|
Mahmut Eskiyörük
Tire Süt Kooperatifi Başkanı
İlk ve orta öğretimin ardından, 1974 yılında Tire Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun oldu. Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü yarıda bıraktı. 1992-2002 yılları arasında Tire TARİŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.
Süt hayvancılığı da yapan Eskiyörük, 2002 yılında Tire Süt Kooperatifi Başkanı oldu.
Üreticiyi doğduğu yerde yaşatarak, Anadolu’nun yapısını bozmadan üretimin ve üreticinin devamlılığını sağlamak için “Yol haritamız tekelleşme değil, kooperatifleşme olmalı” diyerek küçük üreticiyi yaşatma mücadelesi verdi. Göreve geldiği günden bu yana birçok projeyi uygulamaya geçirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle başlattığı okul sütü projesi, hükümete örnek oldu. Halen ‘Süt Kuzusu’ adıyla devam eden projeyle, haftanın iki günü 125 bin aileye 2 litre süt dağıtımı yapılıyor.
Eskiyörük ayrıca İzmir'de 30'un üzerinde tarım ve tarımsal sanayi temsilcisinin üç yıl önce kurduğu İzmir Tarım Grubu (İTG) başkanlığına seçildi.
HABER
TİRE SÜT KOOPERATİFİ’NİN BAŞARISI
46 yıl önce kurulan ve 10 yıl öncesine kadar sadece birkaç üreticiden süt toplayıp işleyebilen atıl durumdaki Tire Süt Kooperatifi'nin yönetmini devralan Eskiyörük, son 10 yılda yaptığı çalışmalarla Türkiye’nin örnek gösterilen bir kooperatifi haline getirdi. Kooperatif bugün “üreticiden tüketiciye” sloganıyla, 68 süt alım merkezindeki 50 bin inekten, günde 150 ton süt elde edilen bir kooperatif olarak faaliyetlerini sürdürürken, ortağı olan köylülerin de gelirine katkıda bulunuyor. İzmir’in Tire ilçesinin köylerinde faaliyet gösteren Tire Süt Kooperatifi’ne ortak olan köylüler, her gün ineklerinden elde ettikleri sütü kooperatifin süt alım merkezlerine teslim ederken, tarımsal üretim için gerekli olan ziraat makinelerini, yemleri, traktörlerinin yakıtını kooperatifin imkanları ile sağlıyorlar.
Tire Süt Kooperatifi, 63 köydeki 1870 çiftçiye geçim kaynağı sağlıyor.
ÖDÜLLER
Tire Süt Kooperatifi, 63 köydeki 1870 çiftçiye geçim kaynağı sağlıyor. Bölgede 10 yıl öncesine kadar yoksullukla mücadele eden köylüler, kooperatif sayesinde inek sayısıyla orantılı olarak aylık 1.500 TL’den başlayan gelir elde ediyor. Tire Süt Kooperatifi’nde sağımdan depolamaya ve soğutma zincirinden tüketiciye ulaşana kadar tüm işlemler el değmeden yapılıyor. Türkiye’nin ilk organik pastörize sütünü üreten Tire Süt Kooperatifi, organik peynir, organik ayran ve et mamullerini de İzmir’deki iki büyük market zincirinde ve kooperatife ait üç büyük mağazada tüketicilere sunuyor.
Tire Süt Kooperatifi’nin aldığı ödüller şöyle:
• Milli Prodüktivite Merkezi - Mahmut Eskiyörük’e ‘Yılın İşadamı Ödülü (2010)
• Birleşmiş Milletler - FAO - ‘Dünyanın En İyi Kırsal Kalkınma Modeli Ödülü’ (2012)
• Ege Bölgesi Sanayi Odası – ‘İstihdam Yaratma ve Markalaşma Ödülü’ (2013)
• Sabancı Vakfı – ‘Fark Yaratan Kuruluş Ödülü’ (2013)
• Avrasya Tüketici Derneği – (Yılın Markası Kalite Ödülü’ (2014)
• Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı – ‘Güvenilir Gıda Üretimi Ödülü’ (2015)
• Birleşmiş Milletler FAO – ‘Kırsalda Refahı Sağlama ve Üreticiyi Koruma Ödülü’ (2015)
• İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği – ‘Kente Katkı Ödülü’ (2016)
HAKKINDA YAZILANLAR
Üreticiden tüketiciye
Hürriyet 10 Ocak 2013
Sabancı Vakfı, hayata geçirdiği “Fark Yaratanlar” programıyla toplumsal gelişmeye katkıda bulunan “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini” anlatmaya devam ediyor.Dördüncü sezonun yeni fark yaratanı 63 köyde 1870 ortağı bulunan, Türkiye’nin ilk organik pastörize sütünü üreten Tire Süt Kooperatifi. 46 yıl önce kurulan ve 10 yıl öncesine kadar sadece birkaç üreticiden süt toplayıp işleyebilen atıl durumdaki Tire Süt Kooperatifi, son 10 yılda yaptığı çalışmalar ile Türkiye’nin örnek gösterilen bir kooperatifi haline geldi. Kooperatif bugün “üreticiden tüketiciye” sloganıyla, 68 süt alım merkezindeki 50 bin inekten, günde 150 ton süt elde edilen bir kooperatif olarak faaliyetlerini sürdürürken, ortağı olan köylülerin de gelirine katkıda bulunuyor. İzmir’in Tire ilçesinin köylerinde faaliyet gösteren Tire Süt Kooperatifi’ne ortak olan köylüler, her gün ineklerinden elde ettikleri sütü kooperatifin süt alım merkezlerine teslim ederken, tarımsal üretim için gerekli olan ziraat makinelerini, yemleri, traktörlerinin yakıtını kooperatifin imkanları ile sağlıyorlar.
KÖYLÜLERİ KURTARAN PROJE
Tire Süt Kooperatifi, tarımsal üretimin ve üreticinin devamlılığının kooperatifleşmeyle mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Tire Ovası’nda tütüncülük ve pamukçuluğun bittiğini, sütçülüğün en büyük geçim kaynağı olduğunu belirten Mahmut Eskiyörük, Tire’de sütçülüğün bitmesi halinde, kentlere göç eden ailelerin çocuklarının mutsuz büyüyeceğini söylüyor. Tire Süt Kooperatifi, 63 köydeki 1870 çiftçiye geçim kaynağı sağlıyor. Bölgede 10 yıl öncesine kadar yoksullukla mücadele eden köylüler, kooperatif sayesinde inek sayısıyla orantılı olarak aylık 1.500 TL’den başlayan gelir elde ediyor.
Tire Süt Kooperatifi’nde sağımdan depolamaya ve soğutma zincirinden tüketiciye ulaşana kadar tüm işlemler el değmeden yapılıyor. Türkiye’nin ilk organik pastörize sütünü üreten Tire Süt Kooperatifi, organik peynir, organik ayran ve et mamullerini de İzmir’deki iki büyük market zincirinde ve kooperatife ait üç büyük mağazada tüketicilere sunuyor.
Kooperatifin, tüketiciye en çok dokunan hizmeti ise “Alo 500 18 18 Eve Süt” motorlu süt servisi. Servisi arayanların sütleri, birkaç dakika içinde evlerine teslim ediliyor.
HAKKINDA YAZILANLAR
Fukuyama'yı döven sütçü!
Mahmut Çetin
sondevir 15 Ocak 2013
1.‘Tarihin Sonu’ kimin sonu olacak?
Francis Fukuyama, Japon asıllı Amerikan devşirmesi… Hazret Sovyetler Birliği çözülünce zafer narası mahiyetinde bir tez ileri sürdü. Tezin adı: ‘Tarihin Sonu’… Teze göre Sovyet sisteminin yıkılmasıyla liberal ekonominin alternatifsizliği perçinlenmiştir. Artık tarihin sonu gelmiştir. Kemal Sunal söylemiyle söylersek, “ağanın lafı üzerine artık söz söylemek mümkün değildir!”
‘Tarihin Sonu’ tezi dünyanın bir çok ülkesinden ziyade Türkiye’de etkili oldu. Türkiye küresel olayları içselleştirmesiyle ünlüdür. Can Yücel’in bu konuya örnek bir eleştirisi vardı. Çekoslavakya’nın Sovyetler tarafından işgaline karşı çıkmak, hiçbir ülkede sorun olmazken, Türk Solu’nda işgal yüzünden bölünmeler yaşandı.
Bunun üzerine Can Yücel, “Sovyetler, Türk Solu’nu bölmek için Çekoslavakya’yı işgal etti” vecizesini patlattı.
Sovyetler Birliği çözülünce, marksist bildiğimiz onlarca aydın, topluca kapitalizme biat etti, Fukuyamacı oldu… Altan Ailesi’nin, Özal döneminde başlayan değişimi, daha sonra ‘entelektüel bir salgın’ haline geldi. Biz bu değişimi yerliliğe, İslamiliğe doğru bir evrimle zannederken, değişin mimarlarının bizi dönüştürmek istediğini 10-15 yıl sonra anladık.
2.Seni oyuna getirdiler Osman
Pirimiz Barış Manço sıradan bir şarkıcı değil… Bu fakirin ilk yazılarından biri Nilüfer dergisinde ‘Lahburger’in Düşündürdükleri’ adıyla yayınlanmıştı. Barış Manço bir şarkısında “Seni oyuna getirdiler Osman” diye bir dizesi vardı. Evet bizi oyuna getirdiler!
‘Tarihin Sonu’ nedir?
Damardan girelim… ‘Tarihin Sonu’ tezi okus pokusçu bir gözboyacıktır, büyücülüktür. ‘Tarihin Sonu’ tezi, ‘Çağdaş İngiliz-Yahudi Medeniyeti’nin bir illizyonudur. Batı’nın yeniçerileri bizi ‘Tarihin Sonu’ ve bilgi çağı lafazanlığıyla oyalarken, Çin ‘Tarihin Sonu’ tezinin sonunu getirdi.
Bilgi Çağı bitti, artık Terkip Çağı başladı… Terkip Çağı’nın özeti şu: Tarım Toplumu-Sanayi Toplumu-Bilgi Toplumu… Bütün bu süreçler, bir önceki sürecin yapısını, üretim biçimini tasfiye etti. Terkip Çağı (Konsept Çağı) ise önceki aşamalar içindeki manifaktür yapıların yeniden şekillenmesini sağlıyor. Üretim ve pazar ilişkilerinde ortaya çıkan bilgisayar ve internet algısı alternatif üretim yapılarının şekillenmesine yol açıyor. Eski anlayışa göre tasfiye olması gereken bir çok iş sahası, Terkip Çağı içinde yaşama imkanı buluyor. Bakır işçiliğinden koyun çanı’na, keçe üretiminden keçi yetiştiriciliğine, geleneksel zeytinyağı üretimine, alternatif otel ve lokanta alternatiflerine kadar her renk Terkip Çağı’nda hayat buluyor. Genç düşünürümüz Yalçın Koç hocamızın Antalya’da sabun imal etmesinde, Murat Kekili’nin çiftlik hayatına dönmesinde de bu yeni çağın ayak seslerini duyuyoruz.
3.Bütün piramitler yanlıştır!
‘Tarihin Sonu’ Firavun merkezli bir dünya görüşüdür… Bu dünya görüşünün simgesi piramittir. Firavun; Firavunluk sitemini savunarak Müslüman olsa bile Firavun’dur. Çünkü Müslüman Firavun olamaz!
Piramitin yanına cami yapınca, piramit caiz olmaz. Piramit, şirkin yönetim modelidir. Ve bütün piramitler yanlıştır. KOBİ merkezli, birbirine eklemlenen, birbirine muhtaç alternatif yapılar kurmalıyız. ‘Tire Süt Kooperatifi’nin başardığı modeli hayatımızın her anına yaymak zorundayız. Çözüm buralarda bir yerlerde…
Dünyanın bir çok ülkesinde kimsenin iplemediği Fukuyama’nın Tarihin Sonu tezi, Türkiye’de zihniyet dünyamızın temel dinamiklerinden biri oluverdi.
Milliyetçi akademi, 9 Işık’taki anti-kapitalist tavrı, bugün Çin’de örneğine rastladığımız ‘Millet Sektörü’ projesini çoktan unuttu… ‘1980’lerde Türkiye’ kitabında değişimi 9 Işık’a göre yorumlayan Taha Akyol, Fukuyuma yolunun mümessillerinden biri oldu.
İslamcı aydınların durumu da pek parlak olamadı. Ali Bulaç’tan Fehmi Koru’ya idoller Yeni Dünya Düzeni’ne, Fukuyama Düzeni’ne tereddütsüz intibak ettiler. İşin ilginç tarafı hızlı intibakçı Fehmi Koru’nun kayınpederi Süleyman Karagülle’nin Adil Düzen teorisinin mimarlarından biri olmasıydı.
4.Mehmet Eskiyörük Tire Modeli’yle neyi başardı?
İzmir’in Tire ilçesinin köylerinde faaliyet gösteren Tire Süt Kooperatifi, 46 yıl önce kuruldu. 10 yıl öncesine kadar sadece birkaç üreticiden süt toplayıp işleyebilen atıl durumdaki bir kooperatifti. Tire Süt Kooperatifi'nin yönetimini devralan Mehmet Eskiyörük, son 10 yılda yaptığı çalışmalarla Türkiye’nin örnek gösterilen bir kooperatifi haline getirdi. Kooperatif bugün “üreticiden tüketiciye” sloganıyla, 68 süt alım merkezindeki 50 bin inekten, günde 150 ton süt elde ediyor. Tire Süt Kooperatifi, ilginç projelerle ortağı olan köylülerin gelirine katkıda bulunuyor. Tire Süt Kooperatifi’ne ortak olan köylüler, her gün ineklerinden elde ettikleri sütü kooperatifin süt alım merkezlerine teslim ederken, tarımsal üretim için gerekli olan ziraat makinelerini, yemleri, traktörlerinin yakıtını kooperatifin imkanları ile sağlıyorlar. Tire Süt Kooperatifi, 63 köydeki 1870 çiftçiye geçim kaynağı sağlıyor.
Türkiye’nin ilk organik pastörize sütünü ürettiler
Tekelci Sermaye’nin markalı sütleri, kimyasal işlemlerle sütü sütlükten çıkarırken Tire Süt Kooperatifi, Türkiye’nin ilk organik pastörize sütünü üretti. Bununla da kalmadılar ayrıca organik peynir, organik ayran ve et mamulleri ürettiler. Bütün bu çalışmalarda Tire Süt Kooperatifi’nin başkanı Mehmet Eskiyörük’tü.
Sabancı Vakfı, hayata geçirdiği ‘Fark Yaratanlar’ programıyla toplumsal gelişmeye katkıda bulunan ‘sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini’ anlattığı çalışmasında Mehmet Eskiyörük’ün bu başarılarını da öne çıkardı.
Eskiyörük şimdi İzmir'de 30'un üzerinde tarım ve tarımsal sanayi temsilcisinin üç yıl önce kurduğu İzmir Tarım Grubu (İTG) başkanlığına seçildi.
5. Mehmet Eskiyörük ve Tire Modeli’ne uyarılar
Bundan sonra yapılması gereken alabildiğine Tire Modeli’ni büyütmek değil. Zaten Tire Süt Kooperatifi’nin benzerleri çoğalmak zorunda. Bu sistemi yürütmek bile başlı başına önemli.
Burada dikkat edilecek birinci mesele komploları beklemek ve tedbir almak. Unutmayalım medya, halktan yana dördüncü kuvvet değil, küresel sermayenin tetikçisidir. Aleyhinizde şebekenin çıkardığı yalan haberi geri çeviremezsiniz. “Fareler cirit atıyor” yalan manşeti, yüzlerce yerli firmaya ‘Tarihin Sonu’nu göstermiştir.
Dikkat edilecek ikinci mesele yanlış kolektivist örneklerden ders almaktır. Dayanışma mantığıyla sola çıkan ve insanımızın parasını buharlaştıran yüzlerce kötü örnek hafızalarımızda. Avrupa’daki işçilerimizin birikimleri, bu kötü örnekler tarafından ‘iç edildi’.
Tire Süt Kooperatifi’nin mimarı Mehmet Eskiyörük, bir taraftan Tire Modeli’ni yaşatırken, kendi özel ticaretini de bu modele paralel olarak geliştirmelidir. Çünkü kooperatif modeli, rutin işletmeci bir yöntemdir. Yaratıcı teşebbüsler, özel sektör mantığıyla yapılabilecek arayışlardır. Zaten kolektivist yapılar bir süre sonra devredilmesi gereken yönetim kademeleridir.
Tire Modeli’nin mimarı Mehmet Eskiyörük başarısına, meşruiyet zemininde kendi ticari faaliyetleriyle devam etmelidir.
6.Hatime: Öncülerin ruhu bizimle
Yaşadığımız süreç, Tarihin Sonu tezinin aksine kolektivist yapıların tasfiyesini değil, serbest piyasa ekonomisi içinde Tire Modeli benzeri uygulamalara paralel olarak yaşadığı bir süreçtir. Tıpkı Çin’de kolektivist ekonomi içinde serbest piyasa uygulamalarının yaşayabildiği gibi.
Mehmet Eskiyörük, adına ve soyadına kurban! Mehmet ismi bize, Bizim Yunus’un ‘Adı güzel, kendi güzel Muhammed’ mısraının öznesi Efendimiz’i hatırlatır… Eskiyörük soyadı ise yerliliği, kendisi olmayı, İhsan Fazlıoğlu’nun işaret buyurduğu ‘kendilik bilgisi’ni çağrıştırır…
Mehmet Eskiyörük, Fukuyama’nın ‘Tarihin Sonu’ tezini sonlandıran bir kahraman sütçü olarak seni selamlıyorum. Haramilerin kol gezdiği bu dünyada seni Yüce Allah’a emanet ediyorum. İlk alternatif üretim modellerinden birini Ankara’da uygulayan Hacı Bayram Veli’nin, Ahi Evren hazretlerinin, millici partimiz Milli Meşruiyet Fırkası Genel Başkanı Ahmet Ferit Tek’in, Yerli İstihsal Cemiyeti üyelerinin, Memduh Şevket Esendal’ın, İdris Küçükömer’in, Sencer Divitçioğlu’nun, Nurettin Topçu’nun, Mümtaz Turhan’ın, Alparslan Türkeş’in ve Necmettin Erbakan’ın anti-kapitalist ruhu seninle olsun.
YORUM
Sütü helal eden adam Mahmut Eskiyörük
Yazan A. Yener ÖZKESEN
ekonomik çözüm 1 Ocak 2013
Mahmut Eskiyörük Tireli bir kardeşimiz. Çiftçilikten gelme. Toprak ve hayvanlarla iç içe bir ömür geçiriyor. Varsa yoksa onun için Tire ve süt.
Doğduğu şehre olan aşkından beldenin kalkınması için elinden geleni yapıyor. Tire Süt Kooperatifi kurucuları arasında yer alıyor ve bu kooperatifin giderek büyümesini sağlıyor. Şimdilerde Tire Süt’ün adının Türkiye genelinde yaygın bir şekilde yer almasını sağlıyor. Mahmut Eskiyörük sütçülüğün gelişmesi için sütün bir gramının bile heba olmaması gerektiğine inanıyor; bu nedenle Tire’de yoğurt ve peynir üretimine de önemli katkı sağlıyor. Ayrıca Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın başlattığı okul sütü projesinde de en önde yer alanlardan biri oldu. Ancak bu konuda dertli mi dertli. Bir dokun bin ah işit. Bana şunları iletti: ‘’Milyonlarca çiftçimizi yakından ilgilendiren projenin hayata geçmesine sevinmiştik. Büyümekte olan süt sektörü, sadece tarımın değil, Türk ekonomisinin de tetikleyici unsurlarından biri olacak. Her gün 7 milyon 200 bin öğrencimize süt dağıtımının gerçekleştirilmesi, bir yandan genç nesilleri daha sağlıklı olmaya teşvik edecek, diğer yandan da arz-talep dengesizliğini giderici bir rol oynayacak. Uygulamanın başında ortaya çıkan bazı talihsiz gelişmeler bizleri karamsarlığa sevk etmemeli ve bu projeyi baltalamamalı.’’ Bütün bu uğraşlara karşın çocuklarda süt içme alışkanlığının geliştirilemediğini üzüntüyle anlatan Eskiyörük el birliği ile yapılacak sütü sevdirme kampanyasının özellikle çocukları daha çok süt içmeye yönelteceğine inanıyor.
SÜT ÜRÜNLERİNDEKİ FELAKET
ESKİYÖRÜK peynir üretimi yaparken başından geçen bir olayı da şöyle iletiyor: ‘’ Kooperatifimize ait peynir fabrikamızda kaşar peyniri üretimine geçtik. Kaliteyi en üst noktada tuttuk. Ürettiğimiz peynirlere İstanbul’dan bir alıcı çıktı. Bizim 7.5 TL’ye mal ettiğimiz peyniri 1TL fark koyarak 8.5TL’ye vermek istedik ancak alıcı itiraz etti ve ‘’Size 5.5 TL den istediğiniz kadar kaşar peyniri göndereyim’’ dedi. Tam bu noktada söze atıldım ve şöyle dedim: “Peki siz neden daha ucuza peyniri üretemiyorsunuz; diğerleri süt tozu koyarak mı maliyeti düşürüyor?” şeklinde sorduğumda Mahmut ESKİYÖRÜK bir ah çekip “bak dostum” diyerek şunları anlattı: “Ucuz peynirin içinde neler olduğunu bir görseniz bir daha peynir yemeye tövbe edersiniz. Çamaşır sodasından tutun da düşündüğünüz her türlü kimyasal peynire katkı maddesi olarak giriyor ve böylece ucuz peynir yapılıyor.’’ Yine söze atılıyorum “peki piyasa kontrolü yok mu?’’ diye soruyorum: ‘’Piyasa kontrolü var ama yeterli olmuyor. Bu tür merdiven altı üretim yerlerinin biri kapanıyor diğeri ortaya çıkıyor’’ diyor.
İşte süte gönül veren; “sütümüz herkese helal olsun” diyen Mahmut Eskiyörük’ün süt ve süt ürünleri ile ilgili kısa bir söyleşisi. Gerek üreticilere gerekse tüketicilere dersler çıkaracak bu kısa söyleşinin sonunda konu gene dönüp dolaşıyor bu sektörün en tepesinde olanlara yani bakanlığa. Her bir karış toprağından cevher fışkıran yurdumuzun yıllar yılı en önemli geçim kaynaklarından biri olan süt ve süt ürünleri sektörünü daha ileri noktaya taşımak değerli devlet büyüklerimizin denetimlerine ve yönlendirmelerine bağlı. Böylece kaliteli süt ve süt ürünleri üretmenin ve tüketmenin mümkün olacağına inanıyorum.
www.biyografi.net (Binlerce Biyografi) |
|
|
|