün , Ziraat Fakültesi’nde Süleyman Özmen 'in , sonra Dursun Önkuzu’nun öldürülmeleri... Bunlar vatan sevgisini ülkücü harekette bulup o adresi seçmiş öğrencilerdir. Sonra Dr. Necdet Güçlü’nün Ankara Tıp’taki işgal girişimine karşı bir grup ülkücü gençle olan çatışma karmaşasında ölmesi ve bu olaydan o okuldaki ülkücü İbrahim Doğan’ın suçlanması kitapta yazarın gözlemleriyle değerlendirilmektedir.
Mezuniyet sonrası ilk görev yeri Zonguldak İmamhatip Okulu dur. Burada dindarlık ve milliyetçilik konularında çalışmalar yapar. Dini reddetmeyen bir milletçilik anlayışının milleti pekiştirecek tek yol olduğu, bunun ahlaklı nesiller yetiştirilerek olacağı fikrini savunup anlatır. Daha sonra bu çalışmalarını tuzla piyade okulunda ve asteğmen olarak gittiği Kıbrıs’ta da sürdürmesi anekdotlar halinde yazılmıştır. Askerlik dönüşü ülkücü köylüler derneği başkanlığı ile başlayan ve öğretmen olarak kurada çektiği Tunceli’ye gitmeyişi sonrası çeşitli kurumlardaki ve gümrük bakanlığındaki çalışma ve hatıraları dönemin siyasi tarihine de ışık tutmaktadır. Özellikle o dönemlerde gümrüklerdeki kaçak ve kaçakçılığın kontrol altına alınması sonrası bakan Gün Sazık'ın öldürülüp şehit edilmesi hakkında notlar vardır. Kastamonu’daki Şeyh Mehmet Fevzi Efendi’nin milliyetçi kimlik hakkındaki şu tespiti aktarılır.
“Sadakati Vataniyye,
mefahiri milliye,
hamiyeti diniye”
Şeklinde özetlenen bu tarif kavmin sevilmesi ve hak din İslâmın insanlarmızca benimsenmesi şeklindedir.
1980 ihtilali ve sonrası ilk üç yıl kaçak olarak değişik isimlerle tutuklanan arkadaşlarına yardım faliyetleri şeklinde olur ve bunlar anlatılır. Yakalandıktan sonra Mamak cezaevi hatıraları ibretlik olaylardır. Mamak cezaevindeki olaylar bu da olmaz cinsinden ama olmuş şeylerdir. Hukuk ve adaletin böylesi dönemlerde askıya alınmasının acı sonuçlarını okuyoruz. Bunlar arasında İzmit ' in renkli siması rahmetli Musa Baştan’ın kendisine sorulan “ laiklik nedir? “ sorusuna cevabı bizler için hoş bir hatıradır. İdamla yargılanmasına rağmen 3 yıl sonra tahliye edilir. O günlerde ülkücülerin çıkışta yaptıkları ilk iş Hacıbayram Camiinde iki rekât şükür namazı kılmak ve cam bardakta çay içmektir.
Gerek yakalanmadan önce gerekse Mamak'ta tutukluyken eşi Nermin Hanım ve arkadaşları olan kadınların fedakârlıkları ve çalışmaları takdirle anlatılır. 1997 yılında 80 öncesinin eğitimcileri ile birlikte MHP ye üye olurlar. Bunlar parti müfettişliğiyle görevlendirir. Bunların girişi ve sonrası MHP’ye yeni bir güç verdiği anlatılır. Ama 97 de Türkeş'in vefatı sonrası gelişen olaylar onu siyaset dışı kalmaya karar verdirir.
Kitabın son bölümünde onu tanıyanların tespit ve yorumları vardır. Bunların içinden Ahmet Gazi’nin şu dörtlüğünü alarak yazımızı bitirelim.
“ Er kişi isen görevin ne ise başar,
Zevke eğlenceye hayvan da koşar,
Tanrı Türk’ü korusun!
Hepiniz Allaha emanet olun!“
Barış, huzur, güven ve refahın olduğu bir Türkiye dilek ve dualarım ile.
http://www.kocaeliaydinlarocagi.org.tr/Yazilar/YaziDetay/13602
BÜYÜK ÜLKÜ YOLUNDA BİR ÖMÜR
Mehmet Bayrak
Bugün sizlere bir kitap tanıtımı yapacağım. Bir kitap diyorum da kitapta bir yandan yazarın hayatı, hatıraları, bir yandan da bir dönem ülkü kahramanlarının 12 Eylül ve devamında yaşadıkları zordan öte ağlatan hikayeleri var.
Kitabın yazarı Lokman Abbasoğlu. “Büyük Ülkü Yolunda Bir Ömür- SIRADAN VE PİYADE” adıyla “kitapyurdu.com” adresinden bulabilirsiniz.
Lokman Abbasoğlu ülkücü hareketin lider kadrosundan çok tanınan bilinen biri. Ben kısaca özetleyeyim, ayrıntısı kitapta kalsın. Ankara İlahiyat Fakültesi öğrencisi iken Fakülte başkanlığı, Ülkü Ocakları Genel Muhasipliği görevlerinde bulunmuş, mezuniyetten sonra Ülkü-Köy Genel Başkanlığı yapmış, sonrasında bizzat Alparslan Türkeş'in emriyle oluşturulan “eğitimciler” kadrosunda yer almış, 12 Eylül sonrasında 3 yıl kaçaklığın arkasından 3 yıl da mamak askeri cezaevinde tutuklu kalmış, mamak işkencelerini, zulmünü yaşamış, hem kaçaklık günlerinde hem de 3 yıl tutukluluğun arkasından tahliye olduktan sonra cezaevinde yatan ve kaçak durumda olan ülkücülerin eşleri, çocukları ve ailelerine maddi manevi yardımların organizasyonunda başrolde görev almış birisidir Lokman Abbasoğlu...
Lokman Abbasoğlu halen tarım ve zirai ilaç ticaretiyle meşgul olmaktadır. Antalya Tarım fuarında standlarında görüşüp epeyce sohbet etme imkanı bulduk ve henüz baskıdan çıkmış olan kitabını imzalı sahip olma şansına sahip olduk.
Kitabı iki günde okuyup bitirdim. Öğrencilik yıllarından yakınen tanıdığım ülkücülerin Lokman Abisi'nin aile ve geçmişine dair bilgilere de sahip oldum. Tabi kitabın asıl önemli kısmı “ülkücü hareket” içindeki ve 12 Eylül günlerine dair hatıralar idi.
12 Eylül günlerini, mamak askeri cezaevindeki insanlık dışı aşağılayıcı muamele ve işkenceleri çok anlatan oldu. Az veya çok Mamak cezaevinde kalmış olanlar kendi çapında orada yaşanılanları anlattı. Lokman Abbasoğlu'da anlatıyor Mamak'ı. Fakat özellikle Mamak dışındaki, cezaevindekilerin dışarıdaki ailelerinin, eş ve çocuklarının yokluk ve çaresizlik içerisinde acı dolu yaşadıklarının anlatıldığı bölüm kitabın en etkileyici bölümü. Kitabın kalbi o bölüm. Ben bu bölümden çok etkilendim. Çünkü o kısmı Lokman Abbasoğlu'ndan başkası anlatamazdı. Çünkü Lokman Abbasoğlu tutuklu ülkücülerin aile, eş ve çocuklarına her türlü maddi ve manevi destek, yardım organizasyonlarının başında idi. Tabi hem kendisi tutuklu iken hem de tahliyesinden sonra eşi hanımefendinin olağanüstü sabır, metanet ve fedakarca yaptıkları her türlü övgüye layık. Anadolu'dan Ankara'ya mahkumunu görmek için gelip yatacak kalacak yeri olmayan, yol bilmeyen ailelere bazen 10-15 aileye birden kapısını açması, onları misafir etmesi olağanüstü takdire şayan.
Ben bu kadar tanıtımla yetineyim sizler kitapyurdu.com adresinden kitabı temin edip burada özetlediğim ve hiç değinmediğim olayları Lokman Abi'nin kaleminden okuyunuz...
HAKKINDA YAZILANLAR
Editörün Notu
Aydın TOMAKİN
karizmahaber.com
Lokman abimi ben ilk defa 1975 yılında Ankara Site Öğrenci Yurdu’nun spor salonunda hitap ederken tanımıştım.
Lokman abi Kıbrıs’ta Yedek Subay iken izine geldiği bir anda bizlere hitap etmişti. Abbasoğlu öyle ateşli hitap üslubu vardı ki dinleyenleri adeta büyülüyordu. Konuşma uzadıkça uzadı.
Arkadaşlar saat sabahın 03.30’u olmuş yarın birçoğunuz okula, bir kısmınız da işe gideceksiniz isterseniz burada keselim demişti.
Ancak koca salonu dolduran gençler hep bir ağızdan devam demişti. Ve konuşma sabaha kadar devam etmişti.
Lokman abiyi bir de rahmetli Gün SAZAK beyin cenazesinde o gür ve ateşli sesiyle dinlemiştik. Dinlemiştik diyorum. O cenazeye eşim Müjgan’la birlikte katılmıştık ve eşim büyük oğlum ALPEREN’e 5 aylık hamile idi. İşte Lokman abiyi biz o ateşli ve etkili konuşmaları ile tanımıştık. Kitabı okuduk ve 50 yıl geriye giderek hatıralar gözlerimizde tekrar canlandı. Ellerine sağlık Lokman abi.
Kitabını imzalayıp bana da göndermiş. Allah sağlıklı ve uzun bir ömür nasip eylesin.
ESER-AYRINTI
SIRADAN VE PİYADE
Yazan: Lokman Abbasoğlu
Yayına Hazırlayan: Mahmut Çetin
BİYOGRAFİ NET YAYINCILIK
ANI
Ebat: 15 x 22
Sayfa: 400
ISBN : 978-975-8204-55-7
Bu hatıramızı yazarken kendimizi övme amacımız olmadığı gibi, en doğruyu kendimizin yaptığını da asla söylemiyoruz.
Aciz, sıradan ve piyade bir kul olduğumuzu itiraf ederek, rızasını kazanacak hizmet etmeyi Allah bu fakire nasip etsin diyoruz.
Bu hatıralar, hayırla anılmaya vesile olsun…
Lokman Abbasoğlu
***
Gençlik yıllarımızda İlahiyat Fakültesi öğrencisi Lokman Abbasoğlu gençlere moral verip coşturuyor, öbür yandan da dini bilgiler aktarıyor, şehitlerimizin başında dualar edip konuşmalar yapıyordu.
Aradan 50 yıl geçti.
Lokman Abbasoğlu dostlarının yanında olmaya devam ediyor.
Osman Oktay
***
Bir güzel insanı hep güzel gördüm ve hep güzel işlerin içinde gördüm… Tanıdığım ilk günden bugüne kadar Ülküdaşlığından, arkadaşlığından, samimiyetinden tek kelime ile insanlığından ziyadesiyle memnuniyet duydum.
Cevat Saraç
***
Anıları okurken o yılları yeniden yaşadım… Gerçekten bu anlatılanları yaşamış mıydık? Masal mıydı, efsane miydi ya da biz deli miydik bilemedim. Yaşanılanlar inanılası bir şey değildi. Kitabı kelime kelime incelerken anıların hepsini yeniden yaşadım, yüreğim o günlerdeki gibi coştu. İyi ki Ülkücüler olarak o devrin adsız kahramanları içinde olmuşuz.
İyi ki acıları bal eyleyip, vatan sağ olsun diye ülkemizi bölücülere teslim etmemişiz.
Mukadder Hatipoğlu Altaylı
***
Nice Lokman Abbasoğulları’nın çoğalması dile-ğimle!
Hüseyin Başaran
***
HAKKINDA YAZILANLAR
BÜYÜK ÜLKÜ YOLUNDA BİR ÖMÜR! LOKMAN ABBASOĞLU
Aydın Tomakin
karizmahaber.com
22 Aralık 2021
Ülkücü Camianın yakından tanıdığı, İlahiyatçı, eğitimci ve gerçek bir Ülkü Devi LOKMAN ABBASOĞLU
Ülkücü Camianın yakından tanıdığı, İlahiyatçı, eğitimci ve gerçek bir Ülkü Devi LOKMAN ABBASOĞLU
Lokman Abbasoğlu’nu bu kısa satırlarla elbette tam manasıyla tanıtmamız mümkün değil. Abbasoğlu, ülkücü camianın yetiştirdiği ender renkli simalardan birisidir. İyi bir hatip, bilgi birikimi bir hayli yüksek olan Abbasoğlu’nu 70’li yılların başlarında verdiği seminer ve ateşli konuşmaları ile tanındı.
Lokman Abbasoğlu, yeni bir kitap yazmış. Büyük Ülkü Yolunda Bir Ömür “SIRADAN PİYADE” adını taşıyor. Kitap basılalı daha bir ay olmadan yok satmaya başladı. Yeni baskılarının da yakında çıkacağını bizzat Abbasoğlu’nun kendisinden dinledik. Lokman Abbasoğlu’nu biz burada anlatamayız. Eğer temin edebilirseniz, kitapta kendisini sınırlı da olsa tanıtmış bulunuyor. Sınırlı diyorum. Çünkü Abbasoğlu’nun arşivinde yazdıklarının belki de iki kat daha fazlası olduğunu tahmin ediyoruz. Kitabında (Off the record) kayıtlar dışında her şeyi bulabilirsiniz.
LOKMAN ABBASOĞLU İMZA GÜNÜ
SIRADAN VE PİYADE
22 Ocak 2022 Saat: 14:00
Yüzde İki Kitabevi
Hacettepe Mah. Öz Sok. No:17 Hamamönü / Altındağ / Ankara
HABER
ABBASOĞLU İMZA GÜNÜ GERÇEKLEŞTİ
22 Ocak 2022
İş insanı, kültür adamı ve yazar Lokman Abbasoğlu, Sıradan ve Piyade kitabını imzaladı.
Ankara'nın özgün kültür mekanı Hamamönü'nde faaliyetlerini sürdüren Yüzdeiki Kitabevi'nde düzenlenen etkinlik, yoğun katılımla gerçekleşti.
İmza gününe dönemin tanıkları Ülkücüler yanında, gençlerin de yoğun ilgisi vardı.
İmza günü çay ve pasta ikramıyla devam etti. Sıradan ve Piyade kitabı hakkında sorular ve cevaplarla devam eden sohbet, fotoğraf çekimleriyle internet paylaşımlarında yerini aldı.
KONFERANS
ÜLKÜCÜ KİMDİR? ÜLKÜCÜLÜK NEDİR?
Konuşmacılar:
Sami Bal, Lokman Abbasoğlu, Hasan Ali Arıkan
Türk Ocakları Ankara Şubesi
12 Mart 2022
Saat 13:00 G.M.K Bulvarı 55/12 Maltepe/ Ankara
www.biyografi.net (Binlerce Biyografi) |
|
|
|