Oğuz Aral
karikatürist



1936 yılında İstanbul'un Silivri ilçesinde doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin üçüncü sınıfından ayrıldı. 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başladı. Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yöneticisi oldu. Daha sonra Avni dergisini çıkardı. Gırgır dergisinin tirajını 300 binin üzerine çıkarttı. Avrupa'nın üçüncü büyük mizah dergisi durumuna getirdi.

Avanak Avni tiplemesini çizdi. Hayk Mammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanındı. Karikatürleri ve 'Huysuz İhtiyar' başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlandı. Tiyatro, müzik ve sinema konularında çalışmaları oldu. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergiledi.

Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adlı çizgi filmleri hazırladı.

26 Temmuz 2004 tarihinde Bodrum'da vefat etti.




AİLE-AYRINTI

Oğuz Aral, Yazar İnci Aral ve karikatürist Tekin Aral'ın ağabeyidir.




HABER

Ölürken bile güldürdü
YAŞAR ANTER Bodrum DHA

Büyük mizah ustası Oğuz Aral, fenalaşınca, kendisini sedyeyle taşıyan doktor ve sağlık görevlileriyle "Çocuklar, ihale size kaldı galiba" diyerek şakalaştı...

Kalbine yenilen Türk mizahının büyük ustası Oğuz Aral (68), yaşamının son saatlerinde bile espri yapmayı bırakmadı, doktoruyla, sağlık görevlileriyle şakalaştı.

Hürriyet gazetesinde 9 yıldır karikatür çizen ve yazı yazan Aral, bir haftalık tatil için gittiği Torba Kervansaray Otel'de 25 Temmuz'da saat 17.30 sıralarında fenalaştı ve kafeterya görevlilerinden yardım istedi. Otelin doktorunun müdahale ettiği Aral'ın tansiyonu düştü. Zaman zaman bilincini yitiren Aral, kendine gelmesi için "Nerelisiniz, iyi misiniz?" diye soran doktora, "İstanbulluyum ama içinden" yanıtı verdi. Bu sırada Özel Bodrum Hastanesi'nin ambulansı da otele geldi.

'Şapkam sende kalsın'

Başına toplananlara "Rahatsız olmayın, tatilinizi yapın" diyen Aral, kendisini sedyeyle taşıyan doktor ve sağlık görevlilerine de "Çocuklar kusura bakmayın, ihale size kaldı galiba. Aman ne olur çevreye hissettirmeyin. Doktorum, şapkam da sende hatıra olarak kalabilir" dedi.

Çevresine sürekli "Rahatsız ettiğim için özür dilerim" diyen Aral, Özel Bodrum Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. Kardiyolog Dr. Zeki Yurtseven'in müdahale ettiği Aral, önceki akşam 20.35 sıralarında yaşamını yitirdi. Karaciğer, böbrek ve tansiyon şikâyeti bulunan Aral'ın, "çoklu organ yetmezliği" nedeniyle öldüğü tespit edildi.
Otel doktoru Serkan Kocakuşak, "İlk müdahalede durumu çok ağırdı. Buna rağmen sorularımıza esprilerle yanıt veriyordu" diye konuştu.

Aral'ı yarın uğurlayacağız

Utanmaz Adam ile Avanak Avni tiplerinin yaratıcısı ve Gırgır'ın kurucusu Oğuz Aral'ın cenazesi, teyzesinin oğlu Teoman Ermete tarafından Özel Bodrum Hastanesi'nden alındı. Cenaze, ambulansla THY'nin 16.25 uçağıyla İstanbul'a götürüldü. Ermete, "Acımız sonsuz. Oğuz Aral'ın cenazesini İstanbul'da perşembe günü (yarın) toprağa vereceğiz" dedi.



HABER

Türk halkına mizahı sevdirdi
GÜLAY FIRAT

Bodrum'da önceki gün 68 yaşında yaşama veda eden Türk karikatürünün duayeni Oğuz Aral'ı yetiştirdiği öğrencileri anlattı:

Latif Demirci: Yanında işe başladığımda yaşım 15'ti. 15 yıl birlikte çalıştık. Bugünün başarılı birçok karikatüristi onun elinden geçti. Gırgır'ı çıkarttı, Türk halkına mizahı sevdirdi. Duygularını belli etmez ama yetiştirdiği kişilerin başarısından hayli keyif alırdı.

Hasan Kaçan: Aral benim babamdı. Çünkü ortaokulda rahmetli babam beni ona emanet etti. Bize hem babalık hem ustalık yaptı. En büyük özelliği, babalığı ve ustalığıdır. Türkiye gündemindeki birçok insanı o yetiştirdi. Kendisi de tiyatrocu ve pandomimciydi. Türkiye'nin en iyi saz çalan insanlarından biriydi. Orta halli insanların çocuklarıydık, bizleri yetiştirip sanat dünyasına kazandırdı.

Hep yaşayacak

Ergun Gündüz: Gençlik yllarım ailemden çok Aral ile geçti. Babamız oldu. Çok iyi bir eğitmendi. Birçok başarılı öğrencisi oldu. Onun yetiştirdiği insanlar hâlâ üretmeye devam ettiği için sonsuza dek yaşayacak.




HAKKINDA YAZILANLAR

Huysuz olmasa tatsız tuzsuz olurdu
TUFAN TÜRENÇ
Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi

O, pırıl pırıl, kırılgan, sevecen yürekli biridir. İnsan sevgisiyle dopdoludur ama insanlardan kaçar. Yalnızlığın derinliklerinde mizah yaratıcılığını doruklara çıkaran biridir o.

Uzun bir boy, boğazına düşkünlüğünün tersine inceye yakın bir yapı, saçsız geniş bir alnın hemen altında kalın çerçeveli ve kalın camlı bir gözlüğün gerisine saklanmış gibi uzun ama hafif gerdanlı bir yüz...

O yüzü anlamlaştıran, çevresini radar gibi sürekli süzerek tarayan ve yakaladığı inanılmaz ayrıntıları saptayarak belleğine bir fotoğraf gibi işleyen bir çift göz.

Biraz alaycı ince dudaklar, hemen onları örten gelişigüzel bırakılmış savruk, alabildiğine özgür bıyıklar.

İnsanı tedirgin edecek kadar haşin, affetmesiz havası veren bir eda ve ona tam uyum sağlayan bir ses tonu.

Dış görünüme bakarsanız kolayca yanaşıp ahbap olabileceğiniz bir tip değildir Oğuz Aral.

Ama ya onun gerisindeki kişi? O usta... Kimdir o?

O, pırıl pırıl, kırılgan, sevecen yürekli biridir. İnsan sevgisiyle dopdoludur ama insanlardan kaçar. Yalnızlığın derinliklerinde mizah yaratıcılığını doruklara çıkaran biridir o.

O anlaşılması güç bir sanatçıdır. O Oğuz Aral'dır. Onu benim diyen babayiğit bulup çıkaramaz daldığı derinliklerden. Ona sokulamaz, onunla bütünleşemez. Onun büyüsü bir başkadır. Onu kimse kolay kolay çözemez.

Çözmeyi başaran da onun dünyasındaki mutluluğu tattığı zaman gerçek yaşamın sırlarını öğrenir.

Oğuz Aral bizim yokuşun su katılmamış emekçilerinden biridir. Yıllar boyunca bıkmadan uzanmadan çizerek ekmeğini kazanmıştır.

Bir sürü genç karikatürcüyü yetiştirmiş, dünyanın en büyük mizah dergilerinden biri haline getirdiği Gırgır'ı kurmuş ve yaşatmıştır.

Oğuz usta salt bir çizer değildir. O kalemini hem çizgide, hem de yazımda aynı ustalıkla kullanabilen olağanüstü yeteneklerden biridir.

O sokağı çizer, sokağı konuşturur, oranın yaşamını, orada yaşayan insanların esprilerini, duygularını, coşkularını, üzüntülerini dile getiren güldürü felsefesini yaratır.

Hem güldürür, hem düşündürür, hem de halkın eğilimini yansıtır. Oğuz Aral gerçek tanımıyla bir halk filozufudur.

Mizah zor iştir. Hele hem çizmek, hem yazmak... Daha büyük bir birikim, güçlü bir gözlem ve sınırsız bir yaratıcılık gerektirir.

Her sanatçı gibi Oğuz Aral da alıngandır. Kendisiyle ilgilenilmesini ister. Bu yapılmazsa kırılır, hatta küser.

Bunlar birer zaaf değil, iyi bir sanatçıda olması gereken önemli ayrıcalıklardır. Vurdumduymaz bir kişilik hiçbir zaman sanatçı olamaz.

Çünkü o yapıda bir insan duygu adamı değildir. Oysa sanatçılık baştan sona duygu yumağı olmayı gerektirir.

Yazılarına başlık olarak koyduğu ‘‘Huysuz İhtiyar’’ başlığını kendi koymuştur. Doğrudur.

Ama Oğuz Aral'ın huysuzluğu tatlıdır ve ona yakışır. Huysuzluk yapmayan bir Oğuz Aral sanırım tatsız tuzsuz bir insan olurdu.





www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)