Nezahat Onbaşı
İstiklal Madalyalı İlk Asker


İstiklal Savaşı Gazisi


asker


Nezahet Baysel




1909 yılında Erzurum'da doğdu. Küçük yaşta annesini kaybetti. Babası 70. Alay Komutanı Hafız Halit Bey 8 yaşındaki kızı Nezahat'ı kimseye bırakamadı. Subaylık görevi sırasında yanına aldı.

Küçük Nezahat, Çanakkale cephesinde savaş ortamına alıştı. Alay İzmit'e taşındığında eğitimlere katıldı. Mükemmel bir şekilde at binmesini ve silah kullanmasını öğrendi. 12 yaşında "onbaşı" rütbesini aldı.

Nezahat Onbaşı, babasının yanında cepheden cepheye gitti. Çarpışmalara girdi ve 100'den fazla düşman askeri öldürdü.

30 Ocak 1921 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin İstiklal Madalyası'yla ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşıdır.

Bu öneri TBMM’de coşkuyla kabul edildi. Ancak Kurtuluş Savaşı’nın yoğunluğu içinde işleme konulamadı. Daha sonra da kararın yerine getirilmesi unutuldu. Kendisi hiçbir zaman "Madalyamı verin!" talebinde bulunmadı.

Karardan 65 yıl sonra 78 yaşında bir nine iken TBMM’nin “Şükran Belgesi’ne” kavuştu. Bu duygulu anlarda gözyaşlarını tutamadı.

24 Eylül 1994 tarihinde İstanbul Üsküdar'da vefat etti. Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.




HAKKINDA YAZILANLAR

İstiklal Madalyalı Kadın: Nezahat Onbaşı

Nezahat Onbaşı 30 Ocak 1921 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin İstiklal Madalyasıyla ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşıdır.

Bursa Milletvekili Operatör Emin (Erkul) Bey'in konuyla ilgili önergesi şöyledir: "Büyük Millet Meclisi Riyâsetine, Muhtelif cephelerde, bilhassa son Gördes ve İnönü muhârebelerinde bilfiil çarpışmalara katılan ve her an askerleri teşcî eden 70. Alay Kumandanı Hâfız Hâlid Bey'in kerîmesi (kızı) 12 yaşlarındaki Nezahat Hanım'a ilk İstiklâl Madalyası'nın verilmesini teklif ve bu teklifin hey'et-i umumiyenin tasdikine arz edilmesini ricâ ederim."




HABER

Nezahet Nine'nin madalyası torununa verildi
31 Ekim 2013

Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarından Nezahet Baysel'in İstiklal Madalyası 92 yıl sonra torunu Gizem Ünaldı'ya verildi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, törende yaptığı konuşmada, Nezahet Baysel'i "cesur bir Anadolu kadını" olarak niteleyerek, "Bir borcumuz vardı. Gecikerek de olsa onu yerine getirmemiz gerekti. Bunun için milletimizden özür diliyorum. Merhum Baysel kalbimizde, gönlümüzde büyük bir kahraman ama bunu resmileştirmekte biraz geciktik. Bu da bizim kusurumuz, ayıbımız" dedi.

TBMM'nin 30 Ocak 1921 tarihli oturumunda İstiklal Madalyası verilmesi kararlaştırılan ilk kişinin Baysel olduğunu ifade eden Çiçek, ancak o hengameli günlerde bunun işleme konulamadığını ve Baysel'in madalyasını alamadan 1993 yılında Hakkın rahmetine kavuştuğunu, hayattayken de hiçbir zaman "madalyamı verin" talebinde bulunmadığını söyledi.

Bugün merhum Nezahet Baysel'in 95 bin 262'nci İstiklal Madalyası sahibi olarak tarihte hak ettiği yere resmi olarak kaydedilmiş olacağını belirten Çiçek, şöyle konuştu:

"Bu rakama bakarsanız nasıl bir coğrafyada yaşadığımızın hepimizin farkında olması lazım. Bugünkü nesiller olarak bazen hırs aklımızın önüne geçiyor. Kuru kavgalarla, çekişmelerle, tartışmalarla nasıl bir vatanda yaşadığımızın farkında olmuyoruz. Belki zaman zaman minnet ve şükran duygularımızı ifade etmekte geç kalıyoruz. Bilelim ki bu rakam, bu coğrafyanın sıradan bır coğrafya, sıradan bir vatan olmadığının en kesin ve net kanıtıdır."

ÇİÇEK, MADALYAYI NEZAHET BAYSEL'İN TORUNUNUN KIZINA TAKTI

Çiçek daha sonra Milli Savunma Bakanı İsmet Özel ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile birlikte Nezahet Baysel'in torunu Şebnem Üçok'un kızı Gizem Ünaldı'ya Baysel'in İstiklal Madalyası'nı taktı. Törene Üçok'un diğer kızı Didem Ünaldı da katıldı.

Gizem Ünaldı madalyayı aldıktan sonra yaptığı konuşmada, "92 yıl sonra birtakım bürokratik engellere takılmasına rağmen bu gururlu günü bize yaşatan ve İstiklal Madalyası'nı almamıza vesile olan herkese çok teşekkür ediyoruz.

Cumhuriyetin 90. yılında bu gurur verici olaya şahit olabilmek ve torunları olarak bu madalyayı taşımak çok onur verici. Herkese, özellikle de devlet büyüklerimize teşekkür ediyorum" dedi.








www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)