|
Köroğlu .
halk kahramanı
şair
16. Yüzyıl'ın sonlarında Anadolu’da şöhret kazandı. Asıl adı Ruşen Ali'dir.
Bolu'da Köroğlu diye şöhret kazanmış bir Celali eşkıyasıyken Özdemiroğlu Osman Paşa ile İran Seferi’ne katıldı.
İran Seferi’ne katılışı sebebiyle Köroğlu’nun şöhreti daha çok Doğu Anadolu bölgesinde yayıldı.
Doğu illeri halkı, onu dağ başında yaşayan, zulmeden zenginlerin mallarını fakirlere dağıtan bir kahraman olarak yorumladı.
Köroğlu sazıyla bir taraftan kahramanlık şiirleri, öte yandan aşk şiirleri söyleyen bir halk şairidir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Köroğlu Hakkında
Ünlü bir destana konu olmuş bir halk kahramanıdır. Bu isimde XVI. yüzyılda yaşamış bir halk şairi de vardır. Ama tarihî kişiliği bilinemeyen, asıl Köroğlu, XVII. yüzyılda Bolu havalisinde yaşamış, sonradan ünü bütün Anadolu'ya yayılmıştır. Babası da Bolu beyi tarafından gözlerine mil çektirilerek cezalandırıldığı için Köroğlu diye tanınmıştır. Zulme karşı ayaklanarak halkın hakkını koruması, onu destansı bir kahraman haline getirir.
XVII. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde merkeze bağlı olmayan teşkilâtın iyice meydana çıktığı, buna karşılık, saraya bağlı, sadrâzama bağlı beylerin, valilerin de yer yer başlarına buyruk olarak halka zulmedebildikleri bir devirdir.
İşte böyle bir devirde Bolu Beyi Süleyman Bey, kendisine bunca yıl hizmet etmiş seyislerinden birine fena halde kızarak gözlerine mil çekilmesini emretmişti. Bolu Bey'i son derece katı yürekli, zalim bir adamdı. Her ne kadar kendisini sevenler araya girdilerse de dediğinden dönmedi. Buyruğunu vaktinde yerine getirmemiş olan zavallı seyisin gözleri kör edildi ve sıska bir ata bindirilerek kaleden dışarı atıldı.
Yaralı seyis at sırtında yolda kalınca sesini çok iyi tanıyan atının kulağına eğildi ve:
– Dünya bana zindan oldu, beni köyüme götür... dedi.
Az gittiler, uz gittiler, dere tepe düz gittiler, sonunda seyisin köyüne vardılar. Uzaktan at sırtında yığılı babacığının geldiğini gören on beş yaşındaki oğlu, ermiş yetmiş bir insan gibi onun ıstırabını anladı, koşup attan indirdi, anasının yanına getirdi. Seyis olanları “Hal ve keyfiyet böyle böyle” diye bir bir anlattı, oğulcuğundan öcünün alınmasını vasiyet ederek oracıkta ruhunu teslim etti.
Köroğlu, on beş yaşında ata bindi. Babasına verilen kır at canlandı, sıskalığı gitti, şahbaz bir hayvan oldu. Köroğlu, atına atladığı gibi dağlara çıktı. Kılıç kuşandı. Babasının intikamını almak üzere ant içti. Yolda rastladığı bir çobanın sazını alarak terkisine asmıştı. Kime rastlasa hayvanını durdurur, sazını eline alır, tıngırdatarak Bolu Beyinin zulmünü anlatırdı.
Her yerde aradığı bu zâlim adama günün birinde rastlayacağını biliyordu. Giderek hayvanı rüzgâr kesildi. Nerede bir yolsuzluk olsa köylü Köroğlu'na haber salardı. O da gelir, ortalığı düzene kordu.
Bir gün Çamlıbel'de konaklamıştı. Bir kervancının, yolcularından bir genç adamı soyup döverek uçuruma attığını gördü. Bir kılıçta kervancının başını uçurdu. Öteki adamlar kendisine hayır dua ettiler. Uçurumdan çıkardığı genç yolcu ise:
“Hayatımı kurtardın, gayri ben senin kulun kölenim” dedi. Köroğlu onun adının Ayvaz olduğunu, kervanın da Bolu, Beyine yük götürdüğünü öğrenince Ayvaz'ı yanına aldı. Beraber yola çıktılar.
Bir Köroğlu, bir Ayvaz, etrafı kasıp kavuran, fakir köylüyü haraca kesen zâlim Bolu Bey'ini bulmaya çıktılar. Şehre yaklaştıkları sırada bir kale vardı. Sabahın bir vaktinde kale mazgallarından hazin bir şarkı duydular. Bu şarkıyla bir genç kız kendisinin Bolu Beyi'nin kızı olduğunu, babasının sırf kimseyi sevmesin diye kendisini oraya kapadığını göz yaşları içinde anlatıyordu. Köroğlu sazı eline aldı, kıza sabırlı olmasını, dönüşte kendisini kurtaracağını söyledi.
Bolu'ya vardıklarında büyük bir alana halk toplanmıştı. Şenlikler yapılıyordu. Köroğlu elbise değiştirerek pehlivanlar arasına katıldı. Bir bir hepsini alt etti. Sonunda Bolu Bey'i huzuruna çağırttı onu ve:
– Bre pehlivan, sen kimsin? Seni muhafızlarıma bey yaptım...dedi.
Köroğlu da: “İşte ben o gözlerini kör ettirdiğin seyisin oğluyum” diyerek kılıcını çaldığı gibi herkesin dehşet dolu bakışları önünde Bolu beyinin kellesini uçurdu ve halkı bir zâlimden kurtardı.
Ondan sonra hemen Ayvaz'ı gönderip kaleden Beyin kızını getirdi. Allah'ın emri, Peygamber'in kavliyle kendine nikâhladı. O tarihten sonra Bolu Bey'i olarak halka adaletle muamele etti.
KÖROĞLU'NUN ŞİİRLERİ
Mert dayanır namert kaçar
Sesinin kuvveti, sözünün sağlamlığı ile birinci sınıf saz şairlerinden olduğu şu koçaklamasında açıkça görülmektedir:
Mert dayanır namert kaçar
Meydan gümbür gümbürlenir
Şahlar Şahı divan açar
Divan gümbür gümbürlenir
Yiğit kendini öğende
Oklar menzili döğende
Kılıç kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürlenir
Ok atılır kal’asından
Hak saklasın belasından
Köroğlu’nun narasından
Her yan gümbür gümbürlenir
Benden selam olsun Bolu Beyine
Benden selam olsun Bolu Beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
At kişnemesinden kargı sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu düşer mi eski şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevre dolup şalvar ıslanmalıdır
İlle mavili mavili
Kimisi pınar başında
Kimisi yolun dışında
Al giyen onbeş yaşında
İlle mavili mavili
Kimisi dağlarda gezer
Kimisi incisin dizer
Al giyen bağrımı ezer
İlle mavili mavili
Kimisi odun devşirir
Kimisi kahvesini pişirir
Al giyen aklım şaşırır
İlle mavili mavili
Köroğluyum derki’n olacak
Takdir yerini bulacak
Mavili benim olacak
İlle mavili mavili
AÇIKLAMA
Hayır, Koroğlu hakkında deyilenler yanlış fikirdir. Koroğlu on altıncı yüzyılda yaşamamışdır,on üçüncü yüzyılda yaşamışdır. Ben Koroğlunun kesin olarak kim olduğunu “Koroğlu sirri: efsaneden hakikate” adlı kitabımda açıklamışım. Bir çok sitelerde yayınlanmıştır.
Bu efsane Cengizhanın Harezme hücumu devrinin hatırasıdır. Moğallardan korkub kaçmış Harezmşahı tutuklamak için Cengizhan serkerdeleri Subuday bahadırla Cebe noyonu gönderiyor.
Ceyhun deryasını atların kuyruğundan tutarak geçen bu ceza destesi diger sahilde kuruya çıkarken halk sonralar deryadan çıkma atlar efsanesini yaratmıştır. Moğallar ceza destesine çambul diyorlardı.
Çin savaşında sağ gözünü kaybetmiş Subudaya bu yüzden “Çambullu Koroğlu” demişler.Bu söz sonralar Çamlıbel diye kale bildirmişdir.
Kırat ve Türata gelince,atlar koşarken yorulduklarında dinlenmelerine zaman kaybetmesinler diye Subuday emr etmişdi her asker ilave at götürsün.Bir at yorulunca digerine keçer ve boylece iki günlük yol bir günde gidilerdi. Bak bu ilave ata moğalca “Türat”,yani ilave,yedek at diyorlardı. Moğallar yaşadıkları çadırlarına “kır” diyorlardı, moğal atları küçük olduğu için o atlara Kırat,yani kırlarda yaşayanların atları diyorlardı…ve sair.
Subudayla Cebe ikice tümen askerle Ceyhun deryasını 1230-cu yıl 30 mayısta geçmişler, Koroğlu efsanesinin doğum tarihi budur.Deryadan çıktıktan sonra şahı kovalaya kovalaya tüm İrandan, İraktan, Güneyli-Kuzeyli Azerbaycandan geçmişler, hangı kalede bir gece,beş gece, on beş gece kalmışlarsa halk o kalelere Koroğlu kalesi demiştir.”Koroğlunun Ballıca seferi” tam real tarihi hadisedir,bu Çengizhanın Harezme hücumu zamanı Otrarın işğalidir. Otrarın hakimi tarihte Kair han olmuşdur, destanda ona Kara han diyorlar.
Destanda Koroğlunun neresinden Karahanın kulakları dağılır, tarihte ise böyledir ki,o esir götürüldüyünde Çengizhan emr ediyor ki, altun eritilsin onun kulaklarına dökülsün. Koroğlunun adı da Ruşen olmamıştır.
Ona Orta Asiya türkleri "Uruşan" demişler,cığatay türkcesiyle uruşan "Vuruşan" deməkdir. Sadece, "Uruşan" kelmesi zaman-zaman Ruşan,Ruşen olmuşdur. Türk kelmesi farsca "ışık" manasında Rovşan şekli almışdır. Mümkünse bu yazdıklarımı sitenizde veriniz.
Sayqı ve sevgilerle Mirza Hacıyev.Azerbaycan.
HABER
Köroğlu Destanı Unesco listesine alındı
9 Aralık 2015
Köroğlu Destanı, Türkmenistan'ın başvurusu doğrultusunda, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne alındı.
Tweetle Köroğlu Destanı, Türkmenistan'ın başvurusu doğrultusunda, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne alındı.
Haberler.com portalı bildirdiğine göre, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, UNESCO komitesinin Namibya'nın Windhoek kentinde yaptığı toplantıda, Köroğlu Destanı'nın kültür mirası listesine alındığını söyledi.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) önderliğinde Köroğlu'nun tüm Türk dünyasının ortak mirası olarak da UNESCO listesine alınması için ortak bir çaba yürütüldüğünü anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"İlk müjdemizi aldık. Türkmenistan'ın sunduğu dosya, kabul edildi ve Köroğlu Destanı, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne alındı. Adaletin ve yiğitliğin simgesi olan Köroğlu'nu anlatmak, bu efsaneyi tüm dünyaya duyurmak istiyoruz."
Yılmaz, Bolu Beyi'ne karşı halk ozanının mücadelesini anlatan destanın Türk dünyasını birleştiren çok önemli bir ortak değer olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Köroğlu, Anadolu'dan Türkmenistan'a, Azerbaycan'dan Kazakistan'a, Kırgızistan'dan Özbekistan'a Türklerin bulunduğu her coğrafyada destanlaşan bir şair ve bir halk ozanıdır. O kahramandır, şairdir, aşıktır ve yiğittir ama her şeyden önce bir onur abidesidir. Mazlumlar için kılıç vururken sazıyla hayatı bir bütün olarak yaşamayı başaran, ideali uğruna savaşanların aynı zamanda sanatla beslenen ince ruhlara sahip olduğunu gösteren bir kişidir. Köroğlu, Türk dünyasının ortak kahramanıdır."
www.biyografi.net (Binlerce Biyografi) |
|
|
|