Uluğ  Bey
astronomi bilgini


devlet adamı


Timur Han'ın torunu



Türk Dünyası'nın 15'inci asırda yetiştirdiği büyük astronomi bilgini. 22 Mart 1394 tarihinde Güney Azerbaycan'daki Sultaniyye'de doğdu. İyi bir eğitim görerek, 13 yaşındayken Horasan ve Maveraünnehir eyaletlerine hakan naibi oldu. Başkent seçtiği Semerkant'ta, müstakil bir hükümdar gibi hareket etti.

Fen bilimleri ve astronomiye merakı, kendisini dünya tarihinin en büyük astronomlarından biri haline getirdi. İlim adamlığı yanında devlet adamlığı vasfı vardı. Semerkant'ta 38 yıl hükümdarlık yaptı. Bir akademi haline getirdiği sarayı, devrin meşhur alimlerinin toplanıp tartıştığı bir mekan oldu. İktidar döneminde, başta Semerkant ve Buhara olmak üzere tüm ülke, Türk mimarisinin seçkin eserleriyle donatıldı. Oğlu Abdüllatif tarafından tahttan indirildi. 25 Ekim 1449'da, Abbas adlı bir düşmanı tarafından öldürüldü ve dedesi Timur Han'ın yanına defnedildi.




Uluğ Bey'in astronomi çalışmaları

Uluğ Bey'in Semerkant'ta kurduğu rasathanedeki astronomi çalışmaları, astronomi biliminin bugünkü seviyeye gelmesinde büyük pay sahibidir. Uluğ Bey, astronomi çalışmalarının temelini teşkil eden trigonometri ilmi üzerinde geniş çalışmalar yaptı. Kendisinden önceki Doğu - Batı dünyasının tahmini ve yaklaşık bilgilerini bırakıp bilimsel esasları tespit ederek, trigonometride yeni bir araştırma yolu açtı. Dünya onu astronomi alanındaki eserleriyle tanıdı. Semerkant'taki rasathanesinde yapılan çalışmalar, bugünkü astronomiye hala ışık tutmaktadır.

İlhanlılar zamanında yapılan rasatları tekrar gözden geçiren ve 12 yıl boyunca rasat yapan Uluğ Bey, 1437'de, büyük eseri Uluğ Bey Zici'ni yazdı. Bu eser, daha önce yazılan 'zic'Ierin yanlışlarını düzeltiyor ve yıldızların hareketlerini daha mükemmel gösteriyordu. Uluğ Bey'in bu eseri 1665'te Oxford'da İngilizce ve 1853'te de Fransızca olarak basıldı. Batı bilim dünyası, Uluğ Bey'e 15. Asır Astronomu unvanını layık görürken, Milletlerarası Astronomi Derneği de Ay yüzeyindeki bir kratere onun adını verdi.




HAKKINDA YAZILANLAR

Uluğbeyin Hazinesi
Adil Yakubov Selenge Yayınları



Elinizdeki bu roman, Türkistan klasikleri arasında yer alan eserlerin başında gelir. "Uluğbey'in Hazinesi'ni Türkiye Türkçesine aktarırken, bir tarihî romanda bulunması gereken özelliklerin yansıtılmasına dikkat edilmiştir. Bu yüzden, o dönemin hitap şekilleri, saray konuşmaları, örf ve adetleri yansıtılmış; zamanın kelimeleri bilhassa korunmaya çalışılmıştır.

Günümüzde Türkiye Türkçesi ile Türkistan lehçelerini birbirine yakınlaştırma, bir orta-dil geliştirme yönünde bazı çalışmalar yapıldığını düşünürsek, bizlerin de yavaş yavaş o bölgede kullanılan kelimelere âşina olmaya çalışmamız gerekmektedir. Bu düşünceyle, Orta Asya Türk lehçesinde kullanılan ve bugün de canlılığını koruyan bazı kelimeler, aynı muhafaza edilmiş; ancak, çoğu yerde dipnotlarda karşılığı gösterilmiştir.

Elinizdeki eser, 1999 yılı itibariyle tam 27 dile çevrilmiş; Cengiz Aytmatov'un dahi yastık altı kitabı olmuş bir Özbek klasiğidir.
(Önsöz'den).


Türkçe
430 s.
2. Hamur
Ciltsiz
13 x 20 cm
İstanbul 2008
3. Basım
ISBN : 9789758839124

Türkçeleştiren : Ahsen Batur
Sayfa Düzeni : Mehdi Ali Seçkin
Kapak : Sercan Aslan




www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)