İdrisi  Bitlisi
Osmanlı Devlet Adamı



Bitlis’te doğdu. 1452 - 1457 tarihleri arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Hüsameddin Ali Bitlisi, alim ve faziletli bir şeyhti. Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan’ın divanında uzun zaman nişancılık yaptı.

İdrisi Bitlisi ilk ilim tahsilini babasından yaptı. Çeşitli alimlerden de ilim tahsil etti. 1490 senesine kadar Uzun Hasan’ın oğlu Yakup Bey’in divan hizmetinde bulundu. Osmanlı Sultanı İkinci Beyazıt Han tarafından İstanbul’a davet edildi.

Bu sırada Şah İsmail fitnesine “Mezheb-i na-hak” (Batıl Mezheb) diye tarih düşürdü. Şah İsmail bunu duydu. Keskin zekası ile Şah İsmail’e çok güzel cevaplar vererek zulmünden kurtuldu. Hizmetine girmesi için yaptığı teklifi reddetti. Osmanlı ülkesine gitti.

Sultan İkinci Beyazıt Han ona mühim vazifeler verdi. Arap ve Acem kazaskerliğine tayin etti ve ondan bir Osmanlı tarihi yazmasını istedi. O da bu emre uyarak Farsça manzum 80 bin beyitlik Heşt-Behişt adında bir eser yazdı.

Yavuz Sultan Selim Han’ın da hizmetinde bulundu. Çaldıran Seferi'nde bulundu. Sultan Selim namına bütün Doğu Anadolu bölgesini ve Mardin’i fethetti. Urfa ve Musul’un fethinde mühim rol oynadı. Bölgenin iç işlerini düzenledi. Mısır Seferi'ne de katıldı.

Nesir ve nazımda güçlü bir kaleme sahipti. Eserlerini Arapça ve Farsça yazdı.

Yaşadığı asrın ileri gelen alimlerinden olan İdrisi Bitlisi’nin sohbetlerine padişahlar, devlet ileri gelenleri büyük ilgi gösterirlerdi. Bir müddet Yavuz Sultan Selim Han’ın sohbet arkadaşlığını yaptı.

1520 (H.926) yılında Yavuz Sultan Selim Han’ın vefat ettiği yıl vefat etti. Eyyub Sultan’da Bülbül Deresi tarafında defnedildi.

ESERLERİ:

1 - Heşt Behişt
2 - Selim - Name:
3 - Risâle-i Hazâniyye
4 - Risâletü’l-İbâ an Mevâki’i’l-Vebâ
5 - Tercüme-i Hayâtü’l-Hayavan
6 - Risâle-i Bahâriyye Yâ Râbi’a’l-Ebrar:
7 - Risâle-i fi’n-Nefs
8 - Şerh-i Haşiye-i Tecrid
9 - Münâzara-i Işk bâ Akl
10 - Râfizilere Reddiye
11 - Kenzü’l-Hafi fi Beyâni Makamati’s-Sûf
12 - Mir’ât’l - Uşşak
13 - Tuhfe-i Dergâh-ı Âli
14 - Şerhu Fusûsi’l-Hikem
15 - Hakku’l-Musin fi Şedhi Hakki’l-Yakin
16 - Şerhu’l-Hamriyye
17 - Şerh-i Manzume-i Gülşen-i Raz
18 - Kanun-i Şahenşâh
19 - Mir’atü’l-Cemal
20 - Münâzarâtü’s-Savm ve’l-iyd
21 - Tercüme ve Tefsir-i Hadis-i Erba’in
22 - Şerhu Esrâri’s-Savm min Şerhi Esrâri’l-İbadin
23 - Risâle Der İbâhat-ı Ağâni
24 - Tercüme ve Nazm-ı Hadis-i Erba’in
25 - Hâşiye alâ Tefsir-i Beyzâvi
26 - Kasâid ve Münşa’ât ve Müraselât
27 - Mecmu’a-ı Münşa’ât
28 - El-Münşa’ât




AİLE

Mevlana Hüsameddin Ali-ül Bitlisi’nin oğlu, Ebul Fadl Mehmet Efendi'nin babasıdır.




HAKKINDA YAZILANLAR

Kutlu Müderris İdris-i Bitlisi
Prof.Dr. Mehmet Bayraktar
Biyografi Net Yayınları

Doğu ve Güneydoğu'nun bazı illeri, merkezi İran olan Safevi Devleti'nin işgali altındaydı. 1514 tarihinde yapılan Çaldıran Savaşı'nda Safevi ordusu büyük bir yenilgiye uğradı.

İdris-i Bitlisi, Çaldıran Zaferi'nden yeni dönen Yavuz Sultan Selim'e, Doğu ve Güneydoğu halkının ve eşrafının Osmanlı hakimiyetine girme isteğini bildirdi, isteği olumlu karşılayan Yavuz Sultan Selim, İdris-i Bitlisi'yi bu işle görevlendirdi. Yavuz Sultan Selim'den bölge ileri gelenlerine hitaben yazılmış Emirnameler alan İdris-i Bitlisi, bölgenin Osmanlı egemenliğine girmesini sağladı.

Bu karardan sonra Osmanlı Ordusu, Safevi baskısı altındaki Diyarbakır ve Mardin'i ele geçirerek, bölge halkını esenliğe kavuşturdu.




HAKKINDA YAZILANLAR

Mevlâna Hakîmüddin İdris-i Bitlisî
M. Törehan Serdar
Ötüken Neşriyat

İdris-i Bitlisî, Yavuz Sultan Selîm gibi tâvizsiz bir cihan pâdişahının dostluk ve güvenini kazanmış büyük bir şahsiyettir. Şah İsmail’in inanç ve siyaset olarak ortaya koyduğu tehlikeyi Yavuz Sultan Selim gibi İdris-i Bitlisî de önceden fark etmiş, bu iki büyük siyasi güç arasındaki hâkimiyet mücadelesinin çekişme sahasındaki 25 Kürt beyinin kendi rızalarıyla Osmanlı’ya bağlanmalarını sağlamış, böylece Anadolu’daki Müslüman Türk Birliği daha fazla tehlikeye girmeden, İdris’in ilmî ve siyasî yol göstericiliği sayesinde sağlanmıştır. Kısacası Bitlisli İdris, bugünkü ülke coğrafyasının “vatan”laşmasında, “bayrağı bir, Kitab’ı bir, ülkesi bir, menfaati bir” bir topluluk haline gelmesinde hem ilmî kişiliği, hem siyasî rehberliğiyle unutulmaz hizmetler vermiştir. Yavuz ve İdris’in Anadolu’nun doğusunda sağladığı bu 5 asırlık yapı, ülkenin dostları tarafından takdir ve hayranlıkla karşılanmakta, başka emeller besleyenler tarafından ise yadırganmakta, bu iki mümtaz şahsiyet hedef haline getirilmektedir.

Bu kitap, allâme Bitlisli İdris’imizin yeni nesillerce tanınması maksadıyla kaleme alınmıştır.






HAKKINDA YAZILANLAR

İDRİSİ BİTLİSİ HAKKINDA

İdrisi Bitlisi, Mevlana Hüsameddin Ali-ül Bitlisi’nin oğlu, Ebul Fadl Mehmet Efendi'nin babasıdır. Bitlis’te doğmuştur. Bundan dolayı kendisine “İdrisi Bitlisi” veya “Bitlisli İdris” denir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 1452 - 1457 tarihleri arasında doğduğu tahmin edilmektedir.

Esas ismi İdris’tir. Tam künyesi; Mevlana Hakimeddin İdris Mevlana Hüsameddin Ali-ül Bitlisi’dir. Kendileri Mevlana - Hakimeddin lakaplarıyla anılmış, bazı kaynaklarda ise Kemaleddin lakabı kullanılmıştır. Babası gibi bir süre Akkoyunlu Devleti'ne hizmet etmiştir. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın vefatı üzerine Oğlu Yakup Bey, 1478 tarihinde hükümdar olarak Akkoyunlu tahtına oturmuştur. Bu tarihten hemen sonra Mevlana İdris, Yakup Bey'in sarayına divan katibi olarak girmiştir. Yakup Bey'le beraber yanında Azerbaycan’dan Erran’a kadar bir seyahat yapmış ve “Risâle-i Hazâniyye” isimli eserini yazmıştır. Bu eser, bu seyahatle ilgilidir. Mevlana İdris, Akkoyunlu sarayında hükümdar çocuklarına lalalık yapmıştır. Bu durumdan dolayı Hoca Saadettin, İdrisi Bitlisi’yi “Kutlu Müderris” olarak övmüştür.

Osmanlı Sultanı II. Bayezid 1485 yılında Memluklulara karşı büyük bir başarı elde etmişti. Bu başarısından dolayı Akkoyunlu Hükümdarı Yakup Bey, II. Bayezid’e bir tebrik-name göndermiş ve İdrisi Bitlisi’nin kaleme almasını istemiştir. Mevlana İdris yazdığı bu tebrik-namede her türlü edebi ve diplomatik hüneri göstermiştir. Bu olaydan sonra İdrisi Bitlisi, hem Yakup Beyin ve hem de II. Bayezid’in sevgi ve büyük teveccühlerini kazanmıştır. Daha önce yazdığı tebrik-nameden etkilenen II. Bayezid, İdrisi Bitlisi’yi sarayına davet etmişti. Şah İsmail’in bu hareketlerinden hoşlanmayan İdris, daha önce aldığı davete icap ederek İstanbul’a, II. Bayezid’in yanına gitmeye karar vermiştir. Tebriz’den ayrılıp Osmanlı sarayına gelen İdris’i, Sultan II. Bayezid çok güzel bir şekilde saygı ve hürmetle karşılamıştır. Kendilerini sarayına almış, hediyeler vererek maaş bağlamıştır. Yavuz Dönemi, İdrisi Bitlisi’nin en çok rağbet gördüğü dönemdir. İdrisi Bitlisi bu dönemde Osmanlı siyasetinde aktif bir rol üstlenmiştir. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim ile beraber Şah İsmail’e karşı Çaldıran Savaşına katılmış, hatta savaştan sonra Tebriz’de bir süre daha kalarak halkı Osmanlı yönetimine bağlamaya çalışmıştır. Tebriz’deki Ulu Cami'de halka vaiz ve nasihatlerde bulunmuş, Tebriz’de kurulan karakol ve gözlemci kuvvetlere komutanlık yapmıştır. Çaldıran Savaşı'ndan sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu vilayetlerinin Osmanlı yönetimine geçmesi için görevlendirilmiştir. İdris’in buradaki başarılardan dolayı Yavuz Sultan Selim, Bitlisli İdris’i mükafatlandırmıştır. Kendilerine bir ferman göndererek, Diyarbakır bölgesini kendisine vermiş, ayrıca 1516 yılında Yavuz tarafından ihdas edilen ve merkezi Diyarbakır olan Arap Kazaskerliği rütbesiyle İdrisi Bitlisi'yi ödüllendirmiştir. Böylece Bitlisli İdris, Osmanlı'nın en büyük rütbesi olan Kazaskerlik rütbesi ile taltif edilmiştir. Bununla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun yönetimi İdrisi Bitlisi’ye verilmiştir.

İdrisi Bitlisi bu işlerle de yetinmeyerek, Yavuz Sultan Selim’in Memlûklular'e karşı verdiği siyasette de başarılar elde etmiştir. Öncelikle Musul ve Urfa’nın Memlûklular'dan alınarak Osmanlı topraklarına katılmasını sağlamıştır. Daha sonra Yavuz Sultan Selim’in Suriye ve Mısır seferlerine katılarak 1516 ve 1517 yıllarındaki Ridaniye ve Mercidabık Savaşlarına Sultan ile beraber katılmıştır. Mısır’ın fethinden sonra bu ülkenin nasıl idare edileceği hususunda görüşlerini Yavuz’a anlatmış ve Yavuz tarafından takdirle karşılanmıştır. Nitekim Mısır’ın idare edilmesinde İdris’in görüşleri temel alınmıştır. İdrisi Bitlisi, yirmi yıldan fazla bir süre Osmanlı Devleti'ne hizmet etmiştir. Mevlana İdrisi Bitlisi, ömrünün son yıllarını İstanbul’da ilmi çalışmalara ve eser yazmaya ayırmıştır. 12 Kasım 1520 yılında İstanbul’da, Yavuz Sultan Selim’in vefatından kısa bir süre sonra hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bütün kaynaklar ölüm yerinin İstanbul olduğunda birleşmiş, ancak ölüm tarihi hakkında farklı tarihler ileri sürmüşlerdir. Mevlana İdrisi Bitlisi’nin 65 - 70 yıl yaşadığı sanılmaktadır. İdrisi Bitlisi’nin mezarı, bugünkü Eyüp semtinde kendi adıyla anılan “İdris Köşkü” ve İdris Çeşmesi” denilen yerde muhterem hanımları Zeynep Hatun tarafından vakfederek yaptırdığı mescidin bahçesindedir.









www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)