|
İbrahim Oumarou
Nijer Agadez Sultanı
Tuareg Emiri
İbrahim Oumarou (Ömeri) Nijer ve Orta Afrika ülkelerinde yaşayan Tuareg halkının liderlerinden. Tareg Emiri İbrahim Oumarou'nun soyu Osmanlı'ya dayanıyor.
1405 yılında, tahta Yıldırım Beyazıt varken Tuareglerle Osmanlı arasında da bir akrabalık bağı kurulmuştu. Şöyle ki; o tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında 300 kişilik bir heyet İstanbul’a gelerek adaletiyle meşhur Sultan Beyazıt’tan kendilerine aynı zamanda hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Rivayet olunur ki, Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikte Nijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan’ın soyundan geliyor.
Agadez bölgesi Tuaregleri kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar.
HAKKINDA YAZILANLAR
Nijer'in İstanbullu sakinleri
Zaman 13 Ocak 2013
ÜSAME ARI
Nijer’in Agadez bölgesinde ‘İstanbullu’ akrabalarımız olduğunu biliyor muydunuz? Kendilerini ‘İstanbuleva’ diye tanımlayan Tuareglerle bağımız, Sultan Beyazıt tarafından görevlendirilerek Nijer’e giden Yunus Sultan ile başlıyor.
Afrika’daki en kadim kavimlerden biri Tuaregler... Geçmişleri 5. yüzyıla kadar uzanıyor. Büyük Sahra Çölü’nün ‘mavi elbiseli adamları’ olarak biliniyorlar. Onlara bu şekilde hitap edilmesinin nedeni, gelen Tuareg erkeklerinin giydikleri koyu mavi ya da kobalt renkli elbiseler ve sadece gözlerini açık bırakacak şekilde örtündükleri aynı renkteki türbanlar. Çölün kavurucu sıcağından ve hiç eksik olmayan kum fırtınalarından ancak bu şekilde korunabiliyorlar. Böyle örtünmelerinin bize oldukça ilginç gelen başka bir nedeni daha var: Duygularını gizli tutmak istemeleri.
Her ne kadar bir Berberi ırkı oldukları kabul edilse de Araplardan ve Berberilerden pek çok yönden ayrılıyor Tuaregler. Aslen beyaz tenli olan kavim, yüzyıllar içinde yaptıkları evliliklerle daha siyahi bir ten rengine bürünmüşler. Hiç kimse tam olarak bedevi Tuareglerin veya kendilerine taktıkları isimle Kel Tamaşekler’in Büyük Sahra Çölü’ne nereden geldiğini bilmiyor. Bazı Türkiyatçılar onların bir Türk kavmi olduklarını, yerleştikleri coğrafyada asırlar boyunca özlerini kaybetmeden varlık gösterdiklerini yazar. Çaldıkları davulların üzerlerine işlenen tamgalar, kadınların yüzlerindeki dövmeler ve takılarıyla birlikte hayatlarındaki daha birçok unsur Orta Asya’dan izler taşıyor.
Tuareglerin kimseye bağlı olmadan sürdürdükleri yaşamları, 1840’lı yıllarda sömürgeci Fransızların bölgeye gelişiyle değişir. Tuareglerin en belirgin özelliklerinden olan gururları, savaşçılıklarıyla birleşince sömürgeciler tarafından boyunduruk altına alınmaları mümkün olmaz ama 40 yıl süren çatışmalardan sonra sadece kontrol altına alınabilirler. Bu 40 yıllık savaş, Tuareglerin dağılmasına, kurulu düzenlerinin bozulmasına neden olur. Fransa, 1960’ta bölgeden çekilir ama geriye sınırları cetvelle çizilmiş devletler ve bu devletlere dağılmış halde Tuareg toplulukları kalır.
Tuaregler günümüzde hâlâ bir araya gelmeye, reddettikleri modern yaşamın uzağında kendilerine ait bir devlet kurmaya çalışıyorlar. Onlarla ilgili en ciddi sıkıntıyı bir Batı Afrika ülkesi olan Mali yaşıyor. Mali’deki iç karışıklıktan yararlanan ayrılıkçı Tuaregler ülkenin kuzeyini tamamen ele geçirmiş durumda. Çölün incisi olarak nitelenen bin yıllık şehir Timbuktu’yu da ellerinde bulunduruyorlar.
İstanbul’u yakından takip ediyorlar
Ülkemizde bu kavim fazla bilinmiyor. Önceki hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Nijer’in başkenti Niamey’e gerçekleştirdiği ziyarette, Agadez bölgesinden gelen Tuareglerin gösterisini izlemesi ve kendisine bir deve hediye edilmesiyle gündeme geldiler.
Bu kavim her ne kadar bilinmese de, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti ile sıkı bir ilişki içindeydi. Devlet-i Âliye, 1900’lü yılların başında Libya, Cezayir ve Nijer üçgeninde, Gat ve Ezgar Tevarık isimli iki kaza kurarak Tuaregleri idaresi altına almıştı. Bu bölge Birinci Dünya Savaşı’nın sonrasında tamamen Fransa’nın kontrolüne girdi. 19. yüzyılın çok öncesinde, 1405 yılında, tahta Yıldırım Beyazıt varken Tuareglerle Osmanlı arasında da bir akrabalık bağı kurulmuştu. Şöyle ki; o tarihte şimdinin Nijer topraklarında yaşayan Tuaregler arasındaki birlik bozulur. Bu durum karşısında 300 kişilik bir heyet İstanbul’a gelerek adaletiyle meşhur Sultan Beyazıt’tan kendilerine aynı zamanda hakem de olacak bir yönetici tayin etmelerini ister. Rivayet olunur ki, Padişah, Afrikalı bir cariyeden olma Yunus adlı oğlunu bu heyetle birlikte Nijer’e gönderir. Böylelikle Osmanlı ile Tuaregler arasında akrabalık bağı kurulur.
Osmanlı’nın Afrika’daki en uzak noktası olan Agadez’in şimdiki yöneticisine ‘Sultan’ unvanı ile hitap ediliyor. Çünkü Agadez Sultanı İbrahim Oumarou, o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan’ın soyundan geliyor. Her ne kadar biz kendilerini bilmesek de Agadez’deki Tuaregler, kendilerinden binlerce kilometre uzaklıktaki akrabalarından haberdarlar. TV’lerindeki dünya bültenlerinde özellikle İstanbul ve Türkiye ile ilgili haberleri takip ediyorlar. Kendilerini “İstanbuleva” yani “İstanbullu” olarak tanımlıyorlar.
HAKKINDA YAZILANLAR
Afrika'da unutulan Türkler
Aktüel 11 Ocak 2013
Osmanlı'nın Afrika'da ki en uzak yeri olan Agadez bölgesinde hala Osmanlı yaşıyor. Osmanlı'nın soyundan gelen Sultan İbrahim Oumarou (Ömer) TRT Haber'e konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Afrika turunu büyük bir heyecanla değerlendiren Oumaru "bu ziyaretten şeref şeref duydum, çok duygulandım. Bu ziyaret dostluklarımızı, akrabalıklarımızı geliştirecek." şeklinde konuştu.
Osmanlı dendeğinde gözlerinin içi gülen ve yüzyıllar sonra atalarının geldiğini söyleyen Agadez Sultanı Oumarou TRT Haber ekibine tarihi akrabalıklarını anlattı.
"Yüzyıllar önce Nijerli kabilelerinden Tuaregler arasında birliğin dağıldığını" söyleyen Agadez Sultanı, "o zamanlar 300 kişilik bir heyet hakem için Osmanlı'ya gitmiş. Bir yönetici atamalarını istemişler. Rivayete göre padişahımız cariyelerinden bir oğul vermelerini istedi. Afrikalı bir cariye Yunus isimli oğlunu verdi." diye Osmanlı ile olan tarihi geçmişi dile getirdi.
Cihan devleti Osmanlı, takvimler 1405 yılını yani Yıldırım Beyazıt dönemini gösterdiği zaman, bu olayla birlikte Afrika'daki en uzak toprağına yerleşmiş oluyordu.
İşte Agadez Sultanı İbrahim Oumarou da o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan'ın soyundan geliyor.
Ve Osmanlı'ya saygıdan dolayı sadece Nijer'in Agadez şehrinde kent yöneticisi kendisini Sultan olarak ifade ediyor.
Agadez Sultanı İbrahim Oumarou daha önce İstanbul'a gelmiş ancak yoğun programı dolayısıyla Topkapı Sarayı'nı gezememiş.
Bunu dile getiren Agadez Sultanı "Belki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın daveti ile Topkapı Sarayını ziyaret etmek isterim" diyerek Kadir Topbaş'a da mesaj göndermiş oldu.
Agadez'de bir fahri konsolosluk açılmasını isteyen İbrahim Oumarou, ayrıca Nijer için Türkiye'nin Tarım projeleri geliştirmesini dile getiriyor ve ekliyor: "Ülkemizde kronik bir yetersiz beslenme söz konusu... Bu bizim için çok önemli."
''Afrika'da Osmanlı İzleri'' paneli
Öte yandan Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi (AFSAM) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) tarafından düzenlenen ''Afrika'da Osmanlı İzleri'' paneli, Necmettin Erbakan Üniversitesi Erol Güngör Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Programa, 150 yıl önce Güney Afrika'ya gönderilen Osmanlı alimlerinden Ebubekir Efendi'nin torunu Şule Rashida Efendi de katıldı.
Uzun yıllar İtalya ve Güney Afrika'da İngilizce öğretmenliği yapan, geçirdiği rahatsızlık sonrası emekliye ayrılan Efendi, panelin yapıldığı salona gözyaşları içinde girdi.
Kendisini dinleyenlere İngilizce ve Türkçe hitap eden Efendi, konuşmasına ''Sizin gibi Türkçe konuşamıyorum, ancak sizin gibi Türk'üm. Bundan da büyük mutluluk duyuyorum'' diyerek başladı.
Güney Afrika'nın başkenti Cape Town'da dünyaya geldiğini, 1973'te 4 kardeşiyle birlikte eğitim için Türkiye'ye geldiğini söyleyen Efendi, o dönemde kendilerine sahip çıkılmadığı ve gerekli eğitim imkanı bulamadığı için geri dönüp üniversiteyi Güney Afrika'da bitirdiğini ifade etti.
Efendi, Güney Afrika başta olmak üzere gittikleri hiç bir yerde bugüne kadar kimsenin kendilerini anlamadığını dile getirerek, ''Kalbim çok yanıyor. Babam ve annem memleket hasretinden ağlayarak öldü.
Ben de aynı şekilde ölmek istemiyorum. Şimdi ise çok mutluyum. Çünkü 150 yıl sonra bize sahip çıktınız. Konya'da olmak, bu konferansta olmak bile benim için çok önemli. Burada, aranızda, kırık dökük de olsa Türkçe konuşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Keşke daha güzel Türkçe konuşabilseydim'' diye konuştu.
NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Birol Akgün de 2005 yılının Türkiye'de ''Afrika Yılı'' ilan edildiğini, Afrika ile ilişkilerin bundan sonra stratejik bir plan doğrultusunda ilerlediğini belirtti.
''Büyükelçilik sayısı 34'e yükseldi''
Afrika Birliği ile stratejik anlaşmalar yapıldığını ve ilişkilerin her geçen gün daha iyi noktalara doğru ilerlediğini vurgulayan Akgün, şunları kaydetti:
''54 Afrika ülkesinde 12 olan büyükelçilik sayısı 34'e yükseldi. Büyük bir travma geçirip yeniden hafızası yerine gelmiş biri gibi, biz de 100-150 yıl aradan sonra 'Nerede kalmıştık?' diyerek, yeniden Afrika ile ilişki kurmaya çalışıyoruz. Türk Hava Yolları, Afrika'da 24 ayrı şehre İstanbul'dan seferler düzenliyor. Afrika ülkeleriyle ticaret hacmimiz, çok küçük rakamlardan bugün 17 milyar dolar seviyelerine ulaşmış durumda. Geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ziyaretlerden sonra, Sayın Başbakanımız da bugünlerde Gabon, Nijerya gibi Afrika ülkelerinde. Bizim için o bölgeler her yönüyle çok önemli. O bölge için de biz, Osmanlı geçmişimizle benzer öneme sahibiz.''
Kaynak: TRT Haber - AA
Afrika'daki son Osmanlı
Yeni Şafak 9 Ocak 2013
Osmanlı'ya saygıdan dolayı sadece Nijer'in Agadez şehrinde kent yöneticisi kendisini Sultan olarak ifade ediyor. Osmanlı'nın Afrika'daki en uzak yeri Agadez bölgesiydi. Ve bu bölgede hala Osmanlı yaşıyor. Osmanlı'nın soyundan gelen Sultan İbrahim Oumarou (Ömer), Erdoğan'ın Afrika turunu, 'bu ziyaretten şeref şeref duydum. Bu ziyaret akrabalıklarımızı geliştirecek' sözleriyle değerlendirdi. 'Yüzyıllar önce Nijerli kabilelerinden Tuaregler arasında birliğin dağıldığını' söyleyen Ömer, 'o zamanlar 300 kişilik bir heyet hakem için Osmanlı'ya gitmiş. Bir yönetici atamalarını istemişler. Rivayete göre padişahımız cariyelerinden bir oğul vermelerini istedi. Afrikalı bir cariye Yunus isimli oğlunu verdi' diye Osmanlı ile olan tarihi geçmişi dile getirdi. İşte Agadez Sultanı İbrahim Ömer de o zaman bölgede yönetici olarak atanan Yunus Sultan'ın soyundan geliyor.
Nijerli Touragler'den Başbakan'a hediye deve
Türkiye-Nijer Dostluk Ormanı ve Parkı'nda düzenlenen ve Erdoğan'ın ziyareti nedeniyle düne alınan Bianou ve Tande Bayramı töreni, Agadez bölgesinden gelen Tuareglerin gösterisiyle başladı. Yerel güreş müsabakasının da yapıldığı törenlerde, Agadez bölgesinden 3 günlük yolcukla Niamey'e gelen Tuaregler, Erdoğan'a deve hediye etti. Erdoğan, bakıcısından devenin yaşı, cinsiyeti hakkında bilgi aldı. Törenlere, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Ömer Çelik ve Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın da katıldı. Daha sonra kaldığı otele geçen Başbakan Erdoğan, Agadez Sultanı İbrahim Ömer ile görüştü, Osmanlı Hanedanı ile akrabalığı bulunan İstanbulewa'dan gelen heyeti kabul etti.
Türkiye'den fidanlar dostluk ormanına dikildi
Erdoğan, başkent Niamey'de, TİKA tarafından yaptırılan Türkiye-Nijer Dostluk Ormanı ve Parkı'nda, Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf ile Türkiye'den getirilen fidanları dikti. Erdoğan daha sonra TİKA tarafından yaptırılan 161. su kuyusunu ziyaret etti. Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, temsili musluğu açtı.
HABER
Agadez'de Cuma hutbesinde Osmanlı Padişahlarının isimleri yadedilir
sondevir 4 Kasım 2013
İREM ŞAHİN - KUZEY HABER AJANSI
Osmanlı Devleti'nin en uzak toprağı olan Fizan'ın güneyinde yer alan Nijer'de Osmanlı kültürünün izlerine hala rastlanabiliyor. Yıldırım Bayezıd’ın soyundan geldiği kabul edilen Sultan İbrahim tarafından yönetilen Agadez’in İstanbulewa kentinde Osmanlı sancağı dalgalanıyor.
Osmanlı'nın Afrika kıtasında ulaştığı en uzak nokta olan Fizan'ın güney kesiminde bulunan Agadez Sultanlığı, Osmanlı kültürünü yaşatıyor. Bölgeyi yöneten sultanın, Osmanlı sultanlarının Yıldırım Bayezid'in soyundan geldiği iddiaları bulunuyor.
Nijer'in Agadez'e bağlı İstanbulewa'da halen Osmanlı sancağı dalgalanırken, bölge sultanlık sistemi ile yönetiliyor. Bölgede hakim olan genel kanıya göre, Agadez'i yöneten Sultan İbrahim Umaru'nun, Yıldırım Bayezid Han'ın soyundan geliyor.
SULTAN OSMANLI SOYUNDAN GELİYOR
Sultan İbrahim Umaru, "Ben Agadez Bölgesi sultanıyım. Bugün buraya, başkent hükümetinin düzenlediği törene katılmak için geldim. Bizim hikayemiz çok uzun yıllar öncesine dayanır. 1400'lü yıllarda, kabilemizden bir grup Agadez'den çıkarak, İstanbul'a ulaşmayı ve dönemin sultanıyla görüşmeyi başarmış. Daha sonra ise atanan kişi ülkemizi yönetmeye başlamış.
Konuyla ilgili araştırmalar iki yıl önce Niamey'a atanan büyükelçi Hasan Ulusoy'un çalışmaları ile hız kazandı. 6 yüz yıllık hikayeyi arşivlerden araştıran Büyükelçi Ulusoy'a göre, araştırmalar iki ülke münasebetleri açısından önem taşıyor.
AGADEZ OSMANLI'DAN ŞEF İSTEMİŞ
Büyükelçi Hasan Ulusoy, "Osmanlı bin 500'lerde önce Kuzey Afrika olmak üzere yavaş yavaş sahra altı Afrika'ya geliyor. Ancak bunun öncesinde Nijer'de Osmanlı padişahının izini bulduk. Bu da kuzeyde bulunan Agadez Bölgesi'ndeki kavimlerin çoğu Tuareg olmak üzere, kavimlerin daha 1400'ün başında 4-5 kabilenin Osmanlı padişahının huzuruna çıkıp, kendilerini yöntecek bir şef istemeleriyle başlıyor" dedi.
Yerel ve ardından sözlü kaynaklardan bu bilgileri tespit eden Büyükelçi Ulusoy, daha sonra ikincil kaynaklardan da benzer bilgilere rastlamış. Emekli Büyükelçi Numan Hazar'ın kaleme aldığı bir kitapta da Fransız kaynaklarına atfen bu konuya değinildiğini gören Ulusoy, "Bin 400'ün başında bir heyet Osmanlı sultanına çıkarak, kendilerini yönetmesi için bir şef göndermesini istiyorlar. Ben o sultanın Yıldırım Bayezid olduğu çıkarımında bulundum. Fakat bunu incelemek lazım.
"Rivayete göre, bir Afrikalı cariyesinden olma oğlunu bu bölgeye yolluyor. Gönderilen zatın adı da Yunus. Yunus Sultan buraya geliyor ve bugün Agadez Sultanlığı denen ilk sultanlığı kuruyor."
ULUSOY, "ORTAK BİR AİDİYETİMİZ VAR"
Bölgede bugün de sürdürülen Agadez Sultanlığı soyundan gelenlere yerel dilde 'İstanbul'dan gelen" manasında 'İstanbulewa' deniyor. Bu bölge tarih boyunca hem kültürel hem de siyasi anlamda bölgenin ayrıcalıklı gruplarından biri olmayı sürdürüyor.
Büyükelçi Hasan Ulusoy, "Bugün Agadez'de her Cuma namazında hutbede Osmanlı padişahlarının isimleri yadedilir. Trablus Savaşı'nda terketmek zorunda kaldığımız Osmanlı kalelerimiz var Agadez'de. Nijer'in kuzeyi, Osmanlı Türkleri'yle, biz Türklerle kardeş esasen. Ortak bir aidiyet var ve bizim bunu yaşatmamız lazım. Bu aidiyet güçlendirilmeli. Böyle bir aidiyetin bulunduğu yere gelmekle kendimi şanslı addediyorum. Çabalarımızla bu aidiyetin ve ortak noktalarımızın daha da artması için gayret edeceğiz" dedi.
www.biyografi.net (Binlerce Biyografi) |
|
|
|