İhsan Ozanoğlu
besteci, şair, güfteci, derlemeci



1907 yılında Kastamonu’da doğdu. 1928 yılında İstanbul Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Köylerde ve Kastamonu merkezindeki ilkokullarda öğretmenlik yaptı. 1946 yılında Kastamonu İl Halk Kütüphanesi Müdürü oldu. Bu görevinden 1963 yılında emekliye ayrıldı.

Kastamonu ve çevresinin kültürünü araştırarak yüzlerce kitap ve makale yayınladı. Aynı zamanda saz şairliği yönü de vardı. Saz şiiri geleneğindeki şiirlerini de 20 kadar kitapta topladı. 1981 yılında vefat etti.

ESERLERİ:
Âşık Edebiyatı-Methal (1940), Efe Yüreği (1942), Saz (1952), Çocuk Destanı (1952), Kastamonu’nun Yetiştirdiği Meşhur Adamlardan Meftuni (1959), Kastamonu’nun Yetiştirdiği Meşhur Adamlardan Meydanî (1960).




HAKKINDA YAZILANLAR

İhsan Ozanoğlu
Hazırlayan: Can Ozanoğlu

İhsan Ozanoğlu, âşıklık geleneğinin Kastamonu’daki son temsilcisi ve son saz şairidir. Fakat, Ozanoğlu, sadece bir saz şairi değil; aynı zamanda edebiyatçı, öğretmen, gazeteci, müzik ve din adamıdır.

15 Nisan 1907 tarihinde Kastamonu’da doğan İhsan Ozanoğlu’nun babası Âşık Ahmet, Şabaniyye Dergâhının zâkirbaşıdır ve sesinin güzelliği ile döneminin ünlü bir mevlithânı olarak tanınmıştır. Âşık Ahmet 1910 yılında vefat etmiştir. Ozanoğlu’nun Annesi Hafıze Emine hanım da yine dinî mûsikî bilgisi, kültür ve birikimi ile aydın bir Türk kadını olarak yörede tanınmıştır. İhsan Ozanoğlu ilk dinî eğitimini annesi Emine hanımdan almıştır. Arapça ve Farsça bilen Emine hanım, oğluna Kur’ân okumayı öğreterek hâfız olmasını sağlamış ve bir çok dinî mûsikî eserini ezberlettirmiştir. Hafıze Emine hanım 1922 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Eğitim ve öğretimine Nasrullah İlk Mektebiyle başlayan Ozanoğlu bu okulu birincilikle bitirmiş, Darülhilâfet-ül Âliye Medresesine devam ederek sekizinci sınıfa kadar okumuş, ancak, bu medreselerin kapatılması üzerine, tahsiline İmam Hatip Mektebinde devam ederek buradan mezun olmuştur. Daha sonra, İstanbul Öğretmen Okulunu, dışardan sınavlarını vererek bitirmiş, öğretmen olarak atandığı 1928 yılından 1938 yılına kadar Kastamonu’nun Çayırcık, Çavundur ve Aksinir Köylerinde öğretmenlik yapmış, ardından bu görevini Kastamonu Abdülhakhamit İlkokulunda sürdürmüştür. Ayrıca uzun bir süre Kastamonu’daki İmam Hatip Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi gibi okullarda edebiyat,müzik ve din dersleri vermiştir.

İhsan Ozanoğlu 1946 yılında İl Halk Kütüphanesi Müdürü olarak atanmış ve 17 yıl süren bu görevinden 1963 yılında emekli olmuştur.

Eğitim ve öğretim kurumlarında aldığı ilmi yeterli görmeyen Ozanoğlu, devrin ünlü âlim ve hocalarından özel dersler alarak kendisini yetiştirmiştir. Tefsir ve Hadis konularında Safranbolu’lu Vasfi Hoca’dan, âyin ve naatkârlıkta Ahmet Asım efendiden İcâzetnâme almış ve Arap diliyle ders okutmaya hak kazanmış, icâzetnâmesini bizzat kendisi Arapça kaleme almış ve ünlü hattat Emrullah Demirkaya’ya nesih yazı tarzı ile tebyiz ettirmiştir.

Mürdiyye müderrisi Halit efendiden “Usûl” okumuş, Nasihât-ı hükemâ, Bend-i Attar, Gülistan ve Bostan adlı kitapları hatmetmiştir. Numâniye Müderrisi Salih efendiden “Mesnevî-i Şerif” okumuştur. Fatih Camii Başimamı Hâfız Ömer Aköz’den “Vücûh, Takrib, İlm-i İrtika, Usûl-i Fıkıh, Arap Nahiv ve Edebiyatı, Mantık, Beyan, Meâni, Aruz ve Ferâiz” okumuş, Fethullah efendiden dört yıl süreyle Fransızca, Arapça, Ermenice, muhtelif hocalardan da Farsça, İbranice ve Süryanice dersleri almıştır.

Kütüphane Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda, eski yazı metinleri üzerindeki çalışmaları sırasında, kûfi, reyhâni, sülüs, nesih ve tâlik gibi yazı stillerini öğrenmiştir.

Şiirle küçük yaşlarda tanışmış, koşma ve semai tarzının önceliklerini öğrenmiş, hem halk hem de divan şiiri tarzında şiirler yazmıştır. 1923-1973 yılları arasında yazdığı klasik şiirleri içeren bir “divan” oluşturmuştur. İlmî çalışmalarına ara vermeksizin devam eden Ozanoğlu’nun çeşitli konularda ve özellikle Kastamonu kültür ve folkloruna ilişkin yüzlerce kitabı mevcut olup, ne yazık ki bunlardan çok azı basılı hale getirilebilmiştir. Külliyatının tamamı Kültür Bakanlığı arşivlerindedir.

Ozanoğlu’nun dolu geçen yaşamında gazetecilik de ayrı bir yer tutar. Doğrusöz, Kastamonu, Birlik ve Yenises gibi gazetelerde ve çeşitli dergilerde yüzlerce makalesi yayınlanmıştır.

Mûsikiye de şiir gibi çocukluğunda başlamış, Serkiz Ustadan Keman, Necmeddin Rıfattan Ud dersleri almış, uzun yıllar Tanbur çalmıştır. Mûsikîdeki üstadları; Neyzen Emin Dede, Karakadıoğlu Rıfat Bey ve Kompozitör Kemal İlericidir. Saz çalmayı Âşık Hasan’dan öğrenmiştir. Ozanoğlu öğretmenliği sırasında Keman ve Mandolin dersleri vermiştir. Nefesli sazlar dışında tüm enstrümanları çalabilen Ozanoğlu en son Divan Sazında karar kılmıştır. Doğu ve batı mûsikîsi esaslarına vakıf bir müzik adamı olan İhsan Ozanoğlu ayrıca nota ve saz dersleri de vermiştir.

Hayatı ve sanatını özetlemeye çalıştığımız İhsan Ozanoğlu’nun tüm yönleri içinde elbette ki öne çıkan özelliği âşıklığı ve Âşık İhsan Ozanoğlu olarak anılmasıdır. Âşık Nihâni, Âşık Yahya, Âşık Dursun Cevlâni, Posoflu Âşık Müdâmi, Âşık Firkâni ve Âşık Hakkı Bayraktar gibi ünlü âşıklarla çeşitli tarih ve zamanlarda irticalen atışmalar yapan Ozanoğlu, 1942 yılında Kastamonu Halkevinde düzenlenen bir toplantıda, o tarihlerde Göl Köy Enstitüsünde türkü öğretmenliği yapmakta olan ünlü halk ozanı Âşık Veysel ile de irticalen bir atışma yapmıştır. Ozanoğlu 1975 yılı Ekim ayında Konya’da Âşıklar Bayramına katılmış, burada “en kültürlü halk ozanı” ve “Âşıklar Babası” seçilmiş ve ödüller almıştır.

İlmi çalışmalarıyla beraber Kastamonu Kültür ve Sanatına olan hizmetini folklor araştırmacılığı yönüyle de sürdüren İhsan Ozanoğlu, Kastamonu Yöresine ait türkülerin ve halk müziği ezgilerinin TRT ve Devlet Konservatuvarları arşiv ve repertuarlarına kazandırılması konusunda “kaynak kişi” sıfatıyla emek vermiş, bu suretle yörenin kendine özgü folklorik ve kültürel yansımaları olan bu müzik eserlerinin zamanla unutulmasını ve kaybolmasını da önlemiştir. Adı geçen Kurumların arşivlerinde mevcut Kastamonu türkülerinin çoğu İhsan Ozanoğlu’ndan derlenmiştir.

İhsan Ozanoğlu’ndan derlenen türküler arasında “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı, Benden Selam Olsun Bolu Beyine, Sıvastopol Önünde Yatan Gemiler, Mapushane Çeşmesi, Demirciler, Asker Katar Katar Olmuş Gidiyor” gibi türküler vardır.

Hayatını kısaca anlatmaya çalıştığımız ve anısı önünde saygıyla eğildiğimiz İhsan Ozanoğlu 13 Şubat 1981 yılında vefat etmiştir.





İHSAN OZANOĞLU’NUN ŞİİRLERİNDEN BAZILARI:


HACI BEKTAŞ TÖRENİ

Bağrımda teslim taşı,
Nar’a urasım gelir.
Hünkâr Hacı Bektaş’ı,
Varıp sarasım gelir.

Gönülde gözde Ali,
Bâtında yüzde Ali,
Olunca özde Ali,
Divan durasım gelir.

Odur ilmin kapısı,
Yıkılmaz hiç yapısı,
Onda gönül tapusu,
Yüzüm süresim gelir.

Hasan’a dil bağlarım,
Şah Hüseyn’e ağlarım,
Bir sel gibi çağlarım,
Dağlar yarasım gelir.

Ayım, yılım on iki,
Sağım solum on iki,
Nur kandilim on iki,
Bezme giresim gelir.

Ben garibim bu ilde,
Ah çekerim saz elde,
Hacı Bektaş gönülde,
Kalkıp varasım gelir.

Hasrete dayanılmaz,
Sevdadan uyanılmaz,
Sevilmeyen anılmaz,
Her an göresim gelir.

Bağrım dolu hicrandır,
Sâki kadeh dolandır,
Hayat düştür, gümândır,
Hayra yorasım gelir.

Bayırından dağından,
Bektâşi toprağından,
Erenlerin bağından,
Gonca deresim gelir,

Ozanoğlu bir candır,
Hünkâr kaç kurbandır,
Sâki tas tas dolandır,
Kadeh kırasım gelir.

İhsan Ozanoğlu bu şiiri Hacı Bektaş Törenleri sırasından irticalen okumuştur.




ATAM’A DUA

Korkunç bir salgın, kanlı bir akın
Her taraf yangın, her köşe Ata!
Narası halkın,feryâdı hakkın
Olmuştu yakın, ta arşa Ata!

Bitâb ü tüvân, düştük perişan
Gönüller viran, yok elde derman
Böyle bir zaman, Samsun'dan heman
Doğup verdin can, her başa Ata!

İhsansın Haktan, yükseldin şarktan
Yarattın halktan, varlığı yoktan
Kurtardın bizi sen, yok olmaktan
Dilerim Haktan, bin yaşa Ata!




SAZIM

Deli bir bülbülsün yine bu gece,
Dizimde inleyen, ağlayan sazım,
Göksünde mızrabın yeli estikçe,
Coşkun sular gibi çağlayan sazım!..

Öksüz bir kuş gibi titrer kanadın,
Kanlı bir sızıdır zârın, feryâdın.
Saz değil, hasta bir gönüldür adın;
Çaldıkça kalbimi dağlayan sazım !

Senden aldı ozan bunca varını;
Aşkım sende buldu lâlezârını.
Gel ağlayalım, gel bırak yarını;
Hey beni teline bağlayan sazım !..




ŞEMSİ YASTIMAN’A

Ben gerçeğin düşkünüyüm
Öpülecek el isterim…
Ben yolumun eşgünüyüm
Doğru gider yol isterim.

Çekmem yarın için kaygu
Kemale yetmez bu duygu
Sana var içimde saygu
Ne para ne pul isterim

Ozan çoktur dosta azım
Sermest geçer kışım yazım
Telsiz kaldı meydan sazım
Senden takım tel isterim




ŞEMSİ YASTIMAN’A

Felek aldı ne var ise
Sahan bitti tas’a geldi.
Kol uzun lakin tel kısa
Tek sarıdan tasa geldi

Sazdır gönlümü arıtan
Farkım yok hala arıdan
Birisi üst alt sarıdan
Tecellimiz..kısa geldi.

Tek kol ile baş edilmez
Tek ayak yola gidilmez
Tipi var sayak güdülmez
Usare yok pusa geldi.

Sayma Şemsi!.. Gevezelik
Gönlümüzde var tazelik
İçilmez yoksa mezelik
Keder gitti, gussa geldi.

Yok! Ben yine pes diyemem
Fakat hep ters es diyemem
Hasma cengi kes diyemem
Küse gider küse geldi

Bizim sözlerimiz hezel
Senin (âb-ı name)n çok güzel
Sana Musa gibi ezel
Kalemin bir âsâ geldi.

Sen yassılar Yastımansın
Söz, saz her işte yamansın
Ehl-i kemal bir insansın
Her sözün bir hıssa geldi.




HABER

Çanakkale Türküsü Kastamonu'da yazıldı
Yeni Şafak 18.03.2012

'Çanakkale Türküsü'nü arşivlere kazandıran İhsan Ozanoğlu'nun oğlu Can Ozanoğlu (48) "Halk müziği arşivlerimizde Çanakkale Zaferi ile ilgili başka bir türkü yok, bu türkü her zaman halk arasında bilinir, söylenir. Ama bu türkünün Kastamonu'da yazıldığı genelde bilinmez" dedi.

Ozanoğlu, türkünün Çanakkale Savaşı'ndan sonra yakıldığını ama o günün şartları, teknolojik imkansızlıklar nedeniyle halk arasında dilden dile yayılmak suretiyle şöhret bulduğunu ifade ederek, 1948'lerde İhsan Ozanoğlu'nun türküyü arşive kazandırmasından sonra radyolarda da yayınlanmaya, anma günlerinde çalınıp söylenmeye başlandığını belirtti.

BAŞKA BİR TÜRKÜ YOK

TRT'nin 1973'te türküleri elden geçirerek kaydetmesinin ardından, Çanakkale Türküsü'nün daha çok anılmaya başlandığını dile getiren Can Ozanoğlu, "Halk müziği arşivlerimizde Çanakkale Zaferi ile ilgili başka bir türkü yok, bu türkü her zaman halk arasında bilinir, söylenir" dedi. Can Ozanoğlu, babası İhsan Ozanoğlu'nun 223 halk türküsünü Kastamonu repertuvarına kazandırdığını kaydetti.







www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)