İhsan Sıddık Vasfi
dilci


İhsan Sıddık Vasfi



1923 yılında Kerkük’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kerkük’te yaptı. Bağdat Mustansıriyye Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu.

İş hayatına Kerkük Petrol Şirketi'nde başladı. Irak Petrol Bakanlığı'nda müfettiş olarak görevlendirildi.

Bakanlıktaki görevinden dolayı Bağdat’ta bulundu. Bu sırada Türkmen Kardeşlik Ocağı ve aynı kurumun yayınladığı Kardaşlık dergisinin idare heyetlerinde görev aldı.

Kardaşlık dergisinde dil, kültür ve edebiyat konularında çeşitli yazılar yayınladı. Ancak 1977 yılında dergiye Baas Partisi tarafından el konulmasından dolayı bu çalışmalarına ara verdi.

Sonraki yıllarda Baas rejiminin ağır baskısından dolayı Suudi Arabistan’a göç etti. Uzun yıllar bu ülkede yaşadı.

2007 yılında Ankara’da vefat etti.




HAKKINDA YAZILANLAR

İhsan Sıddık Vasfi Hakkında
Cengiz Bayraktar Gündoğdu

İhsan S. Vasfi, 1923 tarihinde Kerkük’te doğmuştur. Kerkük’te ilk orta ve lise okullarını başarıyla bitirdikten sonra, Bağdat, Mustansırıyye Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinde okumayı kazanır. Bu Fakültenin İngiliz Filolojisi bölümünden aynı başarıyla mezun olur. Askerlik hizmetinin ardından Kerkük petrol dairesinde Müfettişlik görevine getirilir. Kerkük’te verimli uzun bir iş hayatından sonra merkeze yani Bağdat’taki Petrol bakanlığına, şube müdürü olarak atanır (Fuzûli İstanbul-1985).

Vasfi, bu fırsattan yaralanarak, Bağdat’ta kurulan Türkmen Kardaşlık Ocağı için ciddi çalışmalar yapar, bunu kendine kutlu bir görev addeder. Ocağın Ayda bir yayımladığı Kardeşlik Dergisinin ilk sayısından itibaren ( Mayıs-1961) öykü, hatırat, görüş bildirme, eğitim konulu manidar ilgi çekici makaleler yayımlar. Vasfi, 1964 yılında Merhum Dr. Mehmet Sait Ketene, Dr. Rıza Demirci, Hasan Sudat ile birlikte Kardeşlik Dergisinin Yazı işleri heyetinde yer alır, Vasfi’nin Ocaktaki yükselişi, iş hayatında olduğu gibi dur durak bilmez.

Kardaşlık Ocağı’nın 9 kişilik idari heyetinde yer alan Bağdat Orman Fakültesi Dekanı Dr. Sait Ketene’nin Musul’a nakil olması nedeniyle bir açık vermesi, tüzük gereği yedek üyelerden birinin bu göre getirilmesi gerekiyordu. İhsan Vasfi de yedek üyelerin başında bulunuyordu, netice belli olsa da yine tüzük gereği yedek üyeler seçime gider ve Vasfi, oy çoğunluğuyla Ocağın 9 kişilik idari üyeliğine seçilir, 1967 yılına geldiğinde ise Kardeşlik dergisinin Yazı İşleri Sekreterliğine getirilir. (Kardeşlik, Haberler Bağdat-1964). Zeki, çalışkan Vasfi, bütün bu süreç zarfında iş hayatını da başarılı bir şekilde idame ettirir, nitekim kısa zaman sonra terfi ettirilir, 1966 yılının son aylarında hem maaşı yükseltilir hem de başmüfettişliğe getirilir. ( (Kardeşlik Bağdat Ocak-1967).

Kardaşlık Ocağı, 9 kişilik yeni idare heyetini seçmek üzere 13 Nisan 1967 tarihinde bir kez daha toplanır, Vasfi bu yeni idare heyetinin arasında bulunur, böylece yerini iyice sağlamlaştırır. Vasfi, aynı günün akşamında, Kardeşlik Dergisinin Yazı İşleri Sekreteri olarak yeni idare heyetine hitaben, derginin son durumu, mali hesapları hakkında oldukça değerli bir konuşma yapar. ( (Kardeşlik, Yerli Haberler Bağdat-1967)

Vasfi, 2 Şubat 1970 günü, Irak’ın dördüncü Cumhurbaşkanı el-Bekir’in 24 Ocak 1970 tarihindeki Irak Türkmenlerinin kültürel haklarının kabul ettiklerinin resmi açıklamalarına karşın, Türkmen teşekkür heyetinde yer alır.

Vasfi, Zaman zaman Ocağın idare heyetinden feragat etse de Kardeşlik Dergisinin Yazı İşleri Sekreterliğini 12 yıl süreyle yürütür. Vasfi, Sosyal içerikli konuları ihmal etmeden, Türk dili, Türkmen edebiyatı ve folkloru hakkında Türkçe makaleler yazar. Kimi makaleleri Arapça ve İngilizceden Türkçeye tercüme eder, kimini de Arapça yazar yayımlar. Vasfi, Bağdat radyosu Türkmence bölümünün ilklerine de imzasını atar, didaktik, eğlendirici aktüalite magazin türü programlar hazırlar.

Vasfi, diğer vatanperver Türkmen yetkili, yazar ve araştırmacılar gibi Baas partisinin baskılarına pabuç bırakmaz ancak Baas rejiminin Şubat 1977 tarihli 106 sayılı kararından sonra Kardaşlık Ocağı ve de dergisinden ayrılmak zorunda kalır. Diğer Türkmen meslektaşları gibi, ölüm fermanıyla yüzleşmemek için mecburen yurt dışına çıkar.

Vasfi, Türkmeneli Kültür ve edebiyatına bunca katkısından sonra, yine kendine yakışır bir şekilde Türkmeneli halkına ve de Türk dünyasına “ Irak Türklerinde Deyimler ve Atasözleri” başlığı altında paha biçilmez bir eser bırakır. Söz konusu eserin ikinci baskısı İstanbul-2001 tarihinde Kerkük Vakfı tarafında, zenginleştirilerek, resimli, birinci kalite kâğıda basılarak yeniden hayat bulur.

Vasfi, 18 Mart 2007 tarihinde vefat eder. Ankara’da Karşıyaka Mezarlığına defnedilir.




Türkçe, Arapça makalelerinden bir kaçı

1. Kederli Yol / Öykü ( Kardeşlik Dergisi: Yıl:1, Mayıs-1961, S.1 - s.30. kalanı s.47

2.Yel Değirmenleri Ülkesinde (Kardeşlik Dergisi: Yıl:4, Ekim-1964, S.6,s.29

3.Bilginin Tükenmez Kaynağı. (Kardeşlik Dergisi: Yıl:6, Ağustos-1966, S.4 ,s.28

4.Gösteriş Düşkünleri. (Kardeşlik Dergisi: Yıl:7, Mayıs-Haziran-1967, S.1-2,s.39

5. El Müfredat Et-Türkiye fil’lehçe El’ Amiyye El Irakiye ( Irak Halk Dilinde Türk Kökenli Sözcükler) Kardeşlik Dergisi: Yıl:13 Şubat-Mart 1974, S.10-11,s.7 (Bölüm.1)

6..El Müfredat Et-Türkiye fil’lehçe El’ Amiyye El Irakiye (( Irak Halk Dilinde Türk Kökenli Sözcükler) Kardeşlik Dergisi: Yıl:14 Aralık 1974-Ocak 1975, S.8-9,s.10 (Son)




HAKKINDA YAZILANLAR

Irak Türklerinde dil zenginliği
Hüdavendigar Onur
Dokuz Sütun /5 Aralık 2020

Kerkük Türklerinden İhsan Sıddık Vasfî (1923-2007)'nin kaleme aldığı "Irak Türklerinde Deyimler ve Atasözleri" adlı yapıtı, Türkçenin
zenginliğini ortaya koyuyor.

Kerkük Vakfı tarafından İstanbul'da 2001 yılında yayınlanan yapıt hakkında vakıftan yapılan açıklamada şöyle deniyor: "Ömrünü bu derlemelere veren değerli büyüğümüz İhsan S. Vasfî'nin bu yorucu çalışması, 1985 yılında basılmıştır. Ancak yazar, bu alandaki çalışmalarını ara vermeden sürdürmüştür. Böylece eserin ikinci baskısı
olan bu kitap, daha bir zenginleşmiş ve gözden kaçan deyim ve atasözleri de ilave edilerek hazırlanmıştır. Kitabı görsel açıdan daha
cazip hale getirmek için de her harf sırasında o harfle başlayan deyim ve atasözü ile ilgili bir resim konmuştur."

*

Vasfî'nin eserinde girişten sonra birinci bölümde deyimler, ikinci bölümde de atasözlerine yer veriliyor. Sonra kaynaklar var yani kaynakça. Kitabın sunuş yapısını kaleme alan Türk dil bilimci, Türkolog Ahmet Bican Ercilasun, Türk edebiyatının bütün mahsullerini takip edebilmekten hâlâ mahrum olduğumuzu belirterek şöyle diyor:
"Bunda milletimizin cevval ve hareketli karakterinin rolü olduğu kadar ihmalimizin de rolü vardır. Bugünkü Moğolistan'ın ortasındaki Orhun Irmağı kıyılarından çıkıp Avrupa ortalarına ve Afrika'da Atlas Okyanusu sahillerine kadar yayılan ve hâkimiyet kuran bir milletin tarihini ve edebiyatını takip etmek elbette çok güçtür."

Orhun kıyılarının ebedi taşları okunalı daha yüz yıl bile olmadığını anlatan Ercilasun, Türk edebiyatının eski devirlerinin her gün yeni
keşiflerle zenginleştiğini ifade ediyor. Uzak yakın Türk ellerinden bize ulaşan her mısra, her darbımeselin maziye ve istikbale giden ışıktan birer yol olduğunu belirten Ercilasun, bu tür konularda çalışmalar yapan Türk aydınlarını şöyle tarif ediyor: "Edebiyatımızın ulaşılması bazen imkânsız hazinelerine ulaşıp oralardaki mücevherleri toplayan gözü pek araştırıcıları ben masal kahramanlarına benzetiyorum. Onlar, her bir kesitinden ayrı istikamette ışıklar veren
billur taşları mübarek avuçlarında bizlere sunuyorlar."

*

Vasfi'nin bu güzel eseri adından belli olduğu gibi deyimler ve atasözlerinden oluşuyor. Kitabın "Giriş" kısmında da deyim ve atasözleri arasındaki farka değiniliyor ve şöyle açıklama yapılıyor:

"Deyimin atasözünden farklı olduğu açıktır. Deyim, normal anlamın dışında, söz ve cümleden çıkan bir durumu, bir kavramı, bir niteliği veya bir görüşü canlandırır. Atasözü ise, akıl ve tecrübe ile elde edilip yarar sağlayan, yol gösteren veya bir düşünceyi ortaya koyan bir kavramı yansıtır."

*

Suphi Saatçi ağabeyin hediye ettiği İhsan Sıddık Vasfi'nin yapıtındaki Kerkük Türklerine ait deyimler ve atasözlerinden bir sonraki yazımızda
bahsedeceğiz.

Esen kalın.




HAKKINDA YAZILANLAR

Kerkük'ten deyimler ve atasözleri
Hüdavendigar Onur
Dokuz Sütun, 7 Aralık 2020

"Yıllar boyunca çoğunu Irak Türkleri ağzından derleyerek bir araya topladığımız, ayrıca bir çok yetkili kaynaklardan yararlanarak anlamlarını kolay bir dille yazdığımız deyim ve atasözlerini bu kitapta sunmakla mutluyuz. Bunlardan başka, toplanmaya değer birçok deyim ve atasözünün bulunduğu şüphesizdir."

Yukarıdaki sözler, Irak Türklerinden Kerküklü İhsan Sıddık Vasfî'ye ait. Vasfî'nin kaleme aldığı "Irak Türkleri'nde Deyimler ve Atasözleri" adlı kitabın sunuş yazısında, daha önce bu konuda yazılmış çalışmalardan bahsediliyor. Kerküklü şair Dede Hicri'nin "Durub-i Emsal" adlı şiirinde atasözlerinin işlendiği belirtiliyor. Örnek
olarak şiirden birkaç mısranın kitaba alındığı görülüyor. Sonra Irak Türklerinde söylenen atasözleri üzerine çıkan iki yapıtın adı
veriliyor. Bunlar:

"1- Avukat Ata Terzibaşı'nın 'Kerkük Eskilersözü'

2- Şakir S. Sabit'in "Kerkük'te Hayatı İçtimaiye" (Sosyal Hayat).

Ayrıca, Gazanfer Paşayef tarafından "Irak Kerkük Atalar Sözleri"
adıyla Bakü'de 1979'da yayımlanan bir yapıt anımsatılıyor.

Biz, Vasfî'nin kitabından bazı deyim ve atasözlerini köşemize alacağız.




Deyimler

Abdest bozmak: Ayak yoluna gitmek

Acınnan (açlıktan) köpük kusmak: Açlıktan çok perişan olmak

Aç gözlü: Doymayan.

Adam yerine koymak: Adam sayarak ona göre karşılamak.

Adı Haraba (kötüye) çıkmak: Fena bir insan diye tanınmak.

Adı batsın: Defolsun, ortadan kaybolsun.

Hatırını kırmak: Gönlünü incitmek.

Şeytana külah biçer.

Tahtası şaş: Dengesiz, aptal.

Havada bulut var: Durum sakıncalıdır 'uyarı'

Hiçe saymak: Hiç önem vermemek

Hoş beş etmek: Ağırlamak ve sohbet etmek.

İller boyunca: Yıllarca, yıllar yılı.

İş adamı: İş başaran kimse.

İş kızgın-sıcak iken: Sıcağı sıcağına, zaman geçmeden.

İnce yel: Hafif rüzgâr.

İmanı gevremek: Çok sıkıntı ve güçlük çekmek, zor duruma düşüp yorulmak.




Atasözleri

Ac aman bilmez, uşağ (çocuk) zaman bilmez.

Ac gözlünün karnı toh olu (doyar) göz toh olmaz (doymaz)

Acele işe şeytan karışı (...şır)

Adamın adı haraba (kötüye) çıkacağına canı çıksın.

Ağaç (dayak, değnek) cennetten çıkıp (çıkmış)

Ağaç yaş iken eğili (...lir)

At almadan ahır yapılmaz.

Arkadaş dem (zor) günde gerek.

Ayaklar nece varsın gevil (gönül) varmayan yere

Ayıpsız dost isteyen dostsuz kalı (r)

Balığa bıçak yoktur.

Ecel geldi cihana, baş ağrığı mahana (ağrısı bahane)

El elden üstündü (...dür)

Eski pambuğ (pamuk) bez olmaz, eski düşman dost olmaz

Derdini sahlıyan (saklayan) derman bulmaz

Doğru haberi uşağtan (çocuktan) al

Tek elin sesi çıhmaz (çıkmaz)

Ürüyen köpek dişlemez (ısırmaz)

Yalğuzluk (yalnızlık) Allah'a gelip (özgüdür)

Gavur ekmeği yen (yiyen) gavur kilinci atar (kılıcı çalar)

Geçmişe -geçene- mazı diyeler (derler)




www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)