Vedat Okyar
eski futbolcu, spor yazarı



1954 yılında Bursa'da doğdu. İlk profesyonel deneyimini yaşadığı Bursaspor'da, kısa zamanda takımın önemli oyuncularından birisi oldu. Teknik kapasitesi ve oyun kuruculuktaki zekasıyla Yeşil-Beyazlı takımın temeliydi. Bursa'da yetişmesine rağmen küçük yaştan beri gönül verdiği Beşiktaş'ta oynamak istiyordu. Tekstilci olan babası Rahmi Okyar, Beşiktaş Kulübü'nde 'Yönetici' sıfatıyla görev yaptığı için, Siyah-Beyazlı renklere transfer olması kolay olmadı. 1968 ile 1976 yıları arasında yer aldığı Beşiktaş Takımı'nda 253 maçta oynayıp, rakip kalelere 21 gol attı. Zaman zaman Milli Takım'da da yer aldı. Çok iyi bir penaltıcıydı. Bursaspor ve Beşiktaş'ta kullandığı 43 penaltıdan 42'sini gole çevirerek, bu konudaki ustalığını gösterdi. Kısa fasıllarla Diyarbakırspor ve Karagümrük takımlarında da top koşturdu. Futbolu bırakıp, babasının mesleğini yapmaya başladı. 1980'li yılların sonuna doğru, futbol yazarlığına başladı. İsabetli yorumlarıyla, kendine has üslubuyla spor basınının vazgeçilmez bir ismi oldu. 20 Temmuz 2009 tarihinde İstanbul'da öldü.

HAKKINDA YAZILANLAR

Bildiği tek şey futbol
YASEMİN BORAN
Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi

Ne istediğini bilen ve istediği gibi yaşayan bir adam, Vedat Okyar. Kime sorsanız alacağınız cevap aynı: O bir keyif adamı.

Keyif almayı biliyor. Yaşamayı biliyor. Ne istediğini biliyor. Yani bilen adam!

Bildiğinden şaşmamış, istediğinden vazgeçmemiş, keyif almadığı hiçbir şeyi yapmamış, bu güne kadar. Yani çok şanslı bir adam!

Peki, gerçekten şanslı mı?

Elbette... Yaşam felsefesiyle şansı kendisine çekiyor.

Vedat Okyar için ‘‘Yaşamak’’ keyif almak demek. Şimdiye kadar keyif almadığı hiçbir şeyi yapmadığını herkese söyleyen ve söylediği gibi yaşayan biri o. Yani felsefesini yaşayan biri.

‘‘Hayatımda bildiğim tek şey futbol’’ diyor.

Ne kadar sade ve yalın bir anlatımla kendisini tanımlıyor.

Bu tanıma yüzeysel baktığınız zaman ‘‘futboldan başka bir şey bilmeyen bir adam’’ olarak değerlendirirsiniz ve büyük bir yanılgının içine düşersiniz. Çünkü tek bir bilgi için pek çok kişi bütün bir hayatını veriyor da, öğrenemeden göçüp gidiyor.

‘‘Biliyorum’’ diyebilmek için yaşamak gerekir. Yaşamak ise içinde keyif, haz duygusu barındırır. Vedat Okyar, futboldan keyif alıyor. Çocukken keşfettiği bu keyfi futbolcu olarak sürdürmeyi başarıyor. Önce Bursaspor'da daha sonra Beşiktaş'ta oynuyor.

Yaptığınız işten keyif alıyorsanız, başarılı olursunuz. Veya keyif aldığınız işi yapıyorsanız onunla bütünleşirsiniz ve ardından başarı gelir.

Başarının kendisinden çok her ne yapıyorsanız, ondan keyif almayı öğrenmelisiniz. Doğrusu Vedat Okyar kendi yaşantısıyla iyi bir örnek olarak karşımızda duruyor.

Gençliğinde tanışıp aşık olduğu kadınla evleniyor ve ‘‘hayatımda bir kere aşık oldum ve onunla evlendim’’ diyerek duygularını kısaca özetliyor. Yani ne yapmak istediğini biliyor ve yapıyor. Bu demektir ki, kendisini tanımayı öğrenmiş ve isteklerini belirlemiş biri.

Zaten ne istediğinizi bilirseniz, etrafınızda isteyebileceğiniz diğer şeyleri görmezsiniz. Böylece enerjinizi çeşitli şeylere dağıtmadan istediğinize bütün dikkatinizi yöneltebilir ve nihayetinde istediğinizi elde edersiniz. Üstelik bütün bunları yaparken büyük bir hırs, tutku ve yakıcı duygularla yapmadığınız için hayatı kolay yaşarsınız. Tabii bunun sonucunda da keyif alırsınız, keyifli yaşarsınız.

Keyifli yaşayan insanlar çevrelerine de keyif verirler. İçlerindeki yaşam enerjisi dışlarına yansır ve etraflarında bulunan herkes onun varlığıyla neşelenir.

Evet, Vedat Okyar, herkesin ‘‘Güzel insan’’ olarak tarif ettiği biri. Bu keyifli adamın neşesi yazılarına da yansıyor. En ilginç özelliği de herhangi bir maçın sonucunu sorduğunuz zaman size hiç düşünmeden cevap verir. ‘‘Beşiktaş bu maçı ya kazanır, ya berabere biter, ya kaybeder’’ der. Zaten başka bir ihtimal de yoktur. Ve bütün ihtimallere karşı hazırlıklı olduğunu gösteren bu kabulleniş ve teslimiyet içinde yaşadığına işaret eden bu cevap, Vedat Okyar'ın hayatın içinde zorlanmadan akan biri olduğunu anlatır.



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)