Yılmaz Koçak
Karaşar, Ankara'nın Beypazarı ilçesine bağlı bir beldedir.

Ankara il merkezine 130 km, Beypazarı ilçesine 30 km uzaklıktadır.

Karaşar’ın ismini, erkeklerin başlarında siyah puşu, bellerinde Karaşal, bacaklarında siyah şalvar kullanmasından aldığı söylenir. Kadınların ise başlarında fes ve çember (abani), sırtlarında üç etekli entari ve bunu tamamlayan feymana, bellerinde tarabulu denilen şal kuşağı vardır.

Bu nedenle çevrede yöre insanının Karaşallılar lakabıyla anıldıkları, bu deyişin zamanla Karaşar’a dönüştüğü söylenmektedir.




HAKKINDA YAZILANLAR

Alevi-Sünni kardeşliğinin canlı tanığı: Karaşar
21 Aralık 2008

Alevi vatandaşları ilgilendiren talepler, son dönemin tartışma konularının başında geliyor. Bazı grupların 'çatışmacı' çıkışlarına rağmen, Anadolu, toplumsal uzlaşma ve hoşgörünün sembolleriyle dolu. Bunlardan biri de Ankara'nın hemen yanıbaşındaki Karaşar beldesi.

Cami derneğinin yaptırdığı cemevi ile gündeme gelen Karaşar'da, Alevi ve Sünniler arasında gıpta edilecek kardeşlik zemini oluşmuş. Alevilerin çoğunlukta olduğu beldede iki cami var. İnsanlar hem camide namazını kılıyor hem de cemevine giderek semaha katılıyor. Yeni cemevini, yöredeki Sünnilerin de bağışta bulunduğu cami derneği yaptırmış. Belde halkı, "Cami de bizim, cemevi de. Alevi de biziz, Sünni de. Bayrak da bizim Kur'an da. Bizi birbirimize düşürmek isteyenler başaramayacak." diyor.

Beypazarı'na bağlı Karaşar'ın ilk camisi yaklaşık 600 yıl önce yapılmış. Bu cami yetersiz kalınca Aleviler kendi arasında para toplayıp 1956 yılında ikinci camiyi inşa etmiş. Karaşar'a bağlı iki Sünni köy de, cemevinin inşası için önemli para yardımında bulunmuş. Yine kendi aralarında para toplayıp imamlara lojman yapmışlar. 5 vakit namazını kılıp Ramazan orucu tutanların sayısı hayli fazla. Namazın ardından cemevine gidenler hiç yadırganmıyor. Kasabanın imamlarını da cem merasimine çağırıyorlar; imam, 'mürşit'in yanına oturtuluyor. Mürşit, Türkçe dualar okuyor, imam Kur'an tilavet ediyor. "Gerçek Alevilik bizim yaşadığımız Aleviliktir." diyen Halil Çomak, Karaşar'ın mürşidi ve babası. Alevi olmalarına rağmen mürşitlerine 'dede' yerine, Bektaşiliğin Babagân koluna has bir unvan olan 'baba' diyorlar. Doğrudan Hacıbektaş Ocağı'na bağlılar.

Karaşarlıların çevredeki Sünni köylerle ilişkileri tam bir kardeşlik ve dayanışma timsali. Herkes birbirinin düğününe ve cenazesine gidiyor. Cami de cemevi de, dinin ve hayatın olağan iki unsuru. Belediye Başkanı Yılmaz Koçak, Cami ve Kültürevi Yaptırma Derneği Başkanı Mustafa Çayır ve mürşit Halil Çomak, son dönemlerde Aleviliği başka emellere alet etmek ve Alevi-Sünni ilişkisini germek isteyen çevrelere tepkili. "Burada herkes kardeşçe yaşar, her konuda birbirine yardım eder" diyor Başkan Koçak. Beldede birkaç yıl içinde 10 kadar ev yanmış. Halk kendi arasında para toplayıp yanan evlerin yerine yenisini yapıp döşemiş. Son nüfus sayımına göre 2 bin 187 kişinin yaşadığı Karaşar'da insanlar camiyi de cemevini de eşit şekilde kullanıyor. Başkan Koçak, "Cuma namazlarında camilerimiz dolar, cemlerimizde de cemevi insanları almaz, çoğu dışarda kalır." ifadesini kullanıyor.

Bir vefat olayında cenaze namazı camide kıldırılıp defin işleminden sonra cemaat cemevine gidiyor ve orada ölünün 'helallik aşı' yeniyor. Ardından 40. veya 52. günde yine cemevinde ölen kişi için zikir yapılıyor.

Nifak sokanlar rant peşinde

Yılmaz Koçak (Karaşar Belediye Başkanı): İnsanlar burada camiyi de cemevini de sahiplenmiştir. İnancımızda şeriatı olmayanın tarikatı olmaz, tarikatı olmayanın hakikatı olmaz. Önemli olan herkesin kardeşçe bir bayrak altında yaşamayı istemesidir. Alevi, Sünni, Kürt, Çerkes hepimiz biriz ve bütünüz. Nifakçıları aramızdan çıkarmamız lazım. Alevilik, Müslümanlıktır. Biz kardeşiz, dinimize de devletimize de bağlıyız. Bu bayrak altında birlikte yaşamaktan mutluluk duyuyoruz.

Cemevine Sünnilerden bağış

Mustafa Çayır (Cami ve Kültürevi Dernek Başkanı): Sorunları kendi aramızda hallederiz. Adliyelik bir olayımız da olmaz. Alevi-Sünni kardeşliğini baltalamaya çalışan insanlar belli kalıpla yetişmiş, bir dairenin içinde kalmıştır. Biz kimsenin, özellikle Sünni kardeşlerimizin aleyhinde tek laf etmeyiz. Komşu Sünni köylerden gelip, 'bu da cemevi için bizim katkımız olsun' diye epey bağışta bulunanlar oldu. Biz bir bütünüz. Sünni köylerden bizim cem törenlerimize gelen olur.

Hepimiz Müslüman'ız

Halil Çomak (Karaşar'ın mürşidi): Burada camiye de gidilir, cemevine de. Şeriat da bizim, tarikat da, cami de bizim, cemevi de. Namazını camide kılıp ceme gelmek garip karşılanmaz, doğaldır burada. Bazen televizyonda görüyoruz, neymiş efendim, Alevi köyünde cami olamazmış, cami yaptırmayızmış. Bunu hiçbir kitap kabul etmez. Hepimiz Müslüman'ız. Bizde politika yok, Alevi'yi Sünni'den, Sünni'yi Alevi'den ayırmayız.




www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)