Kazım Karabekir ( 1882)- (26.1.1948)
Doğu Cephesi Komutanı


asker, milletvekili


TBMM Eski Başkanı


yazar



1882 yılında İstanbul'da doğdu. Mehmet Emin Paşa'nın oğludur. İlköğrenimini İstanbul, Van, Harput ve Mekke'de tamamladı. 1896'da İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi'ni, 1899'da Kuleli Askeri İdadisi'ni, 1902'de Harbiye Mektebi'ni ve 1905'te de Erkân-ı Harbiye Mektebi'ni bitirerek yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı.

İki yıllık kıta stajını Manastır'da yaptı. İttihat ve Terakki'nin Manastır örgütünün kurulmasına katıldı. 1907'de kolağası (önyüzbaşı) rütbesi alarak, İstanbul Harbiye Mektebi, tabiye öğretmen vekilliğine atandı. İttihat ve Terakki İstanbul örgütünün kurulmasında görev aldı. 2.Meşrutiyet'ten sonra Edirne'de 2.Ordu 3.Fırka (tümen) kurmaylığına atandı.

31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu'nda görev aldı. 1910 Arnavutluk ayaklanmasının bastırılması harekatında çalıştı.

14 Nisan 1912'de binbaşılığa yükseldi. Balkan Savaşı'nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914'te yarbay rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesi harekâtıyla görevlendirildi.

Bir süre sonra İstanbul Kartal'da 14. Fırka komutanlığına atandı ve Çanakkale'ye gönderildi. Kerevizdere'de Fransızlar'a karşı üç ay savaştıktan sonra albaylığa yükseldi. Buradan İstanbul'da 1. Ordu erkân-ı harbiye başkanlığına atandı. Sonra Galiçya'ya gidecek ordunun ve ardından Mareşal Von der Goltz'un erkân-ı harbiye başkanlığına atanarak Irak'a gitti.

1916 yılında Kutül-Amare'yi kuşatan 18. Kolordu komutanlığına getirildi. Burayı aldıktan sonra Irak'ta İngilizler'le çarpıştı. 1917'de Diyarbakır'daki 2. Kolordu komutanlığına getirildi. Van, Bitlis, Elazığ cephelerindeki 2. Ordu komutanlığına vekâlet etti.

1918 yılında Erzincan ve Erzurum'u Ermeniler'den ve Ruslar'dan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini ve Ağrı’yı kurtardı. Aynı yıl Tümgeneral oldu.

Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmet İzzet Paşa'nın genelkurmay başkanlığı önerisini kabul etmedi. Anadolu'da görev almak istedi. Önce Tekirdağ'daki 14. Kolordu Komutanlığı'na, ardından da Erzurum'daki 15. Kolordu Komutanlığı'na atanmasını sağladı. Nisan 1919'da göreve başladı.

Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı'nda Edirne Milletvekilliği ve Doğu Cephesi komutanlığı yaptı. Ermeniler'in eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini geri aldı.

15 Kasım 1920 tarihinde Ermeni Ordusu'nu kesin olarak yendi. Ermeni hükümetiyle Ankara hükümeti adına Gümrü Antlaşması'nı imzaladı. Kars'ın alınmasıyla korgeneralliğe yükseldi.

Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Kurtuluş Savaşı'nın bitiminden sonra 1. Ordu müfettişliğine atandı.

1923 yılında İstanbul milletvekili oldu. 1924'te, TBMM'deki Dörtler Grubu'nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak Halk Fırkası'ndan istifa etti. 17 Kasım 1924'te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın başkanlığına seçildi. Parti, 3 Haziran 1925'te, Şeyh Sait Ayaklanması nedeniyle kapatıldı.

Atatürk'e karşı yapılan İzmir Suikasti'nden sonra yargılandı ve beraat etti. Siyasi hayatına 12 yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939'da İstanbul Milletvekili olarak devam etti.

1946 yılında TBMM başkanlığına seçildi. Bu görevdeyken 26 Ocak 1948 tarihinde Ankara'da vefat etti.

ESERLERİ:

1- Hayatım (Karabekir Paşa bu eserinde gençlik yıllarını anlatmaktadır.)

2- İttihat ve Terakki Cemiyeti 1896-1909 (Bu eserde Paşa İttihat ve Terakkinin kuruluş dönemini ve ilk çalışmalarını anlatmaktadır.)

3- Birinci Cihan Harbine Neden Girdik ? (Birinci Cilt) (Bu eserde Paşa'nın istihbarat subayı olduğu dönemleri kapsadığından Osmanlının 1.Dünya Savaşı'na neden girdiğini çarpıcı belgelerde ortaya koymaktadır.)

4- Birinci Cihan Harbine Nasıl Girdik? (İkinci Cilt) (Cihan harbine Osmanlı İmparatorluğu'nun nasıl girdiğini anlatmaktadır.)

5- Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? (Üçüncü Cilt) - Erzincan ve Erzurum'un Kurtuluşu (Karabekir Paşa bu eserinde ise Erzurum ve Erzincan'ın nasıl kurtarıldığını anlatmaktadır)

6- Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? (Dördüncü Cilt) - Sarıkamış, Kars ve Ötesi - (Bu eserde ise Sarıkamış, Kars bölgelerinin nasıl kurtarıldığını anlatmaktadır)

7-Ermeni Dosyası (Paşa savaşacağı Ermenilerin tarihçesini araştırmış ve kaleme almıştır.)

8- Ermeni Mezalimi (Paşa Ermenilerin görev yaptığı doğu illerindeki katliamlarını belgelerle ve resimlerle ortaya koyarak, günümüzde koparılan kızılca kıyamete hayalle değil belgelerle cevap vermiştir.)

9-Paşaların Hesaplaşması ? İstiklal harbine neden girdik,niçin girdik ve nasıl idare ettik ?

10- İstiklal Harbimiz (5 CİLT TAKIM) (Karabekir Paşa'nın en çok konuşulan ve tartışılan eseri. 1960 yılında ailesinin Türkiye Yayınevi tarafından yayınlattığı ve hemen yasaklanıp toplatılan eseri. Eseri baskıya hazırlayan Paşa'nın rahmetli damadı Prof.Faruk ÖZERENGİN beyefendinin deyimiyle "trenle Ankara'ya ailece toplanıp giderken kanun kaçakları gibi korka korka ürkek gözlerle baka baka gittiğimiz" diye anlattığı olay 5 yıl sürmüş ve sonunda beraat edip yayınına devam edilmiştir.

11- İstiklal Harbimizin Esasları (Karabekir paşanın 1933 yılında bastırmak istediği ancak matbaanın basılarak kireç ocaklarında imha edilen eseridir. İstiklal Harbi'mizi esas hatlarıyla ortaya koyan ve 1933 yılında bir Ankaralı adıyla bir gazetede yalan ve yakın tarihimizdeki olayları farklı, Karabekir Paşa'nın ismini aşağılayıcı yayınlar başladığında Paşa belgeler göndermeye başlar, ilk iki belge yayınlanır ama gerisi yayınlanmaz. Paşa bunun üzerine bu eseri hazırlar ve matbaada 3000 adet forma halindeki eser matbaa basılarak imha edilir. Bu eserin eksiksiz ve tam metin baskısı.)

12- İstiklal Harbimizde İttihat Terakki ve Enver Paşa (2 cilt takım) (Paşa bu eserinde de İstiklal Harbi döneminde İttihat Terakki Erkanının ve özellikle Enver Paşa'nın çalışmalarını belge ağırlıklı olarak anlatmaktadır. Kurtuluş Savaşımızın başlıca kahramanlarından biri olan rahmetli General Kazım Karabekir' in (1882-1948) bu eseri, 1. Dünya Savaşında Osmanlı ordularının başkomutanı olarak yenilgiye düşüp Avrupa'ya kaçmış olan Enver Paşa ile Cemal ve Talat Paşalar gibi İttihat ve Terakki Cemiyeti (Fırkası) kurucuları ve erkanının özellikle Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarında yaptıklarını -belgelere dayanarak- anlatır. Önemli belgeler arasında Halk Şuralar Fırkası programı ile İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı nizamnamesi de vardır. 1920-23 yıllarını kapsayan bu değerli anılar, Enver Paşa'nın Kafkaslar' dan Orta Asya'daki feci öldürülüşüne kadar geçen bütün yaşamını anlattığı gibi, Onun ve yandaşlarının Kurtuluş Savaşındaki olumsuz etkinliklerini de belirtmektedir. Enver Paşa, Harb-i Umumi'den mağlup çıkılması üzerine Berlin'e kaçmak zorunda kalmıştı. Buradan Rusya'ya geçen Paşa Moskova'da İngiliz emperyalizmine karşı birlikte mücadele etmek için Sovyet devlet adamları ile görüşerek onlardan Anadolu hareketine silah yardımı yapmalarını istedi. Ve Rusya'nın desteğiyle kurulan İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı adlı cemiyetin başına geçerek Anadolu'da şubeler açmak istedi ve 1920 Eylül'ünde gerçekleşen Doğu Halkları Kongresi'ne katıldı. Bir ara Berlin'e döndüyse de fazla kalmayarak yine Moskova'ya geldi. Ve Ankara hükümetinin temsilcisi ile görüşmeler yaptı. Mustafa Kemal Paşa'ya bir mektup yazarak hakkındaki söylentileri ve Anadolu hareketinin başına geçeceği iddialarını yalanladı; fakat Yunan saldırısının başlaması ile Anadolu'ya geçme fikriyle Batum'a geldi. Bütün bu gelişmeler olurken beride Anadolu'da gözle görülecek bazı faaliyetler belirdi: Trabzon'da Enver Paşa'ya taraftarlığı ile bilinen Yahya Kahya, mahkum ve kaçaklardan oluşan bir tabur meydana getirerek başına buyruk bazı işler yapmaya ve Enver'in yakında döneceğini açıkça telaffuz etmeye başladı. Diğer taraftan, gelişmeler Büyük Millet Meclisi'nde bulunan kırk civarındaki İttihatçı mebuslarda da yankısını buldu. Bu gelişmelerden rahatsızlık duyan Mustafa Kemal Paşa, Rus hükümetiyle anlaşarak, Enver Paşa'yı devre dışı bıraktı. Rusların desteklerini kaybettiğini ve Anadolu'da da bir şey yapamayacağını anlayan Enver Paşa bu kez, Türkistan'a yönelerek, buradaki Türkleri Ruslara karşı istiklal mücadelesi vermek üzere örgütlemek istedi ve bu yolda da can verdi. İlk baskısını 1967'de yapan bu eser; o sırada Şark'ta bulunan Kazım Karabekir' in kendi gözlem, hatıra ve bilgileriyle birlikte, bu maceranın kahramanlarının 1920-23 arasındaki resmi-özel yazışma ve mektuplarının suretlerinden oluşan birinci elden bir kaynak niteliğindedir. Ayrıca, aynı hadiselerle bağlantılı olan Yahya Kahya ile Mustafa Suphi'nin öldürülmesi olayları ve bunlarla ilgili belgeler de, eserde ele alınan konulardandır. Enver Paşa ve İttihat ve Terakki erkanının Milli Mücadeledeki faaliyetlerine dair ilk elden bilgi, belge ve anılar veren eser, İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı nizamnamesi, Halk Şuralar Fırkası Programı ve Meclis tarafından Kahya Yahya olayını incelemek üzere Bursa mebusu Mustafa Fehmi Efendi başkanlığında oluşturulan tahkik heyetinin raporu gibi çok önemli belgeleri de içermektedir. )

13- Paşaların Kavgası (İstiklal Harbi biter bitmez Karabekir Paşa'nın M. Kemal Paşa ve etrafıyla arasındaki ihtilafların ve tartışmaların başladığı dönemi çok çarpıcı şekilde ele alarak anlattığı eseridir. Bu kitapta Türk yakın tarihinin en çapraşık dönemi Karabekir Paşa'nın kalemiyle ele alınıyor. Resmi tarihe yer yer ters düşen bu hatıralar yakın tarihimizin iyi anlaşılması için büyük kazançtır. Tarihin hafızası hiç bir zaman unutkanlıkları bağışlamamıştır. Bu kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman yakın tarih tablosunun son çizgisinin çizilmiş olduğunu göreceksiniz. )

14- Bir Düello ve Bir Suikast (Karabekir Paşa'nın iktidar sahipleriyle ihtilafa düştüğü ve 15 yıla yakın Erenköy'deki köşkünde göz hapsinde tutulduğu dönemlerde kendisine planlanan suikast girişimini anlattığı eseri.)

15- Çocuk Davamız 2 cilt takım ("Kazım Karabekir Paşa'nın özellikle görev yaptığı Doğu vilayetlerinde bakımsız çocuklara yönelik yapmış olduğu çalışmaları ve raporlarını topladığı bu 2 ciltten oluşan eser günümüz idarecileri için iyi bir kaynak, tarih meraklıları için ise ibret verici bir çalışmadır. Paşa bu eserine başlarken şunları söylüyor: "Bir taraftan çocuk sefaleti, bir taraftan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işittikçe bende duygularımı kaybettim. Bakımsız çocuklar millet enerjisinin, bakımsız topraklar da vatan enerjisinin kaybedilmesi demektir. Bakımsız çocuk milli tehlikedir. Çünkü her yıl maddi manevi bir sürü düşkün halk arasında kaynaşacak ve ordu saflarına karışacaktır. Demek milletin ve ordusunun keyfiyet bakımından kıymeti her yıl bir derece daha düşecektir. Vatanın geleceğinin sahipleri bugünün çocuklarıdır. Şu halde bakımsız çocukların bu vatana nasıl sahip olacakları bugünden düşünülecek bir meseledir. Bazı kimselerden esefle duydum ve duymaktayım da: Madem ki bakamayacaklar ne diye çocuk yapıyorlar. Bende cevap veriyorum ki: Ailelerin vatan borçları, fakir de olsalar, mümkün olduğu kadar çok çocuk yapmalarıdır. Nasıl Bakılacağını hesap etmek onların değil, devletin vazifesidir. Hayatımda bana zevk veren hayli başarılarım vardır: En zevklisi binlerce bakımsız çocuğun hayat ve geleceğini kurtarmak olmuştur."

16- Çocuklara Öğütlerim (Karabekir Paşa'nın özellikle ilk okul dönemine ait çocukları için hazırladığı eseri. Büyük çocuklara (!) da vereceği pek çok şey olduğunu okudukça bu eserde göreceğiz)

17- Bulgaristan Esareti -Hatıralar, Notlar- (Paşa'nın hatıra ve notlarından Bulgar esareti dönemine ait eseri.)

18- İngiltere, İtalya ve Habeş Harbi (Paşa'nın bu üç devlet arasındaki savaşı anlattığı,askeri güç ve psikolojik durumu ortaya koyduğu eseri.)

19- Kürt Meselesi (Paşa'nın dün için doğu ve güneydoğu insanımızla ilgili ortaya koyduğu tezlerin bugün içinde aynen devam ettiğini, Kürt toplumu üzerinde emelleri olan Ermeni ve Batılı ülkelerin bu insanlarımızı nasıl kullanmak istediklerini bu eserinde okuyacaksınız.Doğu insanını ve doğu bölgelerini çok iyi bilen bir paşanın günümüz içinde geçerli tezlerini bu eserde bulacaksınız)

20- İzmir Suikasti (Paşa'nın ve muhalefetin İstiklal Harbi sonrası yargılandıkları M. Kemal Paşa'ya düzenlenen suikastı, Paşa'nın mahkemedeki savunmasını ve iddianameyi okuyacaksınız. Yayınevimizin sahibi Sn. Sami ÇELİK bu eserden dolayı yargılanmıştır.)

21- Ankara'da Savaş Rüzgarları -CHP Grup Tartışmaları- (Paşa ülkemizde ilk kez bir partinin grup tartışmalarını gün yüzüne çıkarmıştır. 2. Dünya Savaşı'na katılalım ve katılmayalım diyenleri, savaş öncesi savaşı yorumlayanlardan savaş sonrası kimlerin ahkam kesip büyük yanılgıya düştüklerini okuyacaksınız)

22- Nutuk ve Karabekir' den Cevaplar (12 Cilt) (Kazım Karabekir paşanın 1933 baskılı orijinal ve Osmanlıca Nutuk'un üzerine düştüğü notlar orijinal nutukla birlikte yayınlanmıştır.)

23- İktisat Esaslarımız (Paşa'nın İzmir İktisat Kongresi ile ilgili hazırlattığı rapordur ve kendi notlarıyla yayınlanmıştır.)

24- İtalya ve Habeş (Paşa'nın İtalya ve Habeş'i inceleyip kaleme döktüğü eseri.)

25-Tarihte Almanlar ve Alman Ordusu (Paşa'nın tarihi süreci içerisinde Almanları ve mesleği olan askeri açıdan Alman ordusunu incelediği eseridir.)

26-Tarih Boyunca Türk-Alman İlişkileri (Almanlarla Osmanlı arasında, Osmanlının son yıllarında başlayan yakın ilişkilerini ve Almanların Türkler tarafından en gizli bilgilere kadar ulaşabileceği makamlara getirilmesini anlatan eseridir.)

27- Türkiye'de ve Türk Ordusunda Almanlar (Paşa'nın Türk ordusunda görev yapan komutanları ve görev sürelerini inceleyip anlattığı eseri. Moltke, Goltz Paşa, Liman Von Sanders ıslah heyetlerinin başında Türkiye'ye gelip Osmanlı ordusunda senelerce görev yapmışlardır. Türk askerlik tarihine son asırlarında damgalarını vurmuşlar, bunlardan Goltz Paşa ülkemiz topraklarında ölerek İstanbul'a defnedilmiştir. Goltz ve Liman paşalarla birlikte çalışması hasebiyle Karabekir Paşa yer yer bu döneme ait hatıralarını da bu eserinde anlatmaktadır.




HAKKINDA YAZILANLAR

Karabekir Anlatıyor
Uğur Mumcu
um:ag Yayınları

"Her ihtilal, çatışmalar ve çalkantılar içinde oluşur. Bu çatışma ve çalkantılar, ihtilalcileri karşı karşıya da getirir. Mustafa Kemal ve Karabekir Paşa, Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızı kesin utkuya ulaştıran iki eski dost, iki eski asker ve iki eski ihtilalcidir. (Ama) yolları, hilafetin kaldırılması ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte ayrılmıştır. İhtilal, evlatlarını yer! Bu bir değişmez kuraldır. Anadolu İhtilali, Türkiye'de bir yeni dönem açmış, bir çağ değiştirmiştir. Böylesine bir olayda, ihtilalcilerin yollarının ayrılması doğaldır. Doğal olmayan, bu olaylar üzerindeki yasakların şu ya da bu nedenle bu gün bile sürmesi, sürdürülmesidir."
-Uğur Mumcu-




ENGLISH BIOGRAPHY

Kazım Karabekir was born in 1882 in Istanbul. He graduated from the War Academy in 1902 and the Army Staff School in 1905. His first place of duty was Monastir, where he, together with Enver Bey, opened the local branch of the Committee of Union and Progress (CUP).

After the reinstalment of the constitutional rule in 1908, he was assigned to the Second Army in Edirne. He was in “Liberation Army”, which suppressed a counter-revolutionary rebellion in Istanbul in 1909 and during the Balkan War he took part in the defense of Edirne.

When the World War broke out, he was first sent to Gallipoli, where he fought against the French and then, in 1915, he became was promoted to Colonel and went to Iraq, where he was the Chief of Staff of the German General Colmar von der Goltz. In 1916, he was the commander of the XVIII Corps that captured Kut al-Amara from the British and the next year, when he was appointed to the command of the II Corps stationed in Diyarbakır, he was also the acting commander of the Second Army. In this capacity, in 1918, he recaptured Erzurum and Erzincan from the Armenians and the invading Russian forces. He took his troops to Azerbaijan and forced the British units out of this region. The same year he was made a General.

After the armistice, he worked together with Mustafa Kemal and during the War of Independence he commanded the Turkish forces in the Eastern Front. He liberated Kars from the Armenians and signed the Agreement of Gümrü with Armenia, on behalf of the Ankara government.

Kazım Paşa joined the Parliament in 1923 and formed the Progressive Republican Party the next year. This party was closed on 3 May 1925 and Kazım Paşa was tried due to his alleged involvement in the assassination attempt against Mustafa Kemal Atatürk. He was found not guilty, thanks to Mustafa Kemal’s intervention, but all the relations between these two comrades-in-arms were broken.

Kazım Karabekir reentered the Parliament in 1939, after Atatürk’s death and became the Chairman of the Parliament in 1946. He remained at this post until his death on 27 January 1948 in Ankara.




HABER

Ermeniler, Kazım Karabekir'e neden teşekkür etti?
Sondevir 17 Şubat 2012

Kazım Karabekir'in kızı Timsal Karabekir, Ermeni soykırımı iddialarının inkarını suç sayma girişimine belgelerle cevap verdi: "ABD arşivlerini açarlarsa babamın ve milletimizin yaptığı iyilikleri görürler ama buna cesaretleri yok."

Kurtuluş Savaşı'nın unutulmaz komutanlarından, eski TBMM Başkanı Kazım Karabekir'in kızı Timsal Karabekir, İzmir'de Gediz Üniversitesi'ne misafir oldu. Uluslararası İlişkiler Kulübü öğrencilerinin davetlisi olan Timsal Hanım, "Kazım Karabekir'in Gözüyle Yakın Tarihimiz" konulu bir söyleşi yaptı. Kendisini dinlemek için 600 kişilik salonu dolduran gençlere, Millî Mücadele'nin ne şartlarda kazanıldığını anlattı.

Avrupa'da son olarak Fransa'da gündeme gelen, Ermeni soykırımı iddialarının inkarını suç sayma ve Ermeni diasporasının bu yöndeki girişimlerine, tarihî belgeler ve babasının hatıralarıyla cevap verdi. Trabzon'daki yetimhanede kalan Ermeni çocuklar ve gençlerin babasına takdim ettiği teşekkür yazısını gösteren Timsal Karabekir, şunları söyledi:

"Bu nasıl soykırım böyle Büyük bir yalanla ve ucunda toprak kapma emeli bulunan karalama kampanyasıyla karşı karşıyayız. Atamıza ve bizlere soykırım suçunu yapıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kimse ihanetten ise söz etmiyor. Doğu Anadolu'da Ermeniler tarafından katledilen Türkler'i kimse hatırlamıyor.

AÇILMAYI BEKLEYEN 189 TOPLU MEZAR VAR

Şimdiye kadar pek çok toplu Türk mezarlığı bulundu. Açılmayı bekleyen 189 tane daha var ama bir tek bile toplu Ermeni mezarlığı yok. Ermeniler, geçmişte olduğu gibi bugün de birileri tarafından maşa olarak kullanılıyor. Gerçekleri görmek istiyorlarsa sadece bizim arşivlerimize değil, ABD'nin arşivlerine de baksınlar. Eğer bakarlarsa Türkler'in, babamın tüm yaşananlara rağmen Ermeniler'e yaptığı iyilikleri görürler ama buna cesaretleri yok."

Timsal Karabekir, siyasi hesaplar uğruna sözde Ermeni soykırımının inkarını suç saymaya kalkanları da ikiyüzlülükle suçladı: "Peygamberimiz'e hakareti ifade özgürlüğü olarak kabul edenler, 'Soykırım yok.' diyeni hapse atmaya kalkıyor. İçimizde de kimileri, Ermeniler'den özür dilemeye yelteniyor. Eğer özür dileyeceksek Ermeniler'den değil, onların saldırılarıyla can veren atalarımızdan özür dilemeliyiz. Tarihî bir sınavdan geçiyoruz. Bu topraklar kolay kazanılmadı, her karışına kanımız aktı, sahip çıkalım."

HOŞGÖRÜNÜN BELGESİ

Timsal Karabekir, babası Kazım Karabekir'e Ermeni yetim çocuk ve gençler tarafından 1922 yılında verilen teşekkür yazısının hikayesini de şöyle anlattı: "Anadolu'daki Ermeniler'e gösterilen hoşgörü, soykırım yalanının başlatıldığı 1915'ten sonra, Kurtuluş Savaşı sırasında da devam etti. Kendisi de bir yetim olan babam, tüm yetimlere babalık yapmıştı. Bu çocuklar arasında çok sayıda Ermeni de vardı.

BU MİLLETİN YÜREĞİNDE İNSAN SEVGİ VAR

Trabzon'da Amerikalılar tarafından kurulan yetimhanedeki o Ermeni küçükler, Kazım Paşa'dan ve Türk askerlerinden gördükleri şefkat sebebiyle teşekkür yazısı sundu. 1910'lu yıllarda Ermeni çetecilerin yaptığı zulmün en yakın tanıklarından Kazım Karabekir, her şeye rağmen Ermeniler'e kol kanat germişti, çünkü onun ve bu milletin yüreğinde insan sevgisi vardı. Kurtuluş Savaşı'nın zor şartlarında bile o sevgiyle minik yürekler ısıtılmıştı."




HABER

Karabekir Paşa: Manda ve sömürge
Hilmi Yavuz
Zaman 8 Haziran 2014

Tamamıyla bir tevafuk: Sırrı Sakık’ın Ağrı’da ilk iş olarak Kâzım Karabekir’in adının her yerden silinmesi konusundaki demeci açıklandığında, ben de Paşa’nın ‘Günlükler’ini [Kâzım Karabekir, ‘Günlükler, 1906-1948’, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2009] okuyordum.

Elbette, onun özellikle 1918 ve 1919 yıllarında, defterine düştüğü notları!

Karabekir Paşa’nın, Birinci Dünya Savaşı sonrası ile Milli Mücadele’nin başladığı tarihlerde yazdıkları, ama daha ziyade, Amerikan ve İngiliz mandası meselesinin tartışıldığı sırada düşündükleri, son derece önemli ve canalıcı tespitleri içeriyor. Bu tespitler, manda yönetiminin düpedüz sömürgeleştirme anlamına geldiğinin farkında olduğunun kanıtıdır. Paşa, teklif edilen İngiliz mandası’na ilişkin düşüncelerini, Erzurum’da, Doğu Cephesi Kumandanı sıfatıyla bulunduğu sırada, İtilâfçı İstanbul Hükümeti’nce gönderilen ‘Hey’et-i Tahkikiye’ üyeleriyle yaptığı görüşmeler sırasında ve 27 ve 28 Ağustos 1919 tarihli ‘Günlükler’lerinde ifade etmektedir;-şöyle:

27 Ağustos 1919, Çarşamba: “Bugün salona çıktım. Hey’et-i tahkikiyenin gayr-i makul ve gayr-i meşru olduğunu Harbiye Nezareti’ne yazdım.

Akşam, heyet-i tahkikiyeden Ali Fevzi Paşa geldi. Yalnız görüştük. Şunları anladım: Padişah, hükümet, İngiliz mandası taraftarı. Milletten korkarak henüz ilân etmiyorlar. İzzet Paşa ve taraftarı da Amerikan mandası taraftarı.”

Bir gün sonra, 28 Ağustos 1919 Perşembe günü, Karabekir Paşa, bu defa heyet-i tahkikiyeden Ziya Bey’le görüşür. Ziya Bey, İngiliz Muhibleri Cemiyeti’nden olduğunu, ‘İngiliz mandası[nın] bütün memleketi[n] vahdetini temin edece[ğini]; Amerikan mandası[nın] yalnız İstanbul için’ sözkonusu edildiğini söyler. Paşa, ‘Günlükler’inde bu bilgileri aktardıktan sonra şöyle devam eder:

“Saniyen, din hususu da tehlikeli olurmuş. Halbuki İngiliz mandasında ittihad-ı İslâm bile mümkünmüş. İstanbul’da ekseriyet İngiliz taraftarı imiş.”

Ziya Bey’in sözlerini hiç de inandırıcı ve kabul edilebilir bulmadığını ‘miş’li geçmiş’ bir dille imâ ettikten sonra Karabekir Paşa sözü alır ve şu cevabı verir:

Dedim, İngiliz mandası için Fransızlar vesaire de ivaz istemeyecek mi? Adana, Konya, İzmir’in işgali, Vilâyât-ı Şarkiyye’nin Ermenilere verilerek Amerikan mandasına girmesi hep mütebaki aksamın da İngilizlere terki için değil mi? İngilizler de aldıkları yerde, mesela Adana’da Fransızların yaptığı gibi manda yapmayacak mı?’

Karabekir Paşa, “Saniyen, dini ortaya neden sürüyorsunuz?” diye devam eder: “İngilizler gelirse taassub-u câhilâneyi körükleyecekler. Bütün millet nefer ve amele olacak[…] Nasıl ki Hintliler memleketimizde harp ediyorsa, [İngilizler] Türkleri bilmem nerede nefer olarak öldürmeyecekler mi? Buna kim mâni olur?”

Kâzım Karabekir Paşa’nin vizyonuna bakınız: İngiliz mandası altına girilirse, Türkiye’nin tıpkı Hindistan gibi bir sömürge olacağını; Türklerin asker ve işçi olarak İngiliz çıkarları için savaşmak ve çalışmak zorunda kalacaklarını öngörüyor. ‘Manda’ görünüşü arkasındaki sömürge mantığını görüyor. Sadece bu kadar da değil: Manda yönetimi gerçekleşirse İngilizlerin, İslam’ın cahilce bir taassuptan ibaret bir din olduğunu telkin edeceklerinin de farkındadır.




ESER-AYRINTI

HER YÖNÜYLE KÂZIM KARABEKİR
Oğuz ÇETİNOĞLU ve Mehmet Şadi POLAT

Kâzım Karabekir Paşa, asker sıfatıyla ülkesinin kurtuluşu için cepheden cepheye koştuktan sonra, sivil hayatında da Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda mühim vazifeler üstlenmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve kaleme aldığı her biri yekdiğerinden kıymetli 50’den fazla kitap, O’nun başarılarını taçlandıran çalışmalardır.

Paşamız; kurtuluştan kuruluşa, kuruluştan kalkınmaya, Kürt ve Ermeni meselesinden eğitime kadar her sâhada düşünmüş, ve çözümler üretmiştir.

Gerek askeri, gerekse sivil hayatta, yetim çocukların yetiştirilmesi, meslek sâhibi insanlar olarak cemiyete kazandırılması, kimsesiz kalan Ermeni çocuklarının yurtlara yerleştirilmesi, Karabekir Paşa’ya ayrı bir ihtişam kazandırmıştır.

HER YÖNÜYLE KÂZIM KARABEKİR isimli kitapta, Karabekir Paşa hakkında akla gelebilecek bütün sorular, hakkında yazılmış bütün kitaplar, tezler ve makaleler, kılı kırk yararak incelenmek suretiyle cevaplandırılmıştır.

Denilebilir ki Kâzım Karabekir Paşa ile alakalı hiçbir bilgi, bu kitabın dışında bırakılmamıştır.
Hacmi mütevâzı, muhtevâsı dolgun bu eser; Türkiye’nin kalkınmasına ve her yönüyle gelişmesine katkıda bulunmayı kendilerine ideal olarak seçen gençlere örnek teşkil edecek bir şahsiyeti tanıtan başucu kitabıdır.

Yazar : Oğuz ÇETİNOĞLU – Mehmet Şadi POLAT
Sayfa sayısı : 456
Kağıt : Şamua, 70 gr.
Ebat : 16,5x23,5cm
Boğaziçi Yayınları 2017
Baskı : Erkam Matbaası
Barkod : 9789754513684







www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)