Biyografi Ara!
Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor
Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor
İlk Memluk Sultanı
Muizzüddin Aybek
İlk Memluk Sultanı
asker
Muizzüddin Aybeg
Memluk Devleti'nin Kuruluşu
Memluk, Arapça’da beyaz köle demektir.
Memluk Devleti, 1250-1517 yılları arasında Mısır ve Suriye’de hüküm sürdü.
Memluk adı verilen köleler, hükümdarların muhafız birliklerine bağlıydı. Zamanla yetenekleri sayesinde bulundukları devletlerde idari kadroyu ele geçirdiler.
İslam tarihinde ilk defa memluk (beyaz köle) edinenler Abbasi halifeleri oldu. Abbasi ordusundaki Türk memluklerin sayısı kısa bir sürede 35 bine ulaştı. Bu Türk askerleri sayesinde Abbasiler, dış tehlikelere başarıyla karşı koydu.
Tolunoğulları ve İhşidiler devletlerinde de önemli bir yer tutan memluk kuvvetlerinin sayısı bilhassa Eyyubiler döneminde arttı.
Bu dönemde memluklerin eğitimi için iki kışla oluşturuldu. Kışlalardan biri Melik Salih Necmeddin tarafından Kahire’de, Nil Nehri üzerinde bulunan Ravda adasında kuruldu. Burada Kıpçak Türkü olan memlukler eğitim gördü. Kışlaları deniz ortasında olduğu için Memalik-i Bahriye (Deniz Köleleri) veya Memalik-i Türkiye adı ile anıldı.
İkinci kışla ise daha sonra Memluk Sultanı Melik Mansur Kalavun tarafından yine Kahire’de Kalatül-Cebel denilen kalenin burçlarında kuruldu. Burada eğitim görenler Memalik-i Burciyye adıyla anıldı. Bunlar daha çok Kafkaslar’dan getirilen oldukları için Memalik-i Çerakise diye de anıldı.
Memluk Devleti’ni, Bahri Memlukleri kurduğu halde, daha sonra Burci Memlukleri idareyi ele geçirdi.
BAHRİ MEMLUKLERİ
Devlet yönetiminde yükselen Bahri Memlukleri, Eyyubi Hanedanı’nın zayıf bir anını kollamaya başladı. Son Eyyubi Sultanı Turan Şah, Bahri Memluklerine karşı tavır alınca 1249 yılında öldürüldü.
Yerine eski sultan Melik Necmeddin Salih’in dul karısı Şecerüddürr Sultan ve Memluklerden Muizzüddin Aybek, ordu komutanı tayin edildi.
İlk Memluk Sultanı Muizzüddin Aybek
Bir kaç ay sonra Şecerüddürr, Muizzüddin Aybek’le evlenerek sultanlığı ona devretti.
Böylece bağımsız ilk Memluk Sultanı olarak Muizzüddin Aybek tahta geçti. Dindarlığı, cömertliği ve görüşlerinin isabetliliği ile tanınmaktaydı.
Aybek’in tahta çıktığı sırada Irak’ta Moğol tehlikesi baş gösterdi. Halife, Aybek’ten yardım istedi. Ancak bu sırada Aybek iç isyanlarla meşguldü. Bilhassa Bahri Memlukleri liderlerinden Aktay’ın nüfuzunu gittikçe arttırması Aybek’i korkuttu. Bu sebeple Aybek, fırsatını kollayıp Aktay’ı öldürttü. Bunun üzerine Bahri Memluklerinin büyük kısmı Suriye’ye kaçtı.
Aybek, iç ve dış tehlikelerin hepsini ortadan kaldırıp, düşmanlarına başarıyla karşı koydu. Musul Hakimi Bedreddin Lülü’ün kızı ile nişanlanınca karısı Şecerüddürr tarafından öldürtüldü. Birkaç gün sonra da Şecerüddürröldürüldü.
Tahta Aybek’in oğlu Sultan Nureddin Ali geçti
Tahta geçen Aybek’in oğlu Sultan Nureddin Ali’nin saltanatı 2 yıl sürdü.
Sultan Nureddin Ali yerine Kutuz sultan ilan edildi
Moğolların Suriye’ye yaklaşması üzerine saltanat naibi Kutuz, Mısır Ayanı ile emirlerin ileri gelenlerini topladı. Sultan Nureddin Ali’in zor durumların adamı olmadığını, ancak herkesin kendisine itaat etmesi halinde Moğollara karşı konulabileceğini söyledi.
Bu sırada Bağdat’ın Moğollar tarafından alındığı ve Abbasi halifesinin öldürüldüğü haberi geldi.
Mısır halkı ve ileri gelen emirler, Kutuz’a saltanat teklif etti. Neticede henüz çocuk olan Sultan Nureddin Ali tahttan indirilerek, Kutuz sultan ilan edildi.
Sultan Kutuz, hazırladığı büyük bir ordu ile Moğolları karşılamak üzere Suriye’ye gitti. 1260 yılında Aynı Calut denen ve vaktiyle Hazreti Davud’un,Calut’u yendiği rivayet edilen yerde iki ordu karşı karşıya geldi. Moğollar,Sultan Kutuz’un kumandası sayesinde yenilgiye uğradı.
Zafer sonunda Şam’a gelen Sultan Kutuz, Habeşistan’dan Fırat kıyılarına kadar olan yerleri hakimiyeti altına aldı. Cihadını, Moğollarla işbirliği yapan Latinlere karşı devam ettirdi.
Sultan Kutuz, Baybars’a tarafından vaadettiği Halep valiliğini vermediği iddiasıyla öldürüldü.
Sultan Kutuz’un yerine Baybars sultan oldu
Sultan Kutuz’un yerine 1260 yılında Baybars sultan oldu. Baybars, Eyyubi Hanedanı’nın iktidardan uzaklaştırılıp, Türk Memluklerinin iktidarı ele geçirmelerinde birinci derecede etkin oldu.
Sultan Baybars, tahta çıktığında, İlhanlılar ve Haçlılar, Memlukleri tehdit ediyordu. Baybars, 1258’de Hülagu’nun Abbasileri Bağdat’tan çıkarmasına karşılık olarak, Abbasilerden El-Muntansır’ı 1261’de Kahire’de halife ilan etti.
Sultan Baybars, 1265’te Haçlıların elinde bulunan Suriye kıyılarındaki birçok kaleyi aldı. Kilikya Rumları ve Ermeniler üzerine de bir ordu gönderdi. Bu seferde Ermenilerin başı esir alındı.
1268 yılında tekrar sefere çıkan Sultan Baybars, Haçlıların son dayanak noktaları olan Antakya’yı alarak, prensliklerini yıktı. Bir yıl sonra da Hicaz’a giderek hac farizasını eda etti. 1270 ve 1271’de düzenlediği yeni seferlerde, Haçlıların son sığınakları olan Askalan ve Kerek kalesini aldıldu.
Sultan Baybars, 1274 yılında Anadolu’ya girdi. Anadolu’yu İlhanlı tahakkümünden kurtarmak üzere, bir kısım Selçuklu Beylerinin davetiyle 1277’de harekete geçti. Elbistan’da İlhanlı ordusunu bozup, Kayseri’ye girdi. Ancak, idare merkezinden fazla uzaklaştığı için Şam’a döndü. Haziran 1277’de kısa bir rahatsızlıktan sonra 54 yaşında vefat etti. Şam’a defnedildi.
Sultan Baybars, Moğol hakimiyetinin Suriye ve Mısır’a taşınmasına kesin şekilde mani olup, Haçlıların iki yüz yıldan fazla süren Ortadoğu işgaline son verdi. Büyük bir kumandan ve devlet adamı olan Baybars, dirayeti sayesinde devletin iç ve dış siyasetini başarı ile yürüttü. Devlet teşkilatında önemli ıslahatlar yaptı.
Baybars’ın yerine oğlu Nasireddin Berke tahta geçti
Baybars’ın ölümü üzerine yerine oğlu Nasireddin Berke geçti. Ancak kısa bir süre sonra emirlerle arası açıldı. Nasireddin Berke 2 yıl sonra kendi isteğiyle tahttan çekildi (1279).
Yerine Baybars’ın diğer oğlu Bedrüddin Sülemiş geçti. Emirlerden Kalavunda saltanat naibi oldu.
Kalavun, Sülemiş’i tahttan indirip sultan oldu
Yeni sultanın küçük yaşta olmasından faydalanan Kalavun, iktidarı ele geçirdi. Kendisine saltanat yolunu açan çalışmalarda bulundu. Sülemiş ve Kalavunadına sikke kesildi ve hutbe okundu. Aynı yılın Kasım ayında ümeranın desteğini alan Kalavun, Sülemiş’i tahttan indirerek, sultanlığını ilan etti.
Kalavun, tahta geçtikten sonra diğer Memluk sultanlarının karşılaştıkları güçlüklerle karşılaştı. İç meselelerini yoluna koyduktan sonra, İlhanlılara karşı Baybars’ın politikasını takip etti. 1280 ve 1281 yılında İlhanlıların Suriye’ye yaptıkları iki seferi bertaraf etti.
Kalavun, 1285 yılına kadar Sungur ile meşgul oldu. Bu yüzden Haçlılarla savaşa girmekten kaçındı ve 10 yıllık bir barış anlaşması yaptı. İşlerini yoluna koyar koymaz, Avrupa’dan yardım alamayan Haçlı kalıntılarını ortadan kaldırmak için harekete geçti. Emir Hüsameddin komutasında bir orduyu Antakya Haçlı Prensliğinin son kalıntılarının toplandığı Lazkiye’ye gönderdi ve 1287 yılı Nisan ayında şehir fethedildi.
1289 yılında Kalavun güçlü bir ordu ile Trablus’u kuşattı ve Nisan ayının sonlarında ele geçirdi. 1290 yılında Akka’ya gelen bir Haçlı grubu, civardaki Müslüman topraklarına hücum edip, bazı tüccarları öldürdüler. Bunun üzerine, Kalavun büyük bir ordu hazırladı. Fakat Kahire’den ayrılmak üzereyken 1290 yılında vefat etti.
Kalavun’un yerine oğlu Eşref Halilgeçti
Kalavun’un vefatından sonra yerine oğlu Eşref Halil geçti. Halil tahta geçer geçmez, Memluklerin isyanı ile karşılaştı ve kısa sürede bastırdı. Babasının Akka’yı Haçlılardan almak için hazırladığı planı uygulamaya girişti.
Sultan Halil, 1291 yılı Nisan ayında ordusu ile Akka’yı kuşattı. Şehir 18 Mayıs’ta fethedildi. Akka’nın düşmesinden sonra Suriye’deki Haçlı kaleleri birer birer ele geçti. Böylece 14 Ağustosta bütün Suriye sahili Haçlılardan temizlendi.
Sultan Eşref Halil, tahta geçtikten sonra, devlet ricaline ve babası zamanında söz sahibi olan ümeraya karşı kötü davrandı. Bunun üzerine, vezirlerden Baydara, Sultan Eşref Halil’i bir av sırasında, işbirliği yaptığı emirlerin yardımıyla 1293 senesi Aralık ayında öldürdü.
Kısa süren saltanatlar
Sultan Halil’in öldürülmesinden sonra sırasıyla tahta geçen Nasıreddin Muhammed, Ketboğa, Laçin ve İkinci Baybars dönemlerinde ülke iç karışıklıklar ve saltanat kavgaları ile büyük tahribata uğradı.
Sultan Nasıreddin Muhammed istikrarı sağladı
1310’da üçüncü defa tahta çıkan Nasıreddin Muhammed 31 yıl devam eden bu saltanatında önce bütün devlet işlerini ele aldı.
Eskiden olduğu gibi ümeranın kendisine tahakküm etmesine izin vermedi. Sultan Muhammed’in üçüncü saltanat devri, Memluk, nizamının olgunlaştığı, hükumet dairelerinin rayına oturduğu, idarede birçok yeniliklerin yapıldığı, bazı büyük memuriyetlerin kaldırılıp, yerine yenilerinin ihdas edildiği bir devirdir.
Sultan Nasıreddin Muhammed, ekonomik kalkınma sağladı. İktisadi gelişmeye bağlı olarak, devletin gelirini de arttırdı. Nasıreddin Muhammed1341 yılında vefat etti.
Nasıreddin Muhammed’in oğulları ve torunlarının dönemi
Memluk Devleti, Nasıreddin Muhammed’in oğulları ve torunlarının dönemi olarak isimlendirilen yeni bir devreye girdi.
Bahri Memluklerin çöküşüne ve Burci Memluklerin kuruluşuna kadar devam eden bu devrenin en bariz vasfı, Sultan Nasıreddin’in oğlu ve torunlarından sultan olanların çoğunun çocuk olmalarıdır.
Bu yüzden ümeranın nüfuzu yeniden arttı. Sultanlar sık sık değiştirildi. 13 sultanın başa geçtiği bu dönemde, Suriye ve Mısır’da büyük veba salgını oldu. Hergün binlerce kişi öldüğü için toprağı işleyecek kimse kalmadı.
Kudretli bir şahsiyet olan Sultan Berkuk ile iktidar, Bahri Memluklerinden, Burci Memluklerine geçti.
Sultan Berkuk, Çerkezlerden bir topluluğun başına geçerek kuvvetlendi. Sultan Selahaddin’i 1382 yılında tahttan indirip, Bahri Memlukleri devrine son verdi.